Yeniden Diriliş
Harabeye düşen tohumun ağaç olması gibi
Dallanıp gölgesine kuşlar çağırması gibi
Sur üfürülen mezarın dikilmesi gibi
Tarihin toprağında tekrar tekrar dikilmek işimiz
Tarihin toprağına kökatmak bir çınar gibi büyümek işimiz
Büyük işler işimiz
Fırtına olmak savaş meydanlarında işimiz
(Hamdi Oruç)
DİRİLİŞ:
Güç kazanıp yeniden eski durumuna dönüş.
Vazgeçmek-Pes etmek bunlarda insanı değerler ancak bu kavramlar iyiyi hedef edinenlerde kötüyü bırakmak adına kullanır. Yalandan vaz geçmek, kırmaktan vaz geçmek,şiddetten vaz geçmek.....
Mücadeleden vaz geçmek olmaz!
Yolda pes etmek olmaz!
Dava arkadaşlarından vaz geçmek davanın manifestosunu pes etmek olmaz!
Birçok insan yorulmak ile başarısızlık hissini birbirine çok karıştırıyor. İnsan zannediyor ki; mücadeleye başladığı zaman her şey güllük gülistanlık olacak, karşısına hiç engel çıkmayacak, olumsuz teşvikler hiç olmayacak... Eğer kişi yola çıktığı zaman bu yanlış anlayışa sahipse olumsuzluğu hissettiği ilk an, içinde bir şeyler çatırdamaya başlar. Ve o şüpheli ses “acaba olmayacak mı? Bak engeller çıkmaya başladı, demek ki olmuyor...” İşte tam burada filmi durdurmalıyız ve engelsiz bir zafer hiç mümkün olmadı.
UNUTMAYALIM!
Ne kuyular tükendi!
Ne ateşler söndü!
Taif sokaklarında olduğu gibi elleri taş dolu birileri pusuda hep bekler oldu!
Asıl mesele, kovalarken sizi kanlı pusular! Yatağınızı teslim edeceginiz Aliler var mı?
Ya da o yatağa girebilecek Ali olgunluğuna ulaşmış, Ali yürekliler yetişti mi?
Yetişmesi için bir çaba ortaya koydun/uz mu?
......
Yolu iyilik olan herkes sürekli engeller ile karşılaşır ve bir noktadan sonra yorulur. Mücadele zamanında yorulmak,engellere takılmak....vb gibi durumlar, başarısız olmak demek değildir.
Taif sokaklarında dayılarınız tarafından hiç taşa tutuldunuz mu?
Siz gemiye binerken çocuğunuz sizi yalnız bıraktı mı?
Ya da Bir Ahmet Yasir olmayı denediniz mi?
Yorulduğunuz zaman kendinize bir mola hakkı tanıyın. Ve yeniden kendiniz ve davanız ile ilgili manifestonuzu gözden geçirin . Yorulduğumuzda beynimiz bize “şu anda yorgunsun, biraz dinlen ve mücadelene öyle devam et” mesajını veriyor. Ama pek çok insan bu mesajı algılayamıyor ve yorulduğu zaman “ben artık yapamıyorum” deyip oyundan çıkıyor. Hal böyle olunca da o kişi yada kişiler, o mücadele maratonunda diskalifiye olmuş oluyor/lar. Hayatta "başarı" yada daha bilindik adıyla "zafer", bir noktada mücadeleyi bırakmamak halinde ortaya çıkıyor.
Bakın üstad Karakakoç yeniden diriliş ruhunu nasıl dile getiriyor.
Milletim! Büyük bir milletsin. Çok büyük bir ülken var. Onun bir çok parçasına el konulmuş. Öbür parçalarına da göz dikilmiş. Çok köklü bir tarihe sahipsin. Gerçek bir medeniyetin, Hakikat Medeniyeti’nin sahibisin. Onu yeniden ayağa kaldır. Diril ve Dirilt! İnsanlık seni bekliyor.
Milletim! Doğu’ya, Batı’ya dur diyecek güç, sensin. Kendini bildiğin gün, kurtulacaksın. Ve bütün insanlığı kurtaracaksın. Yoksa, insanlık, büyük bir felâkete doğru gidiyor. Sınırsız hırs sahipleri dünyayı yakmaktan geri durmuyorlar.
