Covid-19 hastalarında kullanılan "favipiravir" etken maddeli antiviral ilacın erken dönemde verilse dahi iyileşmeyi hızlandırmadığının, tedaviye bir katkısının olmadığının ortaya çıkmasının ardından açıklama yapan TTB, “İlacın klinik yararı olmadığı yeni bir bilgi değildi. Ağır hastalığı ve buna bağlı ölümleri engelleyemediği de aylar önceki çalışmalardan bilinmekteydi; ancak Türk Tabipleri Birliği ve ilgili uzmanlık derneklerinin uyarılarına rağmen Sağlık Bakanlığı bu ilacı vermeye devam etti”  dedi. 

TTB açıklamasında, “Yurttaşların vergilerinden ve ödediği primlerden aldıklarıyla özel şirketleri beslemeyi alışkanlık haline getiren hükümet ve Sağlık Bakanlığı; aldığı ve dağıttığı milyonlarca favipiravir ilacıyla bu zararlı alışkanlığına devam etmiş oldu. Ayrıca ilaçlardaki son kullanma tarihinin kapatılarak birçok hastaya günü geçmiş ilaç verildiği de ortaya çıktı” denildi. 

TTB, “Sağlık Bakanlığı bu ilacı milyonlarca insana kullandırmadan önce aşağıdaki beş soruyu yanıtlamış mıdır?” diyerek şu soruları sordu:

Favipiravirin SARS-CoV-2 üzerindeki spesifik mekanizması/mekanizmaları (in vitro etkiler) nelerdir?
Pandeminin başında ilaç için randomize kontrol çalışması yapılmış mıdır? Yapıldı ise sonuçlar kamuoyu ile niçin paylaşılmamıştır?
COVID-19'a özel olarak bu ilacın güvenlik profili nedir? İlacın etkilerinin izlenmesi, raporlanması ve değerlendirmesi yapıldı mı? Ardından Dünya Sağlık Örgütü İlaç İzleme Merkezi’ne bildirildi mi?
Türkiye’deki tıbbi uygulamalarda genellikle Avrupa ve ABD’nin yetkili kurullarının tedavi protokolleri izlenirken favipiravir için neden bu yöntem izlenmemiştir?
İlacın Türkiye’de acil kullanım onayı ve ruhsatı var mı?

Açıklamanın devamı şu şekilde: 

“Bu soruları yanıtlamadan ilacı; üstelik bu ilacın kullanılmasını destekleyen bir veri bulunmamakta iken milyonlara sunarak bilimi ve halk sağlığını hiçe sayan Sağlık Bakanlığı suç işlemiştir. Sağlık Bakanlığı ilaç verilen hasta sayısını, kaç hastada ne gibi yan etkileri olduğuna ilişkin verileri ve ilacı kullandırmayı ne amaçla sürdürdüğünün destekleyici verilerini ivedilikle detaylı şekilde açıklamalıdır. Düzensiz ve fazla antiviral kullanımının mutasyon basıncı bakımından da sakıncalı olabileceği bilinmektedir. Sonuç olarak; Sağlık Bakanlığı etkisiz ilaçların dağıtımıyla uğraşmak yerine filyasyonu ve günde en az 1,5 milyon aşı yapabilmek için gerekenleri düzgün yapabilseydi, COVID-19’a bağlı binlerce ölüm olmayacaktı diyebiliriz.

Sağlık Bakanlığı, kullandırdığı hidroksiklorokini TTB’nin uyarıları ile aylar sonra da olsa rehberden çıkarmıştı. Yine yazık ki böyle bir süreç favipiravir için de sürüyor. Bakanlık zaman kaybetmeden bu süreci sonlandırmalıdır.”