İslam Âlemini bölünmekten ve ayrılıklardan kurtaracak ilaçlardan biri de Kerbela Faciasını iyi algılamak ve anlamaktır. Tam Hicri 1374 yıldır kanamaya devam eden bu yaraya

neşter vurmak hepimizin İmani görevidir. Şia Toplumu, Hz. Hüseyin’in katillerini Sünni toplumda görme gaflet ve cehaletinden vazgeçmeli! Sünni Toplum ise Kerbela olayına sessiz kalma yanlışlığını terk etmelidir. Hz. Ali (r.a) ve oğlu Hz. Hüseyin Efendilerimizin şahadetlerine sebep olan Harici ve Yezidi zalimlere karşı en şiddetli mücadeleyi Ehli Sünnet Âlimleri vermişlerdir. Bu şanlı mücadeleyi İmamı Cafer, İmamı Zeyd, İmamı Azam, İmamı Şafi, İmamı Malik ve İmam Ahmet Bin Hanbel’in (r.anhum ) verdiğini ve çoğunun Ehli Beyti müdafaa uğruna şehit edildiğini Şia (Alevi) toplumundaki kardeşlerimize anlatmalıyız. Kerbela dramı ve katliamını asırlarca her sene sadece ağlayarak anma yerine gereken dersleri çıkarıp, günümüzdeki Yezidilerin iktidarlarına beraberce son vermeliyiz. Asırlardır Sünni ve Şia iktidarlarının çoğunun Yezidileştiği gerçeğini tüm kardeşlerimize öğretmeliyiz. Büyük şehit İmam Hüseyin (r.a) Efendimizin Mel’un Yezid İktidarına karşı direnişi derslerle dolu bir kıyamdır. Kan mürekkebiyle yazılan bir Biat hukukudur. Yani Kerbela; idareci seçmenin şartlarını ihtiva eden bir İslam Siyaset Hukuk Meydanıdır. İmam Hüseyin(r.a), Emevi Kralı Yezid’in iktidarını üç mühim şeyden dolayı tanımamıştır. 1-Yezid’in babasından devraldığı saltanat yolu meşru değildir. İslam Seçim hukukuna aykırıdır. Yezid’e Babası Muaviye’den Saraylar, bağlar ve bahçeler kalabilir. Ama Miras malları arasından iktidar koltuğu yoktur. İktidarı âlimlerinden oluşacak şûra belirler. Yani yönetimler istişareyle belirlenmeli. 2-Yezid iktidarında azmıştır. İçki dâhil büyük günahlara dalmıştır. Fasık olmuştur. Böyle birine tövbe edip ıslah olmadıkça asla biat edilemez. Bu tip adaylara oy verilemez. Göreve getirilemez. 3-Yezid, emanetlere ihanet etmiştir. Devlet mallarını, ailesine ve çevresindeki dalkavuklara peşkeş çeken bir yolsuzdur. Hırsızdır. İşte İmam Hüseyin mübarek başını bu mühim idealler uğruna vermiştir. Baskı ve ölüm tehtidi altında Yezid’e biat etme ruhsatını kullanabilirdi. İktidarını destekleseydi Yezid O’na Saray verecek, ömür boyu maddi refah içinde yaşayacaktı. Ama Hz. Hüseyin Efendimiz bu Dünya nimetlerini reddetti. Kıyamete kadar gelecek Müslümanlara “kimlere oy verilir” Hukukunu bedel ödeyerek canıyla ve kanıyla yazdı. İmamı Cafer, İmamı Zeyd, İmam Azam Efendilerimiz de İdareci seçiminde aynı İslami yolu izlediler. Asırlardır ayrılıklara fitnelere aracı kılınan Kerbela’nın şanlı direnişini art niyetlilerin elinden kurtarmak için; Kerbela ve alınacak dersler okullarımızda ders kitabı olmalı. Ve birbirimize kin, nefret ve düşmanlığı terk ettirecek şekilde anlatılmalıdır. Kardeşliğimize, birliğimize ve barışımıza vesile olacak şekilde izah edilmelidir. İktidarımız çıkaracağı yasayla 10 Muharrem gününü resmi tatil günü ilan etmelidir. Yeni kurulacak Üniversitelerimize İmam Ali ve İmam Hüseyin isimleri verilmelidir. Bu ve benzeri uygulamalarla atılacak adımlar, ülkemiz ve İslam âleminde kardeşliğin artmasına sebep olacaktır. Hali hazırda yürütülen kardeşlik ve barış projesine büyük katkı sağlayacaktır. O günlerin yakın olması dileğiyle Kerbela Şehitlerimizi rahmet ve hürmetle anıyoruz. Ruhları şâd olsun. Allah (c.c)Suriye’mizi Afganistanı’mızı Irak’ımızı ve diğer tüm mazlum ülke haklarını başlarındaki zalim ve hain Yezidi iktidarlardan kurtarsın. Bu iktidarların sonu Yezid’in acı sonu olsun. Ve bizleri Hz.Hüseyin (r.a) Efendimizin izinden gidenlerden ve şefaatlerine nail olanlarda eylesin… Amin. Not: Vefatını yeni duyduğum davamızın ilklerinden Tokat eski milletvekillerimizden Hüseyin Abbas abimize Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Makamı ve Mekânı Cennet olsun.