Türk-İslam devletlerinde devlet teşkilatı yapısı
İlk Türk Devletleri’ndeki “kut anlayışı” Türk – İslâm devletlerinde de devam etmiştir. Yani hükümdarlığın kendilerine Allah tarafından verildiğine inanıyorlardı. Dolayısıyla kendilerini Cihan hükümdarı olarak görüyorlardı.
Türk – İslâm hükümdarları Müslümanların dini lideri olan halifenin varlığını kabul ediyorlardı. Tuğrul Bey’in 1055 Bağdat Seferi ile halife, siyasi yönden Selçuklu hükümdarlarına bağlanmıştır.
Türk – İslâm Devletlerinde Divanlar:
- Divan-ı saltanat: Devlet işlerinin yürütüldüğü büyük divan.
- Divan-ı istifa: Mali işlere bakardı. Başkanına müstevfi denir.
- Divan-ı tuğra: Devletin iç ve dış yazışmalarına bakardı. Başkanına tuğrai denir.
- Divan-ı israf: Askeri ve hukuki işler dışında devleti denetlerdi. Başkanına müşrif denir.
- Divan-ı arz: Askerlik işlerinden sorumlu divan. Başkanına emir-i arz denir.
- Divan-ı mezalim: Zulme uğrayanların şikâyetlerinin dinlendiği divandır. Başkanı doğrudan sultandır.
Merkez Teşkilâtı
Türk – İslâm Devletleri’nde merkez teşkilâtı; hükümdar, saray ve hükümetten meydana gelmektedir.
Hükümdar
Ülke hanedanın ortak malı sayıldığından şehzadeler arasında taht kavgaları eksik olmuyordu. Hükümdar yasama, yürütme ve yargıdan sorumluydu. Para bastırmak ve hutbe okutmak en önemli hükümdarlık alâmetiydi.
Saray
Saray doğrudan hükümdara bağlıydı. Devlet yönetiminde hükümdarın arkasındaki en önemli kuruluştu.
Saray; harem (hükümdarın ailesiyle yaşadığı yer), selamlık (devlet işlerinin görüldüğü yer) ve Enderun (devlet memuru yetiştirilen yer) olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır.
Bazı Saray Görevlileri
- Hacip: Divan üyeleri ile sultan arasındaki yazışmaları düzenlerdi.
- Kapucubaşı: Sarayın günlük hizmetlerinden sorumludur.
- Silahtar: Hükümdarın silahlarından sorumlu kişi.
- Alemdar: Devlete ait bayrakları taşır.
- Emir-i ahur: Hükümdarın hayvanları ile ilgilenir.
- Çaşnigir: Hükümdarın yiyecekleri ile ilgilenir.
- Hansalâr: Saray mutfağı ile ilgilenir.
Hükümet
Devlet işlerinin yönetildiği büyük divana Divan-ı saltanat denir.
Divan-ı saltanat’ın başında “sahib-i divan-ı devlet” adı verilen büyük vezir bulunur. Selçuklularda, vezirler, sultan adına ülke yönetiminden sorumluydu. Tıpkı hükümdar gibi ferman yayımlayabilirdi.
Taşra Teşkilâtı
Türk – İslâm devletlerinde taşra teşkilâtı dört ayrı yönetim birimine ayrılmıştır.
Bunlar:
- Eyalet
- Sancak
- Kaza
- Köy
Türk Devletleri’ndeki ikili teşkilâtın bir benzerini Türk – İslâm Devletleri’nde de görmek mümkündür. Meselâ Karahanlılar ülkeyi “doğu ve batı” olmak üzere ikiye ayırmışlardır.
Taşra Görevlileri
Melik: Hükümdardan sonra gelen eyalet yöneticisidir
Şıhne: Askeri vali
Amid: Sivil görevliler
Amil: Vilayetlerin vergisini toplar.
Muhtesib: Ticari hayatı düzenleyen kişilerdir.
Ulak: Vilayetlerdeki posta teşkilâtı
Atabey: Büyük Selçuklularda sancaklara yönetici olarak gönderilen şehzadelerin eğitiminden sorumlu olan kişiler. Osmanlı Devleti’nde bu görevlilere “lala” adı verilmektedir.
Ordu Teşkilâtı
Türkler İslamiyet’e girdikten sonra da eskiden olduğu gibi orduya büyük önem vermişlerdir. Orduda, Abbasi ve Samanoğulları’nı örnek almışlardır. Karahanlı ve Selçuklularda, Hunlara ait onlu sistem uygulanmıştır.
Gulam Sistemi
Bu sisteme göre satın alınan veya esir alınan çocuklar gulamhane adı verilen yere gönderilirdi. Bu çocuklar burada askeri, yönetim ve protokol kuralları bakımından yetiştirilirdi. Askeri eğitim alan çocuklar hükümdarın özel ordusu olan (Guleman-ı Saray) ve ordunun asıl önemli kısmı olan Hassa Ordusu’nu oluşturuyorlardı.