Bismillahirrahmanirrahıım

Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allahımıza hamd; Başöğretmenimiz, Önderimiz, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehlî Beyti'ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Allah (c.c)'ın ilke ve inkılabı İslam'a tabi olanlara, Din ve Vatan muhafızı Gazi ve Şehidlerimize salat ve selam olsun!

Altı yıldır Türkiye’de olmama rağmen değerli okuyucularımızdan; “Türkiye’ye ne zaman döneceğimiz, neyle meşgul olduğumuz, neden sustuğumuz(!!!), sohbetlere ne zaman başlayacağımız ve tekrar siyasete ne zaman döneceğimiz” ile ilgili sorular almaktayım. Hakk’a ve halka hizmet yolunda; beraber yürüyüp, rahmet yağmurları altında beraber ıslandığımız dava kardeşlerimin doğru bilgilendirilmesi kardeşlik görevimdir. Bu haftaki yazımızda, Yeni Akit gazetesinde haftalık yazılara başladığımız ilk günden itibaren gerek e-mailler ve gerekse www.sevkiyilmaz.net web sitesi üzerinden tarafıma ilettiğiniz yukarıdaki sorulara yanıt vererek siz gönül dostlarımızla hasbihal etmek istiyorum.

Malum 28 Şubat “post-modern” darbesinin estirdiği hukuksuzluk, kanunsuzluk ve dağdaki eşkiyayı mumla aratacak derecede zorbalık dolu kasırgalara karşı; inanç, fikir ve düşüncelerimi mahkum ettirmemek için nebevi bir metod olan hicreti tercih etmiştim.

“Hicret hayatınızda neden Mekke-i Mükerreme’yi değil de, Avrupa’yı tercih ettiniz(?)" sorusu sıkça sorulan bir soru olması hasebiyle yanıtını da hemen vermek isterim: Evet; mukaddes beldelerde yaşamam, Resulullah’ın (sav) huzur iklimi altında bulunmam için ısrarlı talebler oldu. 5 vakit namazımızı Kabe’de ve Mescid-i Nebevi’de kılma imkanımız da vardı. Ancak biz rahat ve kolay olanı değil “Ey iman edenler! Sizi gayet acı bir azaptan kurtaracak, üstelik size çok kârlı bir ticaret sağlayacak bir işi size bildireyim mi? Allah’a ve Elçisine inanır, Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla mücahede edersiniz. Eğer bilirseniz bunu yapmak sizin için çok hayırlıdır.” (Saff Suresi, 10-11) ilahi mesajının gereği; küfrün zulmet bataklığında boğulan, evlatları gün be gün manen kan kaybeden, tarihine ve kültürüne yabancılaşma tehlikesine maruz kalan çilekeş gurbetçi kardeşlerimin nesillerinin muhafazası için, çile dolu bir yolu, yani mücadeleyi tercih ettik.

Kürsülerde bir gencimizin kalbine ve zihnine Allah (cc) sevgisini, Resul (sav) sevgisini, insan sevgisini anlatarak öğretebilmemiz, bizim için dünyadaki tüm hazinelerden daha değerliydi. Bu yüzden yıllarca hizmet ettiğim Avrupa’daki gurbetçi kardeşlerimin yanına gittim. Dersler ve dertlerle dolu ama hiçbir makama değişmeyeceğim tam 7 yıl süren, kutlu hicret yıllarımdaki hatıralarımdan gelecek aylardaki yazılarımızda bahsedeceğim inşallah. Vefakar ve sadık dostları tanımamız ve geçmişimizin muhasebesini yapabilmemiz açısından tam bir nimet olan ve hayatımın altın çağı olacak kutlu bir hicreti lütfeden Allah’a (cc) hamd olsun.

1998 yılında Avrupa’da başlayan gurbet, hüzün ve özlem yüklü hicret hayatımızda “kendi derin kadrolarımız” tarafından susturulmaya çalışılmamıza rağmen, susmadık. Düşmanın okundan daha ağır olan dostun acı dili ve korkudan kaynaklanan kürsü yasağına rağmen, bölge bölge dolaştık. Şehir şehir gezerek kardeşlerimizin evlerinde, düğünlerinde ve bağımsız diğer kardeş kuruluşlarda sohbetlerimize devam ettik. Hicret hayatımızda, boykot, şantaj ve tehditlere aldırmadan cesaretle  haftalık gönül sohbetlerimizi aksatmadan sürdürdük. Bu sohbetlerimizi 7 yıl boyunca internet üzerinden canlı yayınla tüm dünyaya duyuran internetin güçlü sesi MİCROTEAM ve bünyesinde yer alan www.habervakti.com’un yetkililerine bir kez daha buradan teşekkür ediyorum. (Gurbetteki bu sohbetlerimizi www.muslimteam.net ve www.sevkiyilmaz.net sitelerinden dinleyebilirsiniz.)

