31 Mart Yerel Seçimleri'nin ardından büyük bir kayıp yaşayan AK Parti hakkında Habervakti yazarı Mustafa Süs dikkat çeken açıklamalarda bulundu. 

''DAHA FAZLA GÜNAHA GİRMEKTEN KURTULDULAR''

Süs, ''Belediyeyi kaybeden Ak Partili başkanlar ve belediyenin bürokratları kazandı bu seçimde. Daha fazla günaha girmekten kurtuldular. Haksız ihaleler, adam kayırma, burnundan kıl aldırmama, kendi adamını öteleyip başkalarının adamlarını hak etmediği halde adam yerine koyma gibi durumlardan kurtulup partinin daha fazla zarar görmesi engellendi ve dolayısıyla “kazanmış” oldular.'' vurgusunda bulundu.

İşte Süs'ün söz konusu yazısının tamamı:

Seçimlerden sonra analiz yapmak modadır.

Analiz, yorum, değerlendirme yapmazsan seçimler kabul olmaz!

Biz de tutalım bi’ ucundan…

Seçimin galibini belirtmemiz gerekiyor önce.

Bence seçimin galibi onca ekonomik sıkıntıya ve onca ötelenmeye rağmen;

“Adam yerine konulmayan…

Eleştirileri hiçbir şekilde dikkate alınmayan…

Kendisi için değil de memleketinin selameti için ve sırf Allah rızası için uyarılarda bulunan…

Dilipak, Ali Erbaş'a sahip çıktı! Dilipak, Ali Erbaş'a sahip çıktı!

Zerre kadar dikkate alınmadığı halde davasına dört elle sarılan ve partisine azami bir gayretle sahip çıkanlardır.”

Evet seçimin kazananı ne CHP’dir ne ötekilerdir.

Seçimin kazananı;

“Biz seferden sorumluyuz, zafer Allah’ın takdiridir.” diyen ülkemin yükü ağır garipleridir.

Kaybedenleri kimlerdir?

Gülmeyin ama en başta seçimi CHP kaybetmiştir.

Belediyeleri eline yüzüne bulaştıracak ilk seçimde dibi görecektir. “E İstanbul’da Ankara’da başarısız oldu ama dibi görmedi” dediğinizi duyar gibiyim.

Hayır, o öyle değil. Onlar başarılı ya da başarısız oldukları için değil ülke çapında hükümete verilmek istenen dersin meyvesini yediler.

Bu seçimde CHP’den odun koysanız seçilirdi. Seçildi de nitekim. Hatta odundan daha beteri bile seçildi. Hırsızlığı kameralarla tespit edilenler seçildi ötesi var mı?

Saymak istemiyorum ama ne kadar gayri ahlaki durum varsa hiçbiri belirleyici olmadı bu seçimde.

Diğer kaybedenleri kimlerdi seçimin?

Yeniden Refah Partisi kaybetti.

Habil’i öldürüp onun kanı üzerinden yaşamayı seçen Kabil, tüm oyları alsa da kaybeder! Bizim inancımız bu yöndedir.

***

Kazananlara farklı bir açıdan tekrar dönecek olursak…

Belediyeyi kaybeden Ak Partili başkanlar ve belediyenin bürokratları kazandı bu seçimde.

Daha fazla günaha girmekten kurtuldular.

Haksız ihaleler, adam kayırma, burnundan kıl aldırmama, kendi adamını öteleyip başkalarının adamlarını hak etmediği halde adam yerine koyma gibi durumlardan kurtulup partinin daha fazla zarar görmesi engellendi ve dolayısıyla “kazanmış” oldular.

Şayet Reis alınan mesajların hepsini uygulamaya koyarsa başka kazananlar da olacaktır bu süreçte.

“Çalışanlarına dünyayı zehreden amirler,

Adaletten yoksun yöneticiler,

Burnu yer çekimine meydan okuyan bürokratlar,

Şımarık, altına koltuk verilince kendisini adam yerine koyan makam sevdalıları,

Çakarlı arabalara binerek ne oldum delisi olan sonradan görmeler,

Altına en pahalısından makam aracı çekerek konforun dibine vuranlar,

Odasını döşerken devletin imkanlarıyla Karun’u kıskandıranlar.

Ağırladıkları misafirleri, devlet büyüklerini kendi cebinden değil de devletin imkanlarıyla pahalı hediyelerle karşılayıp, uğurlayanlar,

Devletin verdiği imkânları nasılsa yasal hak diyerek sonuna kadar kullanmayı kendilerine caiz görüp bundan zerre kadar gocunmayanlar,

Seminer, kurs vs. yapmak için eldeki imkanları değil de en lüks otelleri seçenler,

Ardına sendikayı, başka bir STK’yı alarak oturduğu yerden atama yapmayı, görevden aldırmayı marifet sananlar,

Çalışkan bürokratları yerel basında birkaç kıytırık haberi çıktı diye anında görevden alanlar, çalışan diğer yöneticilerin hevesini kıranlar,

Gerçekten çalışana değer vermeyip reklamla kendisini çalışır gibi gösterenleri el üstünde tutanlar,

Devlete, millete, kuruma zerre kadar faydası olmayan programlar yapıp, bu programlarda devlet büyüklerini ağırlayıp yığınlarca insan ve maddi güç israfı yapanlar,

Sadece toplu fotoğraf çektirirken değil, her zaman ön planda olmaya çalışan, kafasını sürekli öne çıkarıp kaliteli insanların hatta derviş ruhlu insanların bile nefretini üstüne çekenler,

Ben unvanlara burun diyorum. Burnun ne kadar uzunsa o kadar çirkin görünürsün, unvanını burun gibi her yere uzatanlar,

Torpil için para alan bakanlık personelleri,

Çocuklarının ihtirasına, doyumsuzluğuna yenik düşen parti ve devlet yönetimindeki üst düzey makam sahipleri,

Eşine, çocuklarına ve yakınlarına hak etmedikleri makamları babasının malı gibi sunanlar,

Davaya gönül vermiş liyakatli insanları dışlayıp, torpili var diyerek hem liyakatsiz hem kişiliksiz kimseleri önceleyenler,

Birkaç yerden hiç göreve gitmedikleri halde maaş alanlar,

Devlete ait yerlerde cüzi miktarda konaklayanlar, ikamet edenler, oraları kazanç elde etmek için kiralayanlar…”

Ve daha sayamadığım yığınlarca özellikleri olanlar da kazananlar listesine eklenebilir.

E bunlar kaybetmedi mi? Dediğinizi duyar gibiyim.

Bunlar inancı olanlarsa kazandılar…

Sürekli kötülük yapmaktan kurtuldular hem devlete hem kendilerine.

Reis’in acilen eline iki tarafı da keskin bıçağı alıp keskin bir şekilde bunları tırpanlaması gerekiyor. Hem devlete hem bunlara iyilik etmek için.

Bunlar yüktür.

Bir de yapısal sorunlar var;
Müfredat gibi, eğitim sisteminin laçkalığı gibi, seküler nesil yetiştiren sistemin çöpe atılmaması gibi,
Sosyal medya dezenformasyonunun önüne geçilememesi,
Fahiş fiyatların ve fiyatlar arasındaki uçurumun düzenlenememesi,
Başıboş hayvanların sorunları,
Sağlık sisteminin tıkanması gibi...

Bunlar da yüktür.

Sığınmacıların milletin tamamını ikna edici bir şekilde çözülememesi, Gazze'yle ilgili beklentilerin karşılanamaması gibi sorunlar da yüktür.

Yüklerinden kurtulamayan “aşkınan koşamaz, koşsa da yorulur.”