Önceden toplanan  ne olduğu belli olmayan,  tasarruf fonunu ödedi.

Aynı dutumdaki KEY fonunu ödedi.

Batırılan bankaları yeniden ayağa kaldırdı. Zarar eden bankalar kara geçti.

IMF 25 milyar dolar bırakılan borcu ÖDEYEN ve IMF 'yi Ülkeden kovdu. Aynı İMF beş yüz bin dolar para yardımı için, Ülkemizle alay ediyordu.

Milletin başına BELA olan  pkk örgütünü ülke dışına kovdu. TERÖR belasını sınır dışına itti. HENDEĞİ başlarına yıktı.

İç ve dış tehditlere aldırmadan karşı durmadan çeşitli operasyonlar yapıyor.

Dünyanın en teknolojik silahını füzesini uçağını insansız hava deniz kara savunma teknolojisini yaptı. Bunlar dünyada marka oldu.

Elazığ, Malatya, Van, İzmir depremin de zarar gören yıkılan binaları yeniden inşa etti.

Yazın çıkartılan yangınlarda yok olan evleri yeniden yaptı.

Kütahya maden afetinde şehit olan tüm işçilerin tazminatını ödüyor.

Devletinin nerde ise bir bölgesi,  şehri yıkılmış , sadece yıkılan molozları taşımak 1 yıl sürdüreceği yorumunu yapanlara karşı 11 ilin tüm binalarını bir yıl içinde yapacağını söyleyip MİLLETİNE söz veriyor.

Afette milletine kira ve taşınma ücretini, emekli maaşlarını erken ödüyor. Emekliye  bayram  ikramiyesi hayata geçti. Asgari Ücret yükseltildi.

KYK yurtlarına yapılan yatırımın önemi ortaya çıktı. Her ile Yüksek okul hayat buldu. Her ile  Hava alanı imkanı doğdu.

Deprem bölgesi için yapıalan çalışmlarda Devletin tüm imkanlarının sefrber edildiğine  şahit olduk. Deniz, Hava, Kara yolu ile... Şehir hastahaneleri covid döeneminde olduğu gibi, ağır bir yükü omuzladı. 

DEVLET  TOKİ  KONUTLARI  GİBİ AYAKTA, DİMDİK...

Ne kadar güçlü bir iradeye  sahip olduğunu, ne kadar organize çalıştığını ve ne kadar güçlü bir Ülke olduğunun hala farkında olmayanlar var. Bunu ben söylemiyorum dışarıdan gelen arama kurtarma ekiplerinin sorumluları söylüyor. Deprem bölgesini gelip ziyaret eden yabancılar söylüyor. Her şeyden önemlisi, bölge halkı yaşadıklarına rağmen, çoğunlukla  memnuniyetlerini ifade ediyorlar.

DEVLET  NEREDE?   DİYENLERE,  EYT'  Yİ YASALAŞTIRARAK, BURADAYIM MESAJINI VERİYOR. ANLAYANA...

SEÇİM DİYORSANIZ, SEÇİM  DİYOR...

Bütün bunları yaparken, Devlet hiçbir hizmeti aksatmadı. Tüm hizmetleri en güzel şekilde yapmaya devam etti. Sosyal yardımları, öne çıkardı. Sağlık alanında önde atılımlar yaptı. İşsizliği önlemek için, işverenlere teşvik uygulaması yaptı. Sigorta gelirlerini, kimi zaman vergi gelirlerini azalttı. Tüm emekli ve çalışanlarının aylıklarını zamanında ödedi. Öyle IMF den para alarak, yahut Deprem paralarını kullanarak insanlar ücret ödemedi. Hepsini kendi kaynaklarından karşıladı.

Bu yaptıkları muhalif belediye başkanları tarafından da kabul edilirken, bazı olumsuz insanlar hala bu yarayı kanatmaya kararlı gibi görünüyorlar. Buradan nasıl olur, bir rant çıkarırım derdindeler. Bölgeye yardım için bir önerileri dahi yoktur. Çalışmaları zaten hiç yoktur. Belediyelerinin Demek ki DEVLET her şeyi yapmış. Ortalığı karıştırmak için, neden geç gelindi, demekten başka bir şey söylemiyorlar. Yani yapılacak her şey yapılmış. Yıkılan binaları gündeme taşıyorlar. Oysa yıkımın en fazla olduğu yer HATAY 'da Kentsel dönüşümlere nasıl karşı çıktıklarını unutuyorlar.

