“Erdoğan gitmeli ki, ülkedeki bu kaos ve kriz ortamı  sona ermeli" diyenler, toplumun bilinçaltına yılanın zehrini zerk etmesi gibi, istikbalimizi zehirleyecek bir algı operasyonu yapıyorlar.


"Belediyeleri bize verin, şehirler nasıl yönetilirmiş görün" diyenlerin amacı, önce İstanbul ve Ankara'yı almak, ardından da hükûmeti düşürmek!

Adnan Menderes’e, Turgut Özal’a ve Necmedddin Erbakan Hocamıza yapılan operasyonun aynısı yapılıyor. Dünden ders almayanların da bu numaraya kandığı görülüyor.

Cumhur ittifakının elindeki belediyeler gidince, ülkenin refaha ve huzura kavuşacağına, ekonomik krizin biteceğine falan inanmayın sakın!

Vallahi daha kötüsü olacak!

Nereden mi biliyorum?

Yahu yakın geçmişte, bizzat yaşadık gördük!

1980 darbesinin hazırlanışında ülkenin nasıl kaosa sokularak birbirine kırdırıldığını, Rahmetli Özal’a, Rahmetli Erbakan’a yapılanları, 28 Şubat postmodern darbesinin getirdiği zulümleri, vankaların boşaltılmasını, ülkenin kaynaklarının peşkeş çekilmesini, enflasyon canavarının dar gelirliyi nasıl mahvettiğini, esnafın, çiftçinin bitirilişini, memurların maaş alamayacak hale getirilişini ve Tayyip Bey’e yapılan suikastları, muhtıraları, Gezi’leri, 17 Aralık ve 15 Temmuz’ları..
 

Daha ne acılar, ne yokluklar, ne zulümler..

Bunları yaşayanlar, lütfen gençlere anlatsın.

Seçimlerde de bunları göz ardı edersek, vebale girmiş olacağız!

*       * *

Biz biliyoruz ki; REİS'in istikameti, HAK'tır!

Doğrularının yanında gördüğümüz bazı yanlışları sorgulamak için, içinde bulunduğu şartları bilmemiz gerekir.

Hem ki, yeryüzünde hatasız insan mı vardır?

Dostluklarımızda, evliliklerimizde bile, yanlışlara katlanmıyor olsaydık, yapayalnız kalır, kaybedenlerden olurduk.

"Sandığa gitmeyeceğiz", "boş oy atacağız" demek; şimdiki eleştirdiklerinin kat be kat fazlasına kapı aralamak demektir! Oy vermemek, en kötü ihtimale razı olmak demektir!

Bu gerçekten hiç akıllıca değildir!

Küçük resime takılmadan sandığa gitmeli ve mutlaka büyük fotoğrafı gözümüzün önüne getirerek oyumuzu kullanmalıyız!

Unutmayın, bir oy bile değerli!

Ne acıdır ki; küresel zalimlerin sömürülerine kafa tutan, mazlumları himaye eden Büyük Hakanımız, Cennetmekan 2. Abdülhamid Hanımızı da, aynı bugün Tayyip Bey’e yapılan algı operasyonları gibi sinsi taktiklerle itibarsızlaştırarak ülkenin başından indirdiler.

Yanlış olan bazı şeyleri gözümüze sokarak, büyük fotoğrafı görmemizi istemiyorlar. Tayyip Bey’in asıl hedefini gayet iyi biliyorlar.

Tarih tekerrür etmemeli. Sonradan içine düşeceğimiz kaos ve zulümler başladı mı, artık geriye dönüş olmaz!

Kainatı inletircesine, canhıraşane feveran ederek haykırıyorum. Bu çığlıkları haklı olduğunuzu düşündüğünüz bazı gerekçelerinizle duymamazlıktan gelmeyiniz!

Kusurlarıyla, eksikleriyle, BÜYÜK TÜRKİYE’nin yeniden dirilişi, adalet ve merhamet medeniyetinin, bozguna uğratılmış yeryüzüne yeniden hakim oluşu ve tüm dünya mazlumlarının umudu, cumhur ittifakının ikamesi ile güçlenecektir!  

YA BU EZBERİ BOZARIZ YA DA ZİLLETE KAPI ARALARIZ!

Şehid Lider Muhsin Yazıcıoğlu'nun söylediği manifesto niteliğindeki ifadeyi hatırlatmak isterim:

"Önümüzde iki seçenek var;

Ya ibret almayanlar gibi tarihin tekerrürüne seyirci kalacağız,

ya da bu ezberi bozacağız.

Biz, ikinci yolu seçiyoruz!.."