Yıl 1946:

Tek partili sistemden, çok partili demokratik sisteme geçişin miladı olan 1946 seçimleri öncesinde ve seçimlerin yapılması sırasında CHP’ye en fazla destek devlet kademelerinde görev alan amir ve memurlardan gelmişti. “Açık oy, gizli tasnif” ilkesinin benimsenmesi, bu desteğin ana sebeplerinden biriydi.“Açık oy, gizli tasnif” gibi demokratik olmayan esaslar ile yapılan seçimlere CHP teşkilatı ve seçim komisyonlarında görev alan bazı kimselerin işgüzarlığı da eklenince seçimlerin güvenliği, güvenilirliği ve oyların masumiyetine gölge düşmüştür.1946 seçimleri, öncesi sonrası ile şaibeli bir seçimdi.

Yıl 1977:

11 Aralık 1977’deki yerel seçimleri CHP kazanınca, AP karıştı. Ecevit, Tuncay Mataracı, Hilmi İşgüzar gibi isimlerin de olduğu istifacı AP’lilerle temas kurdu. Pazarlıklar, “Güneş Motel”e kadar taşınmıştı. Ecevit, “Kumar borcu olmayan 11 vekil arıyorum” diyerek, tarihe “11’ler Olayı” olarak geçen eski AP’liler ile anlaştı. Bu siyaset mühendisliği, Türk Siyasi Tarihine “Güneş Motel pazarlığı” olarak geçti.

Yıl 1997

Türk demokrasi tarihine ‘post-modern darbe’ olarak geçen 28 Şubat sürecinin en önemli ayağı meclisteki vekil transferleri oldu. Refah-Yol Hükümeti’nin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın 18 Haziran 1997’de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e istifasını sunmasına kadar gelinen süreçte ve sonrasında, özellikle koalisyon ortağı DYP’den birçok milletvekili başka partilere geçti. Erbakan istifasını verdiğinde, koalisyonun diğer ortağı Tansu Çiller’e hükümeti kurması için destek vereceklerini beyan etmiş, ancak iki parti yeniden hükümet kurmak için yeterli milletvekiline sahip olmalarına rağmen Cumhurbaşkanı Demirel, hükümet kurma görevini muhalefetteki ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a vererek Refah-Yol Hükümeti’nin sonunu getirmişti.

Yıl 2007:

Nisan 2007’de Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin Cumhurbaşkanlığı adayını “Abdullah Gül Bey kardeşimdir” sözleriyle duyurmasının ardından TBMM’de seçim süreci başladı. Ancak bu noktada da “Gül’ün seçilebilmesi için Meclis’te en az 367 milletvekilinin bulunması gerekiyor” diye olmayan bir kanun uyduruldu, toplantı yeter sayısı tezi ortaya atıldı. Gül’ün yeterli oyu alamadığı ilk turda CHP, Meclis’i boykot etti. Bununla da yetinmedi MHP’yi baskı ve tehditle sindirmeye çalıştı. MHP ise geldi ama ret oyu kullandı. Asıl sürpriz 27 Nisan 2007’nin geceyarısı yaşandı ve TSK, ‘e-muhtıra’ olarak adlandırılan bir bildiri yayınladı.

Yıl 2018:

CHP’li 15 milletvekili partilerinden istifa ederek İYİ Parti’ye katıldı. Böylelikle İYİ Parti’nin Meclis’te grup kurarak, başka şartlara takılmadan 24 Haziran seçimlerine katılmasının ve Genel Başkan Meral Akşener’in cumhurbaşkanlığı adaylığının önü açılmış oldu.

*

Sadece bunlar olmadı.

Mikrofonu bulduğu her ortamda Erdoğan’a meydan okuyan Meral Abla,

aday olabilmek için 100.000 imza bulma derdinden kurtulmuş oldu…

Hiçbir seçime girmeden ve sandıktan tek bir oy dahi almadan Meclis’te grup kurmuş oldu…

Seçimle Meclis’e gelen partilerle aynı miktarda (25 milyon TL)  hazine yardımını kapmış oldu…

Fazla efor sarf etmeden, seçim sandık derdiyle uğraşmadan bayağı ihya oldu.

*

Ne diyordu daha 15 gün önce Meral Abla…

“Sana meydan okuyorum Erdoğan.”

“Seni sandığa gömeceğim Erdoğan.”

“Sana haddini seçimlerde bildireceğim Erdoğan.”

Ve bunları,

“Biz İYİ Parti olarak ne ‘çıkar ittifakı’, ne ‘çukur ittifakı’ ne de ‘cukka ittifakı’ asla yapmayacağız”

“Grup kurmak için öyle‘abidik gubidik’ işler yapmayacağız. Biz 100.000 imza ile çıkacağız”

Sözleriyle diyordu.

*

Siyaset bir strateji sanatıdır…

Bizde daha çok ayak oyunlarının olduğu, kapalı kapılar ardında gizli pazarlıkların, entrikaların döndüğü ‘Alaturka Siyaset’ anlayışı ile gider bu işler.

