''Ülke gündeminde tartışılan konulara baktığımızda iktidar ve muhalefetiyle kimse Great Reset gündemine ilişkin konulara dikkat çekmiyor.'' ifadelerini kullanan Taha Dilipak yaşanan gelişmelerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

İşte Taha Dilipak'ın söz konusu yazısı:

Ve Biden yemin ederek göreve başladı. Yemin törenindeki ritüellerden bile bir çok komplo teorisi üretildi. Maalesef yaşanan son gelişmelerle ilgili fazlaca paranoyak olduk diyebiliriz. Son yıllarda yaşadığımız olaylar, bizim bu olaylara karşı son derece kuşkucu yaklaşmamıza sebep oluyor. Gerçek ile komplo teorileri birbirine karışmış durumda neyin gerçek, neyin komplo teorisi olduğunu ayırt edemiyoruz. 

Biden’in görevi devralmasıyla kaos kendini farklı coğrafyalarda gösterdi. Bağdat’ta iki intihar saldırısıyla 32 kişi hayatını kaybederken 110 kişi yaralandı. Rusya’ da muhalif lider Navalny’in tutuklaması ile başlayan protesto gösterilerinde 4.000 den fazla kişi göz altına alındı. Satürn’ün 2021 deki açılarının halk olayları, protestolara ve devrimlere işaret ettiğini astrologlar bize sene başında anlatmışlardı. Olaylar bu yönde cereyan etmeye devam ediyor. Bir taraftan Paris’te protestolar da devam ediyor.

Sanki Biden’in görevi teslim almasını birileri bu şekilde kutluyor. Bu yaşananlar bize 2021 in kolay geçmeyeceğini gösteriyor. Biden göreve gelir gelmez bir takım kararnamelere imza attı. Bunlar arasında bazı Müslüman ülke vatandaşlarının ABD'ye girişini yasaklayan kararın iptali, Meksika duvaranın durdurulması, Paris İklim Sözleşmesi’ne tekrar taraf olunması gibi kulağa hoş gelen icraatlar olsa da, DSÖ ye dönüş, maske takmanın zorunlu hale getirilmesi gibi kararlarda bulunuyor. Maske zorunluluğu sanki globalist hareketin sembolü oldu. Faydası konusunda ciddi bir bilimsel kanıt sunulmaması ve kesinlikle yanlış kullanılmasına rağmen maske mecburiyeti sıkılaştırılıyor. Bazı Avrupa ülkelerinde FFP maskeler zorunlu hale getirildi.

Biden kabinesinin en önemli özelliklerinden birisi de bugüne kadar kurulan ABD hükümetleri arasında en fazla LBTQ birey barındıran ABD hükümeti olması. Tabi kendi misyonları ve hedefleri doğrultusunda bu kısım eksik kalsa olmazdı. Fuhşiyat hareketin bu dönemde varlığını çok daha fazla hissedeceğiz. Biden hükümetinin en büyük amacı hiç şüphesiz great reset sürecinin sorunsuz ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi olacaktır. Bu süreçte salgının seyri, aşılama, 5g altyapısının tamamlanması, yeni bir finansal altyapının oluşturulması, teknoloji şirketlerinin hakimiyetinin artırılması gibi konular gündemimizde kalmaya devam edecek. Adına dijital faşizm, dijital diktatörlük, dijital emperyalizm ya da tek dünya devleti diye adlandırabileceğimiz yeni dünya düzenine geçişi sağlayacak ekip işte bu ekip.

Peki Türkiye bu denklemin neresinde olacak? Aslında çiçeği burnunda ABD dış işleri bakanı Blinken in Türkiye ile ilgili açıklamaları onların yol haritası ile ilgili bize bir fikir veriyor. Türkiye’den sözde müttefik olarak bahseden Blinken, doğu Akdeniz konusunda Yunanistan ile yakın bir işbirliği içinde olacaklarını açıkladı. Dağlık Karabağ konusunda ise Ermenistan’a destek olacaklarını belirtti. Zaten Biden’in bağımsız bir kürt devleti kurulması yönündeki sevdasını biz çok önceden beri biliyoruz. Yani doğusundan batısına kuzeyinden güneyine Türkiye’yi her açıdan sıkıştıracaklarını çok açık bir şekilde beyan ediyorlar. 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