İşte, “Zekât ne demektir? Zekâtın kelime anlamı nedir? Zekâtın mahiyeti nedir? Zekâtın hükmü nedir?” sorularının cevapları...

ZEKAT

1- Zekât lügat deyiminde temizlik, bereket, çoğalma, güzel övgü manilerini taşır. Din deyiminde ise; "Bir malın belli bir miktarını, belli bir zaman sonra hak sahibi olan bir kısım Müslümanlara Yüce Allah'ın rızası için tamamen temlik etmek (mülkiyetine geçirmek) tir."

Zekât, kulların kulluk görevindeki sadakatlerine delalet eder. Bu yöndendir ki, zekâta "sadaka"da denmiştir. Bununla beraber "sadaka" sözü, zekâttan daha kapsamlı mana taşır. Vacipleri de, nafileleri de içine alır. Zekat vermeye, "Tezkiye", zekat verene de "Müzekki" denilir. Şahitler hakkında yapılan övgüye de "Tezkiye" dendiği bilinmektedir.

2- Zekât vermek farzdır. Peygamberimizin hicretlerinin ikinci yılında, oruçtan önce farz kılınmıştır. İslam’ın şartlarından birini teşkil etmektedir. Belli miktarda bulunan nakit paralar ve ticaret mallarının üzerinden bir yıl geçince, zekâtlarını geciktirmeden hemen vermek gerekir. Çünkü bu zekât mallarına yoksulların hakkı geçmiş oluyor. Artık bu hakkı özürsüz olarak geciktirmek caiz olmaz. Diğer bir görüşe göre, zekâtın verilmesi geciktirmeli olarak farzdır. Sene sonunda hemen verilmesi gerekmez. Zekât borcu olan kimse, bunu hayatta bulunduğu sürece ödeyebilir. Ödeyemeden ölürse, o zaman günahkar olur. Fakat doğru olan birinci görüştür.

3-Zekâtın aşikâre verilmesi daha faziletlidir. Çünkü bu şekilde verilmesi, başkalarına bir örnek olur ve teşvik yerine geçer. Kendisi hakkında, zekât vermiyor diye, kötü bir zannı da kaldırmış olur. Zekât bir farz olduğu için, bunun yerine getirilmesinde gösteriş olmaz. Nafile olarak verilen sadakalarda ise, durum böyle değildir. Bunların gizli verilmesi ve gösteriş yapılmasına engel olunması daha faziletlidir.

(Kaynak: Büyük İslam İlmihali - Ömer Nasuhi Bilmen s.313)