Bazı yalancılar, aldatanlar kendilerini öne çıkarmak adına DEVLETİ aciz ve de güçsüz gösterme çabaları içerisinde hareket ederek, öne çıkmak istediler. Yalan haberler ürettiler. Algı operasyonları  çektiler. Sonradan aldatıldık, açıklamalarında bulundular. Halkın sağ duyusu ve de yapılan organizasyonun büyüklüğünü sonunda kendileri de itiraf etmek zorunda kaldılar. Devletin yanında bir hiç olduklarını kabullendiler.

Oysa  ACUN  ILICALI yaptığı yardım kampanyasının ilk gününde 850 milyon para topladı. Amma kendini öne çıkarmadı. Üstelik kampanya devam edecek.

SİVİL  TOPLUM  ÖRGÜTLERİNE   TEŞEKKÜRLER...

Günlerdir orada olan, hatta orada olmaya devam edecek olan ve de reklam yapmayı onurlarına yedirmeyen sivil toplum örgütleri, İHH dan Diyanet Vakfına kadar, irili ufaklı amma devamlı, sürekli olan yardımlarına  devam ediyorlar. Çoğunun adı belki toplum tarafından dahi bilinmiyor. Olsun onların derdi, adlarını duyurmak değil. Amaçları sadece ALLAH rızası için yardım etmek. Devam edecekler. Bugün bu sivil toplum örgütlerinin sayısı kırkın üzerindedir. Her biri bir yerlere dağılarak, aş evleri kurdular. İnsanların her türlü ihtiyaçlarına cevap vermek için koşuyorlar. Bıkmıyorlar. Usanmıyorlar. Bir takdir, teşekkür beklemiyorlar. Devlet aleyhinde söz söylemiyorlar. Kendilerine ne görev düşüyorsa, yapmaya devam ediyorlar. Çünkü, onlar yaptıklarını ALLAH rızası için yapıyorlar. Reklam için, değil. Şov için değil. Bölgeye bir araba yardım malzemesi görürüp ağızlarını köpürterek DEVLETE hakaret etmek gibi bir alışkanlıkları yoktur. Olamaz da... Dünde öyleydiler, bugünde öyleler... ALLAH hepsinden razı olsun...

Bütün bunlara rağmen şöyle geriye bakınca, şunu görüyoruz. Devlet açısından,  hiçbir yatırım durmadı. Geçen ay büyüme hızı yine yüzde beşlerin üzerinde. Devlet tüm kurum ve kuruluşları ile ayakta. Bölgedeki gönüllü kuruluşlar ile, her türlü ihtiyacı fazlası ile karşılıyor. Bölgeye giden sağ duyulu insanlar bunu ifade ediyorlar. Orası bir sınır bölgesi olduğu için, dışarıdan gelecek tehlikelere karşı, sınır güvenliğini de elden bırakmıyor. Yoksa bir ay içerisinde neler olurdu, neler... Kimileri sınır ötesinden gelecek yardımlar, durduruldu demişlerdi!

Birileri hala yapılanlara kör ve sağır olmaktadırlar. Oturdukları sıcak konforlu mekanlardan ahkam kesiyorlar. Bari orada günlerdir uyumdan kimi zaman doğru dürüst yemek yemden hizmet etmeye çalışan insanlara saygı duyunuz. İnsanlık onurunuz bunu yapmanızı gerektirmez mi?

Bir de bu olup bitenleri  farklı farklı yaklaşımlarla yorumlamaya çalışanlar var. Üst perdeden açıklamalar, yorumlar,  değişik analizler, akıl vermeler, kendilerini üstün zeka ve üst akıl kabul edenler, ben bilrim tavırları... Bunu yaparken kendi egolarını  tatmin etmekten öteye geçemeyen böyle insanlar toplumda her zaman olacaktır. Öyle ya halkın dili ile yazmak, konuşmak olur mu? Biraz karmaşık, biraz bilinenleer ilave ya da aykırı, söylemlerle ortaya çıkacaksınız ki, toplumdan çok değişik ve üstün bir durumda olduğunuz ortaya çıksın! Herkes  merak etsin, bu adam ne demek istiyor? Diye...

Deprem uzmanları ise ayrı bir alem.

Yani hepsini bir araya getirip, bir çalışma düzenlense, (ama hepsi olacak) bakın o zaman asıl fikri deprem neymiş, her halde onu yaşarız. Hep değişik, değişik yorumlar. Tam birbirine zıt açıklamalar... Kimileri daha ileri giderek korku senaryoları ile gündeme gelmeler...

Allah insanımızı gafletten uyandırsın. Doğru dürüst yapılan işleri görmenin takdir etmenin bir görev olduğunu aklında tutsun. O kadar...