UBEY BİN KA'B KİMDİR?
UBEY BİN KA'B’IN HAYATI

Yüce kitabımız Kur'ân-ı Kerim'in en güzel şekilde okunmasında büyük hizmetleri bulunan mümtaz bir Sahabî de Ubey bin Ka'b'dır (r.a.). Peygamberimizin ifadesiyle "en güzel Kur'ân okuyan" o idi. "Kur'ân okuyanların efendisi" ve "Ensarın efendisi" lâkabları da ona aitti.

İkinci Akabe Biatından önce Müslüman olmuş; orada Resulullaha olan bağlılığını teyid etmişti. Hicretten sonra Resulullah kendisini Aşere-i Mübeşşere den olan Said bin Zeyd ile kardeş yaptı. Hz. Ubey Resulullahla birlikte olduğu müddetçe bütün gazalara iştirak etti. Zekât emri geldikten sonra Resulullah kendisini Beni Huzeym, Beni Kudame, Benî Sa'd ve Benî Uzre kabilelerinde zekât toplamakla vazifelendirdi. Bu vazifeyi hakkıyla yerine getirdi.

Birçok defalar Peygamberimizin mübarek iltifatına mazhar olan Hz.Ubey Kur'ân-Kerime olduğu gibi, Tevrat'a, İncil'e ve diğer semavî kitaplara da vâkıftı.

Bir gün Resulullah kendisine "Kur'an'da en muazzam âyet hangisidir?" diye sormuştu. O, "Allah ve Resulü daha iyi bilir" diye cevap vermişse de, Resulullah ısrarla tekrar tekrar sormuştu. Nihayet, "Ayet'el-Kürsi'dir," diye cevap verdi. Resulullah bu cevaptan son derece memnun olarak şöyle karşılık verdi: "Ne mutlu sana ey Ubey! Bu ne bilgi! Allah'a yemin ederim ki, bu âyetin, Cenab-ı Hakkı zikreden, takdis eden dili ve dudakları vardır."

Bir gün Resulullah kendisine gelerek, "Ey Ubey! Allah bana, sana Kur'ân okumamı emretti" buyurdu. Ubey, "Allah benim adımı zikretti mi?" diye sordu. Resulullah, "Evet. Mele-i Âlâdaki isminle ve nesebinle zikretti" diye cevap verdi. Ubey de "Öyle ise okuyunuz ey Allah'ın Resulü" dedi. Sonra bu İlâhî lütuf ve teveccüh karşısında duygulanarak gözyaşlarını tutamadı ve ağlamaya başladı.

Ubey bin Ka'b kimdir? Ubey bin Ka'b nerede doğmuştur? Ubey bin Ka'b ne zaman doğmuştur? Ubey bin Ka'b nasıl Müslüman olmuştur? Ubey bin Ka'b nasıl hicret etmiştir? Ubey bin Ka'b nasıl evlenmiştir? Ubey bin Ka'b’ın cesareti, Ubey bin Ka'b’ın hayatı, Ubey bin Ka'b’ın vefatı.

Daha sonra bu hadiseyi naklettiği sırada oğlu kendisine "Çok mu duygulanmış ve sevinmiştin, babacığım?" diye sorduğunda ona bir âyetle cevap vermişti:

(Meâlen) "Onlara söyle ki, ancak Allah'ın lütfuyla ve rahmetiyle ferahlansınlar. Bu, onların dünyada toplayıp durduklarından daha hayırlıdır."

Resulullahın vefatından sonra kendisini tamamen Kur'ân hizmetine verdi. Etrafında toplanmış olan talebelere Kur'ân'ı en güzel şekilde okumayı ve mânâsını talim ediyordu. Başta Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer olmak üzere birçok mümtaz Sahabî de onun Kur'ân talebeleri arasında idi.

Hz. Ömer, Ubey bin Ka'b'ı çok takdir ederdi. Hz. Ubey bütün ısrarlara rağmen idarî bir vazife kabul etmeyerek ilmî hizmetinden ayrılmadı. Hz. Ebu'd Derdâ'nın Şam'da yaptığı hizmeti o Medine'de yapıyordu. Hz. Ömer’in ricaları üzerine onun şûrâsında bulunmayı kabul etti.

Hz. Ubey ahlâk ve fazilet örneği bir Sahabî idi. Çok doğru sözlü idi. Bir gün Hz. Ömer onun yanında bir âyet-i kerimeyi yanlış olarak okumuştu. Hz. Ubey, Hz. Ömer'e kıraatını düzeltmesini söyledi ve ilâve etti: "Ey Ömer! Ben bu âyet-i kerimeyi bizzat Resulullahtan dinlemiştim. Ben onu dinlerken sen Baki'de alışverişle meşgul idin."

