Çok farklı bir devre denk geldik biz.

Fotoğraflar ve videolarla dünya ayağımıza getirildi.

Çok çocuğun, çok kadının, çok ihtiyarın cesedini gördük.

Emzikli idi bazı çocuklar,

bazılarının altında bez vardı daha,

kimisinin saçları dökülüyordu bir kucaktan yere,

kimisinin eli kolu tutmuyordu...

Çok kadın gördük;

paramparça idi yüzleri, yıkık ve döküktü omuzları.

Kucaklarında hasretle sarıldıkları yavrucakları değil taş ve molozlar oldu.

Çok kadının çığlığını duyduk aslında;

namusları çiğnenen çok kadının feryadını duyduk,

çocuklarının cansız bedenine sarılan çok kadının hıçkırıklarıyla depremler oldu...

Ah belini yaşlılık değil kahır büktü ihtiyarların;

ak sakalları kanla kızıla boyandı kaç kere,

bastonlarına değil acılarına yaslandı bazısı,

bazısı sırt üstü düştü toprağa

ve göğe, yıldızlara takılı kaldı bakışları...

Küçücük oğlanların cansız bedenleri toza toprağa karıştı;

yiğit adamlar olacakları, küçük cesetler oldular.

Adamlık onlarla birlikte gömüldü yerin altına...

Yağmurdan çok bomba yağdı başlarına,

topraklarına tohumlardan çok can verdiler.

Çok gişe yaptı sahneleri,

çok alkış aldı zulüm;

utanmayı da unuttu insanlık,

arsız ve hayasız bir devre denk geldik...

Hiç günahsız bir kızın enkazdan çıkarılırken uçuşan saçlarına baktınız mı?

Bir sarmaşık dalı kadar incecik kollarının yapraklar gibi salınışını gördünüz mü?

Cansız bir narin bedenin artık acı çekmeyecek kadar acı çektiğine şahit oldunuz mu hiç?

Bütün anlaşmaları, anlatmaları, aydınlanmaları ve aydınları ile kahrolsun bu dünya!

Masum bebeler can veriyor,

masum kadınlar namusundan oluyor,

her türlü hürmete layık ihtiyarların onurları çiğneniyor

ve insanlık çağ atladı sanıyor kendini.

Atlayıp düştüğümüz yer bir kenef çukuru,

işin kötüsü pisliğe burnumuz alıştı

ve normal bir hayat devam ediyor sanıyoruz.

Çocuklar öldürülüyor ve buna alıştırdılar bizi!

Hala şiiri yazılmadı bu çağın Endülüs’ünün,

hala bir şair bekliyor edebiyat dünyası,

ve sultanlar kasideleri dinleyip ağlamayacak!

Ağlayacak bir sultan bile bırakmadılar bize...

Masumiyeti katlettiler geriye çirkef kaldı,

merhameti yok ettiler geriye nefret kaldı,

medeniyeti yok ettiler geriye bir çukur kaldı.

Çukurun etrafında milyonlarca kamera,

milyarlarca göz,

mercek mercek çektiler bu vahşeti,

geriye zehir gibi bir seyir kaldı.