Milletim! Uyan, kendine gel! Yeni bir sayfa aç. Yeni bir çağ aç. Geçmişte birkaç kez çağ açmıştın. Yine açabilirsin. Yine açabilirsin. Yine açabilirsin.
( Sezai Karakoç )
Mücadele sürecinde en önemli şeylerden birisi, insanın kendini tanıyor olmasıdır. Çünkü vazgeçme eşiğine herkes, her mücadele içinde dönem dönem gelebiliyor...
Çevrede belirmeye başlar leş kargaları ve haykırır en tatlı sözlerini:
Başka yerde de yaparsın!
Sen böyle iyi oldukça fikirlerini savunacağın yer çok!
Bak olmuyor!
Bırak işte ne olacak?”
......Gibi konuşmalardan dolayı sen her seferinde sağdan soldan gelen tatlı, ama yalancı sese/lere inanırsan mücadele sürecin/iz başarısızlıkla sonuçlanacaktır ve vazgeçme noktasına geleceksin/iz...
Ne İçin Mücadele Ettiğini Unutma!
Kendi amacını, kendi hayallerini bir düşün. Ne için mücadele ediyorsun? Bir şekilde iyi görünmek için mi, başarılı olmak için mi? Ya da hayallerindeki ideallere ulaşmak için mi?Daha iyi bir makam için mi? Senin amacın nedir? Mücadeleye başlarken seni motive eden hayalin neydi?
•İdeal düzen.
•Mazluma ses.
•Kâlû Belâ da verilen söze sadakat....
İlk başta çok güzel bir şekilde insan, hayalinin her ayrıntısını düşünüyor, hayal ediyor ve onun verdiği motivasyonla yola çıkıyor.
Unutmayalım!
Mücadele süreci bir sürü aşamayı, bir sürü detayı barındıran çok uzun bir yol.
Engellemelerden,ihanetlerden,makam kavgalarından, yanındakilerin özden uzaklaşmasından....gibi yoran durumlardan bıktığı n ve oluşan yorgunluklardan boğulduğun için, başlarken seni motive eden o amacını unutuyorsun. Yeniden diriliş için ; sizi yola çıkaran neydi, amacınız neydi, hayaliniz neydi diye belirli aralıklarla kendinize hatırlatmalarda bulunun. Çalıştığınız, bulunduğunuz ortamlarda, size amacınınızı, hayalinizi hatırlatacak bazı hatırlatıcılar bulundurun. Bunlar seni motive etmeye devam edecektir. O yorulduğun zamanlarda sana ne için yorulduğunu hatırlatacaktır. Sahabe-i Kiram ilk bukuştuklarında ve ayrıldıklarında Asr süresini okurmuş.
Rahmân ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
(1). Asra yemin ederim ki,
(2).İnsan gerçekten ziyandadır.
(3).Ancak iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler başkadır.
Bazen vazgeçmek diye bir duygu sarmaya başlar tamda bu duygu esir almaya başladığında yeniden başlamak gerekir..
Geldiğin yolun en önemli noktasında birilerine rağmen artık önemsiz olmadığına inanıp ve önemli olduğunu fark edip o nokta da direnmen lazım...
Yolunu tıkayan bütün ruhu satılmış çıkarcılara rağmen yeniden dirilişin aslında daha iyi gelebileceğini fark etmen lazım..
Vazgeçme dışında bir yol kalmadıysa eğer bir insandan bir işten bir hayalden aklınıza ne gelirse gelsin
İnsan neden hala direnir sözüne rağmen direnen/ler ve insan neden vazgeçmez sözüne rağmen vaz geçmeyen/ler kazanır..
Enfal Suresi, 66. ayet meali : Şimdi, Allah sizden (yükünüzü) hafifletti ve sizde bir za'f olduğunu bildi. Sizden yüz sabırlı (kişi) bulunursa, (onların) iki yüzünü bozguna uğratır; eğer sizden bin (kişi) olursa, Allah'ın izniyle (onların) iki binini yener. Allah, sabredenlerle beraberdir.
Yeniden Diriliş
Harabeye düşen tohumun ağaç olması gibi
Dallanıp gölgesine kuşlar çağırması gibi
Sur üfürülen mezarın dikilmesi gibi
Tarihin toprağında tekrar tekrar dikilmek işimiz
Tarihin toprağına kökatmak bir çınar gibi büyümek işimiz
Büyük işler işimiz
Fırtına olmak savaş meydanlarında işimiz
(Hamdi Oruç)