ÜSTÜNE BASIP GEÇME İNSANLARIN  
Bulunduğum bir ortamdan gözlemlerimi aktaracağım sizlere... 
Bu ortam insanların ''bir şeyler'' aradığı ortam. 
İnsanların yığınlarca ihtiyaçları var, gönül ister ki herkes ihtiyaçlarını bir şekilde gidersin. 
Ama günümüz dünyasında bu pek mümkün olmuyor. 
İllâ ki herkes bir adım öne geçmeye, geçerken birilerini de ezmeye, birilerinin üstüne basmaya ihtiyaç duyuyor. Üstüne basıp geçmek yetmiyor insanların, mutlaka yukarıdan birilerinin de elinden tutması gerekiyor, suç ortağı yani bir nevi... 
Sırada bekleyenlerin derdi sıkıntısı nedir bilmiyorum. Kimi mağdur olabilir, mağduriyetini gidermeye yol, yordam arıyor olabilir. 
Kimisi de deminki dediğim gibi... 
Ben niye buradayım peki? 
Bir arkadaş vesilesi ile geldim, işleri varmış, sormadım da ne işinin olduğunu... 
Madem geldim ''düzene'' bakayım dedim... 
Düzen, bildiğiniz gibi... 
Türkiye'de, 
Araya adam koymayan, 
Yukarıdan birilerini aramayan, 
İleride işe yarar diye yukarıdakilerden biriyle fotoğraf karesine yer almayan, 
Yukarıdakilerden birinin telefonunu rehberine kaydetmeyen kim var diye sorulunca, sağına soluna bakmadan ''ben varım'' diyebilecek kaç kişi var ki? 
Varsa da, parasına güvenen vardır ya da ihtiyaç hasıl olacak bir durum olmamıştır. 
Ha bir de şu durum var... 
Şuan bu ortamda bulunanları sıraya koyup onların derdini dinleyen yüzlercesine rastladım...
Yolda tek başına yürüyordu ve sosyal medyasındaki takipçi sayısı günden güne azalıyordu.
Bu tür zamanlarda aklıma cennetmekân Gazeteci Yazar Ahmet Kekeç gelir... 
Sürekli dile getirirdi,
''Hiçbir siyasetçiye gebe değilim. 
Kırmızı halı serseler siyasete girmem.'' derdi. 
Tamam, siyasete girmemek çözüm değildir, ihtiyaç duyulursa insanlar tabi ki siyaset de yapacaktır ama... 
Geldiği yeri unutmadan... 
Ve... 
Yarın sıradan vatandaşın ''seviyesine'' çıkacağını bilerek... 
İnsanlar, tabi ki bir şeyler isteyecek yukarıdakilerden... 
Ama, birilerinin üstüne basmadan, istemiyormuş gibi yapmadan...
Mustafa Süs