Değerli dostlarım, sevgili okurlarım,

Son bir buçuk ayda iki defa Yunanistan'a, Batı Trakya'ya gittim. Batı Trakya'daki Türklerle, Türk gençlerle oradaki bir lokalde oturup siyasetten uzak, sadece tarih konuşuyoruz ve onların milli şuurlarını tekrar güçlendirmek için bu ziyaretlerimizi gerçekleştiriyoruz.

Orda kaldığım 2 gün içinde gençlerle oturup muhabbet ettik, sohbet ettik. Bizlerin bu ziyaretlerinden inanılmaz derecede memnunlar ve diyorlar ki; "Bizi ihmal ediyorsunuz, yetkililer buraya gelip bizimle görüşmüyor, bizimle sohbet etmiyor, çekiniyorlar."

Evet milletvekillerinin elbette oraya gitmeleri, halkın arasına karışıp gençlerle oturup konuşmaları uygun düşmeyebilir. İki ülke arasındaki siyasi durumlar buna izin vermeyebilir ama parti içerisinden birileri gidebilir. STK mensupları gidebilir. Gençlik, kültür ve tarih çalışmaları kapsamında Türkiye'den Yunanistan'a, Batı Trakya'ya gidip oralarda bu gençlere sahip çıkılabilir.

Orada fark ettiğim şeylerden biri de gençlerde endişe var. İki ülke arasında yaşanan olumsuzlukları takip ediyorlar. Herhangi bir durum olursa bize ne olur endişesi taşıyorlar.

Biz gidip siyaset yapmadan oradaki gençlerle oturuyoruz. Yunanlılarla yaptığımız sohbetlerimiz de oluyor. Biz orada otelde değil pansiyonda kalıyoruz fiyatlar daha uygun oluyor, pansiyon sahipleri Yunanlı ve biz onlarla sohbet etme fırsatı buluyoruz, dışarıda Yunan vatandaşlarla da görüşme fırsatı buluyoruz. Dikkatimi çeken diğer bir şey de halkın %70'inden fazlasının Türkiye ile Türk halkı ile bir alıp veremediği yok.

Birçoğu yukarıdaki siyasilerin bu şekilde davranmalarına kızıyor, Yunan hükümetinin Türkiye ile devamlı bu şekilde uzlaşmaz bir siyaset içinde olmalarına kızıyorlar.

Ben de söylüyorum "Bizden düşmanlık gelmez aksine bizden dostluk olur. Bu siyasi uzlaşmaz politika bir kenara bırakılsa, karşınızda Türkiye gibi büyük bir ülke var ve Türk insanı gezmeyi tozmayı seven bir millet olarak Yunanistan'ı mutlaka değerlendirecektir. Size burada böyle açılan bir kapı varken bunu yapmayın, size Avrupa'dan çok çok daha fazla turist bizim ülkemizden gelebilir ve dost kaldığımız sürece her alanda iki ülke kazanır." diyorum.

Orda bulunduğum süre içindeki görüşmelerime göre Yunanistan'da vatandaşların çoğunluğu da bunu istiyor ama siyasiler Türkiye üzerinden prim yapmaya çalışıyorlar, siyasi alanda kirli oyunlar dönüyor.

Yunanistan daha önce böyle bir tecrübe yaşadı. 1890'larda Sultan Abdülhamid Han zamanında yaşanan Osmanlı-Yunanistan arasındaki Teselya Savaşı. Bu savaşta Osmanlı'nın elde ettiği kesin zaferi Yunan hükümeti unutmamıştır.

Şu an arkanızda bulunan devletlere güveniyorsanız o devletlerin sizi yarı yolda bırakacağına emin olun çünkü ABD'nin bile Türkiye'yi karşısına alacak gücü yok. Bunu teknolojik açıdan söylemiyorum belki teknolojileri güçlüdür, imkanları bizden çok daha iyidir ama ABD ve Avrupa Türkiye'yi karşılarına almak istemezler.

Onlar birilerini maşa olarak kullanır sonra da atar. Şimdi de sizi maşa olarak kullanmak istiyorlar. Buna izin vermeyin. Siz bir adım atarsanız biz de dostane yaklaşım sergileriz.

Yalnız bu tabi ki iki taraf için de akıllıca hareket etmeyi gerektiriyor. Her iki ülke halkının birbiri ile sorunu yok. Geçmişten gelen kültürel bağlarımız var. Bu köprüyü sağlamlaştırmak adına bizim ülkemizden yetkilileri, tarihçileri, gençlik derneklerini oralarda çalışmaya davet ediyorum. Oradaki gençlerin Türkiye'den beklentisi ve umudu çok. Onlara el uzatmak, oralarda çalışmalar yapmak bu köprüyü sağlamlaştıracaktır.

Allah'a emanet olunuz!