2004 yılı sonunda Allah’ın cc lütfuyla çok özlediğim ülkeme sağ salim döndükten sonra, vefakar kardeşlerimizin destekleri ve kendi imkanlarımızla, yine nesillerimize hizmet gayesiyle, çok ehemmiyetli gördüğüm eğitim sahasında faaliyetlere devam ediyoruz. 1994 yılında Rize Belediye Başkanlığımız döneminde kurduğumuz ve hicret dönemimizde pasif duruma düşen Vakfımızın hizmet alanlarının genişlemesine gönüllü destek verdik. Buna bağlı olarak; yaz dini eğitim kurslarını, çocuk kreşlerini, anaokullarını, Sekiz Yıllık İlköğretim Okulunu, Hafızlık Eğitim Merkezini, Spor ve Etüt Merkezlerini kısa zamanda inşaatlarını tamamlayarak hizmete açtık. İçinde cami ve sosyal tesislerin olduğu büyük bir yatılı İSLAMİ İLİMLER MERKEZİ’nin de inşaatına başladık elhamdulillah. Bu eğitim yuvalarıyla yüzlerce yavrumuzun dinine, ailesine ve vatanına hayırlı birer evlat yetişmeleri için çok yoğun bir çalışmanın içindeyiz. İmkan sahibi kardeşlerimin bu Vakıf hizmetlerine desteklerini bekliyoruz..

Peki Eğitim ve Öğretim (Ta’lim Terbiye) önemli de, yıllarca uğruna ülkemizde ve Avrupa’da adım atmadık şehir ve kasaba bırakmadığımız siyasi bilinçlenme faaliyetlerimiz durdu mu?

Tabii ki hayır! Biz ki, bu cennet vatan uğruna; çıplak elleriyle işgalci güçlere karşı savaşan Kamboz’lu Ayşe Nine’nin  torunu, ilim ve talebe yetiştirme uğruna aç kalmayı tercih edip lokmasını Kur’an talebeleriyle paylaşan merhume Hatice anaların evlatlarıydık! Üzerimizdeki emek hakkı için, bu vatan uğruna gerekirse ölümü göze almayı ve aç kalmayı şeref kabul edecek erdemi hayat prensibi edinmekle mükelleftik! İnanmadığımız hiçbir hakikati terennüm etmemek, haksızlıklar karşısında susmadan uyarıcılık görevi üstlenmek ve asla bel’amlık yapmamak gibi bir sorumluluğumuz vardı.  

Bu ağır vebal ve sorumluluk gereği siyasi bilinçlenme hizmetlerimiz durmadı, aksine artarak devam etti! Siyasi mücadeleden hiçbir zaman ayrılmadım ki dışında kalayım. Dün kürsülerde hakikatleri haykırmamız bir siyasetti. Daha sonra Hicret etmemiz bir nebevi siyasi yoldu.! Bugün kürsüler dışında hizmet etmemiz de bir ilmi siyaset.

Dün; şehir şehir dolaşarak yapmaya çalıştığımız hizmeti bugün meydanlarda değil, daha farklı alanlarda yapmaya çalışıyoruz.! Yeri geldi kitap yazdık (Niçin Yargılıyorlar? ve Bir Gün Mutlaka! isimli kitaplarımız 1999 yılında Avrupa’da ve Türkiye’de yayınlandı, www.sevkiyilmaz.net  sitesinde okuyabilirsiniz.)

Siyasette yaşadığımız tecrübeleri genç kardeşlerimize aktarma, onlara uyarılarda bulunma ve Türkiyemizin tekrar şahlanışına katkıda bulunma gibi bir görevimiz var. Bu görevi de, bugün siyaset sahnesindeki tüm kardeşlerimizle ilişkilerimizi devam ettirerek sürdürüyoruz.  Değerli bir gönül dostunun  “vadiyi boş bırakırsanız tilkiler Vali olur” dediği gibi siyaset vadisinde tilkileri gördüğümüz an sahaya inmekten çekinmeyiz. Ama şu anda vadiler tekrar ecdadın yolundan giden kardeşlerimin kontrolünde elhamdülillah... Dün ya da bugün aslolan; ne yaparsak yapalım O’nun rızası dışına çıkmamaktır. Allah c.c cümlemizi yalnız kendisine kul eylesin. Aklını başkalarına ipotek edenlerden değil İslami yolda insanlığın mutluluğu için özgürce kullananlardan eylesin. Mallara ve makamlara köle olanlardan değil; malları ve makamları insanlığın huzuru için esir alanlardan eylesin.

Allah’ın c.c ilke ve inkılâbıyla uyanıp Resulullah’ın izinden gidenlere selam olsun.

Not: Eğitim hizmetlerine katkıda bulunmak gayesiyle 24 Şubat - 5 Mart 2011 tarihleri arasında Nadide Hac ve Umre Organizasyonu’nun davetlisi olarak Umre’de olacağım inşallah… İlgi duyan ve bizimle birlikte Umre yapmak isteyen kardeşlerimiz www.nadidehac.com web sitesi üzerinden veya 0212 616 92 26 nolu telden yetkililere ulaşabilirler.

Selam, sevgi ve duayla...
Şevki Yılmaz

www.sevkiyilmaz.net
www.habervakti.com

Twitter:
@sevkiyilmaz

Facebook:
@sevkiyilmaztr
@sevkiyilmaz1955