Hz. Ömer de ona şöyle cevap vermişti: "Çok doğru söyledin. Ben de senin doğru konuşma hususundaki hassasiyetini tecrübe etmek istemiştim. Çünkü huzurunda doğru söz söylenmeyen idarecilerde hayır yoktur."

Hz. Osman devrinde Kur'ân-ı Kerimi okuma hususunda farklı görüşler ortaya çıktığında, Kureyş ve Ensârdan 12 kişilik bir heyet teşkil edilmiş, Hz. Ubey bu heyetin başına getirilerek Kur'ân'ı okumuş ve Zeyd bin Sabit de yazmıştı. O, bu hizmetiyle İslâm tarihinde bam başka mevkiye sahiptir.

Ubey bin Kâ'b mâlâyâni ve boş sözlerden şiddetle kaçardı. Kendisine sorulan gayri ciddi sorulara cevap vermezdi. Ciddi ve samimi suallere ise bütün dikkatiyle ve titizliğiyle cevap verir, alâkadar olurdu.

Talebelerinden ayrı bir yere oturmaz, onlarla aynı seviyede bulunur, ders verirdi. Kıraat ilmine olduğu gibi, tefsir ilmine de büyük hizmetleri oldu. Bu hizmeti de iki şekilde ortaya çıkıyordu: Resulullaha âyet-i kerimelerle alakalı olarak sorduğu sualler, kendisine äyet-i kerimelerin nüzul sebepleri ve mânâlarıyla alâkalı olarak sorulan sorulara verdiği cevaplar.

Hz. Ubey Resulullahdan birçok hadis rivayet etmiştir. "Hanînü'l-Cizi' [kuru direğin ağlaması] mûcizesinin şahitlerinden ve râvilerinden birisi de odur. Peygamber mescidinde minber yapılmadan önce Resulullah orada bulunan kuru bir hurma direğine yaslanarak hutbelerini verirlerdi. Minber yapıldıktan sonra Resulullahın o direği terk etmesi üzerine direk kalabalık bir cemaatin huzurunda inleyerek ağlamıştı. Resulullah bunun üzerine "Onun mevkiinde okunan zikir ve hutbedeki zikr-i İlâhînin ayrılığındandır ağlaması" buyurmuştu.

Ubey bin Ka'b kimdir? Ubey bin Ka'b nerede doğmuştur? Ubey bin Ka'b ne zaman doğmuştur? Ubey bin Ka'b nasıl Müslüman olmuştur? Ubey bin Ka'b nasıl hicret etmiştir? Ubey bin Ka'b nasıl evlenmiştir? Ubey bin Ka'b’ın cesareti, Ubey bin Ka'b’ın hayatı, Ubey bin Ka'b’ın vefatı.

Sonra Resulullah direğin yanına geldi, onu kucakladı ve bir şeyler konuştu. Rivayete göre, direk Resulullaha (a.s.m.) "Cennette beni dik ki, benim meyvelerinden Cenab-ı Hakkın sevgili kulları yesin. Hem bir mekân ki, orada beka bulup, çürümek yoktur" dedi.

Resulullah (a.s.m.) "Peki, öyle yaparım" dedi ve ilâve etti: "Ebedi âlemi, geçici âleme tercih etti." Daha sonra direk minberin altına konuldu. Peygamber Mescidi genişletilmek için minber yıkılacağı sırada da Ubey bin Ka'b (r.a.) direği yanına aldı ve çürüyünceye kadar muhafaza etti.

Bütün hayatını Kur'ân hizmetinde geçiren Ubey'in (r.a.) çok veciz sözleri vardır. Bunlardan bazıları şöyledir:

"Mümin dört vasfından belli olur: Belâ ve musibete maruz kaldığında sabreder. Nimet ve ikrama mazhar olduğunda şükreder. Konuştuğu zaman doğru konuşur. Hükmettiği zaman adalete riayet eder."

"Mü'min beş nur içinde dönüp dolaşır. Cenab-ı Hakkın 'Nur üzerine nur' buyurması buna işarettir. Onun sözü nur, ilmi nur, girdiği yer nur, çıktığı yer nur ve Kıyamet günü gideceği yer nurdur."

Hz. Ubey bin Ka'b Hicri 35 yılında Medine'de vefat etti. Cenaze namazını Hz. Osman kıldırdı.

Allah ondan razı olsun.