Kelimelerimiz ünlü ve ünsüz harflerden oluşur ve biz uyumlusunu ya da uyumsuzunu düşünmeden kullanırız. Uyum da uyumsuzlukta dil bilimcilerin konusudur, bir de geçer not almak zorunda olan öğrencinin.

Toplumumuz da ünlü ya da ünsüz insanlardan oluşur ve biz yine uyumlusunu ya da uyumsuzunu düşünmeden, hayatımızın bir yerlerine dahil olmalarına izin veririz. Bir bakıma yine kullanırız onları, ya da kullanılırız onlar tarafından. Uyumları ya da uyumsuzlukları kimsenin konusu değildir; ne bilim ehli ne de öğrenci sınıfı ünlülerin bize ne kadar uyumlu olduğunu araştırmaz, düşünmez.

Biz onları şarkıcı artist falan zannediyoruz ama aslında onlar, emperyalistlerin bize ve köklerimize açtığı savaşın perde önündeki piyonlarıdırlar.

Elinde silah olan piyonlarla savaşıp, can verip can alırken; neslimizi, toplumsal ahlakımızı, kültürümüzü yok eden bu haşereleri alkışlayamayız.

Onların bize ve bize ait olan değerlere en ufak bir saygıları yoktur; dilleriyle edepsizlik, bedenleriyle hayasızlık yayıyorlar. Senaryoları, dizileri, filmleri, gösterileri, şarkıları sürekli mukaddesatımıza hakaret kusuyorlar.

Eğer bir büyük resim istiyorsak; şeytanın ve avanelerinin yeryüzünü ifsat etmek, nesli ve ekini yok etmek, adalet ve emniyeti çiğnemek için kullandıkları bütün piyonlara bakalım, göreceğimiz üç boyutlu, uzun metrajlı bir fitne ve fesat, merhametsiz şeytani bir düşmanlıktır.

Bu yüzden ünlüler bizim toplumumuza uyumsuz, küresel emperyalistlerin planlarına uyumludurlar.

Bu yüzden sahiplerinin bir başka alanda kullandıkları piyonlara laf edemezler, karşı çıkamazlar, ekmeğini yedikleri hatta kanını sömürdükleri, beynini çürüttükleri halklarının yanında duramazlar.

Onlar zaten bu sebeple ünlendirildiler, bu vazifeyi icra etmek için gülüyor, konuşuyor ve rol kesiyorlar. Sahi unuttuk mu; bu adamların yeteneği rol yapmak, sahte sözler ve sahte duygularla ekranlardan veya sahnelerden insanları kandırmak, aldatmak ve duygularını, paralarını, hayatlarını ve çocuklarını sömürmek.

Onlar medyanın yani medyumların insanların gözlerini boyamak için yaptıkları sihrin malzemeleridirler; insan olmaları, nefes alıp vermeleri, bir insan onuruna sahip oldukları anlamına gelmiyor maalesef.

Bu uyumsuzluğun bizim ellerimiz, gözlerimiz ve ceplerimizle besleniyor olması da bizim ayıbımız.