Demek gidiyorsun. On bir duraklı yolculuk kapıda. Gidip de gelmemek, gelip de görmemek var. Hakkını helal eyle! İkram ettiklerini, Hak katından hediyelerini, mucibince idrak edemedik. Savm-u salat ile tahkim ettiğimiz binayı, kulca kusurlarla sarstık acizane. Tevbe-i nasuh üzere kıpırdarken dudaklarımız, nisyan çelme taktı çok defa! İçin için kururken eşrefi mahlukat pınarı, esfele safilin vadisinden esen rüzgarla kırıldık gök ekinler gibi...

Demek gidiyorsun! Halimize acıyan son bir bakışı yadigar bırakıp. Toza bulanmış, saçı başı dağılmış, nefs kenesiyle özü sağılmış bir hâl bizim ki... Sen sultansın yıl diyarında... Biz... Âkıbeti meçhul zavallı... Aceb kurtuluş muştusu düştü mü hissemize senin misafirliğinden? Yoksa, yine mi kaçırdık hayır trenini?

Demek gidiyorsun! Vedasız gidişler vefasızlara müstehak. Ne kadar vefa sahibiyiz Allah bilir! Hay huyun içinde eriyip giden manayı tutabilene ne mutlu! Havf ve reca arasında sana tutunan can takvimimiz, daralan bir mühletten ötesi değil. Vuslat arzusuyla sen de uyanabilmek ne büyük devlet! Gafletin zaptettiği idrak azalarımız sancılanıp dururken... Şifa getirişine doyamadık! Veyl olsun bize ki; kararan kalplerimizi hâlâ Hak rengiyle boyamadık.

Demek gidiyorsun! Riyakâr mihmanından ötürü buruk... Aklı ile gönlü aynı yöne dönmemiş... Tüten can ocağında batılın közü sönmemiş mihmanından! Şikayet eder misin bizi şefaat makamına? Kendi kendimize zulmettiğimizi, zulümden inleyen mazlumları terk ettiğimizi de! Yüzsüzlükte cumartesi ehlini dahi geçtiğimizi... İçilmesinden men edildiğimiz sudan içtiğimizi... Fani bertaraf oluşlardan kaçmak adına, ebedi kaybedenlerin safını seçtiğimizi... Gördün ya sultanım! Pişmanlığımızı da arz eder misin?

Demek gidiyorsun! Onbir basamak çıkacağız nasipse hasret merdiveninde... Bu çıkış, çıkan için felahıdır imanın da dinin de! Giderek çetin bir hâl alan imtihan zemininde... Her geceyi Kadir bilip, her nefesi emanet etmenin derdiyle, şu mübarek dua ile yolunu gözleyeceğiz: "Allah'ım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla!"

Demek gidiyorsun! Yâ şehr-i Ramazan! N'olur çabuk gel! Bu defa seni çok başka özleyeceğiz...