*

Akşener de, Kılıçdaroğlu da

YSK’nın İYİ Parti’yi seçimlere sokacağını biliyordu…

Bu hamleyle bir mağduriyet algısı yaratmayı amaçladılar…

Serde

Demokrasiyi kurtardılar, haksızlıklara son verdiler…

Millet yuttu mu, onu bilmem.

Ama bu ittifak, siyasetin hafızasına yeni bir “Abidik gubidik” işler olarak kazındı bile.

***

KK NEYİ AMAÇLIYORDU?

Kılıçdaroğlu, 15 milletvekilini Akşener’in emrine neden verdi?

Cevap:

İlk turda, hem partisinin adayı, hem de Akşener’in adaylığı ile oyları parçalayıp seçimleri 2.tura taşımak ve orada da Akşener’i çatı adayı olarak Erdoğan’a karşı desteklemek.

KK’nın amacı bu!

***

ABDULLAH GÜL

Dün…

AK Parti’nin kurucusu üyesi…

AK Parti’den Başbakan…

AK Parti’nin Dışişleri Bakanı…

AK Parti’nin desteği ile Cumhurbaşkanı…

Bugün…

Kulis fısıltılarına göre

İYİ Parti/CHP/SAADET+HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı imiş…

Düşünebiliyor musunuz?

Muhalefet,

‘AK Parti Genel Başkanı’ ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısına,

Bir başka AK Partili Abdullah Gül’ü rakip göstermenin derdindeymiş.

Şaka gibi!

***

İTTİFAK GEYİKLERİ.

Sosyal medya ittifak geyikleri ile çalkalanıyor…

Espriler gırla…

Mizah o biçim…

“15 Vekil=24 Milyon TL.”

“İYİ sattılar.”

“Yarın parti kursam bana da 15 vekil yollar mısın Kemal Abi?”

Gibi…

Hepsi komik ve yaratıcı.

Lakin hiçbiri, İlhan Cihaner’in ironisine su dökemez.

***

ERKEN SEÇİM KARARI.

Erken seçim kararı şunlar olsun diye alınmadı:

.İYİ Parti ve Akşener’in önü kesilsin…

.KK siyasetten silinsin…

.Muhalefet inim inim inlesin…

*

Erken seçim kararı şunlardan dolayı alındı:

.Ekonominin, uzun soluklu seçim maratonuna ve siyasi belirsizliğe tahammülü yoktu…

.Suriye eksenli Ortadoğu’daki gelişmeler daha karmaşık, tehlikeli bir hal aldı ve kısa sürede kritik kararların alınması icap edebilirdi.

. Ekonomik parametrelerdeki negatif görünüm, süratle yapısal reformların hayata geçmesini zaruri kılıyordu.

. Elbette seçim tarihi hayli öne çekilerek stratejik bir avantaj sağlanması da amaçlandı…

Ama amaçlar arasında öncelikli değildi…

Çünkü bölgesel ve uluslararası gelişmeler ve bu gelişmelerin küresel ekonomi çarklarına yansıması  sanıldığından çok daha ciddi boyutlarda…

Suriye’de yarına dair bizi bekleyen riskler sürekli biçim değiştiriyor…

Akdeniz’e yığılan 100’e yakın savaş gemisi sadece Suriye için gelmedi…

Tüm bu kaotik döngü, seçimlerin süratle ülke gündeminden çıkmasını ön görüyordu.

***

EV ÖDEVİNİZ

Seçim erken değil, çok erken oldu…

Adaylar, partiler şoke oldu…

Şikayetler sel oldu…

Muhalefet’in şu yakınmalarını anlayabiliyorum…

“Bu kadar kısa zamanda adaylar kendini nasıl tanıtacak?”

“Sağlıklı ve etkili bir şekilde nasıl propaganda yapacak?”

İyi de…

Ben dahil birçok gazeteci, hatta siyasetçi “yazın bir erken seçim kapıda”

Diyordu…

O halde muhalefet olarak uyanık olup,

ev ödevinizi yapmış olmalıydınız.

*

Yeni sistemle ilk kez seçime gidiyoruz…

Uyum yasaları hala çıkarılamadı…

Değişiklikler hala yapılamadı…

Yani…

Hem hükümet, hem de muhalefet

ev ödevlerini zamanında yapmadı.

***

23 NİSAN:

Dün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ydı…

Tüm yurtta coşkuyla kutlandı…

Rengarenk gösteriler yapıldı…

Çocuklar mutluydular, gururluydular…

*

Çok değerli bir yakınım, 35 yıl önce yer aldğı bir 23 Nisan töreninden hatıra fotoğrafını yolladı.

Duygulandım…

Eskilere gittim…

Çocukluğuma…

Ben izciydim…

Bando takımındaydım…

Bütün 23 Nisan’lara, 19 Mayıs’lara, 29 Ekim’lere katılmıştım.

*

Tüm çocuklarımızın geçmiş 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum…

Ve Meclis’te yaşanan o görüntü,

o rezalet için de koca koca adamların yerine sizden ben özür diliyorum.