Biten bir yerel seçim ve daralan ruhlar. Unutmayalım ruhların sahibi olan Allah'tır.  Allah neyi dilediyse o güzeldir ve sonucu mutlaka hayırlıdır. 

Peki bu noktaya nasıl gelindi?

 *Zülfiyare dokunmadan ney haz verir mi?* 

Büyük Selçuklu Sultanı Sencer’in devletinin çöküşünü analiz eden tarihçiler ittifakla şunu söylerler:

“Nasıl oldu da yıkıldı  Sultan SENCER’in idare ettiği devlet?
-BÜYÜK İŞLERİ, küçük adamlara;
-KÜÇÜK İŞLERİ, büyük adamlara verdiğini çok geç anladı!..
-Küçük adamlar, büyük işleri yapamadılar.
-Büyük adamlar, küçük işleri yapmaya tenezzül etmediler.

Böylece devlet düzeni bozuldu!..

 *Yani:* 

Tabanın sesini yukarıya iletecek kadrolar, kendi varlık sebeplerini dalkavukluğa bağlayınca, zirve ile tabanın iletişimi kesildi.

*Mazlumun, mağdurun hamisi olan Sayın Erdoğan, yıllar içinde etrafınızı saran dalkavuklar yüzünden toplumun en alt tabakasını görmez, duymaz oldunuz. Sizi bu toplum neden çok sevdi cümlesini unutunuz. Beklentisiz çalışan Özcanları, Muradiyeleri; kaybetiniz diye ağlayan Yusufları, 28 şubatları ve Siyasal Bilgiler Fakültesi önündeki tartışmaları  unutmayan Bilalleri... unuttunuz ve sadece ama sadece madde diyen tiplere esir oldunuz.Evet esir oldunuz.* 

 *Elbetteki alınacak dersler olmalıdır:* 

1. Kibir bir hastalıktır. 
2. Halk kendine dokunan bir yönetimi yalnız bırakmaz.  Bu dokunma sadece maddeye dönük bir gönül almak diye anlaşılmasın. Seninle aynı duyguyu yaşıyorum diyebilecek bir duruş. Şık giyinen, lüks ve çakralı arabalara binenler ile bu olmazdı ama. Belediye meclis üyesi denilen adamlar bile, etrafından kendisine başkanım diyen yoz tipler ile dolaşıyor ise 94 ruhu dediğimiz ruh havada kalmıştır demektir.
3. Her şeyi Eroğan ‘dan bekleyen şahısların basiretsizliği ve bunlara dokunmamak.
4. Sayın Erdoğan, etrafınıza dikkat edin söylemlerini önemsememeniz.
5. Üç harfli marketlerin halkı biçmesine sesiz kalınması. 
6. Mülk sahiplerinin kira terörü yarışına  müdahale edilmemesi.Kriz her zaman olduğu gibi yine en dezavantajlı kesimleri vurdu, bilhassa dar gelirli emekliler hayatını idame ettirmez hale geldi.
7. Erken emeklilik gibi saçma bir teklifin yasallaşması. 
8. Memur zamanlarının ve asgari ücretlerin popülist bir yaklaşımla abartılarak artırılması.
9.  İsrail’in Gazze’de yaptığı katliama retorik olarak karşı koymak yetmiyordu. Zalimi durdurmak için somut adımlar gerekiyordu. Hiç değilse İsrail’e ticari ambargo konulabilirdi ama yapılmadı.
10. Ak partiyi öne çıkaran en önemli argümanlardan  biri sağlık sektöründeki  yeniliklerdi. Peki sayın  Erdoğan acil serviste kıvranan bir hasta için 3 ay sonraya ultrasyon sırası verildiğini size anlatan var mıydı?  Hastanın müşteri olarak görüldüğü küreselci sağlık politikalarını biliyor muydunuz?
11. Aileyi dağıtan  kanunlardan  ne kadar söz edildi size?

*Erkek eşine tecavüz etmekten hapse atılıyor,* kadın çocuklarıyla kurdun kuşun insafına bırakılıyordu. Ama sorsanız, kadını koruyorlardı. Fırat’ın kenarında kurt koyunu aldı ama kimse oralı olmadı.  *Erken evlilik yaptıkları için mağdur edilen en az 8 bin ailenin sesi de duyulmadı.* Bunlardan hiç haberiniz olmadı mı?

Yakıcı toplumsal sorunlar biriktikçe birikti...

 *Bunları çok dikkate alarak incelemek gerekiyor.* 

Ama  bunlar kadar asıl önemli başka  bir olayı unutmamak gerekiyor.!! *CHP, DEM, İYİ Parti ve SP  kavgası  bir hikayeden ibaretti.* 

Bunu onlarca gönül insanı haykırdı ama duymadı kimse ve en başta siz.

Asıl hedef  şer ıttifakı  söylemini boşa çıkarmaktı ve başardılar.  *Sadece Istanbul’da DEM’in aldığı  oylara bakmak yeterli sanırım.* 

 *DİKKAT .!* 

Sayın  Erdoğan ve hala inandığım AK Parti yönetimi , seçim gecesi ağır eleştiri sunmaya başlayan eski şakşakçı  trolleri  görmezden gelirseniz daha çok üzülürsünüz. *Görmezseniz daha çok yıkılırsınız .!* 

Şimdi yukarıdaki söylemleri ders bilerek sözü  hakkikatin kendisine bırakarak yazıyı tamamlayayım.  

*HER ŞERDE BİR HAYIR VARDIR !* 

Cereyan etmekte olan hâdisatın muhtemel menfî tesirlerinden kalb ve ruhlarımızı âzade bulundurmak; ve bir şey meydana geldikten sonra daima kader cihetini düşünerek hikmetli ve güzel taraflarını görmek ve zahirî ruha dokunan kaba, şer, musibet cihetlerine fazla nazarı dolaştırmamak -Risale-i Nur’dan aldığımız derslere binaen- lâzımdır.

Hizmet Rehberi – 238

Seksen küsur senenin başını eğdiremediği mücahid-i ekber, allâme-i cihan, sarığı başında bizimle sohbet ediyor... Ve diyor: “Evet ümidvar olunuz! Şu istikbal inkılabı içerisinde en yüksek gür sadâ, İslâm’ın sadâsı olacaktır.”

Said-i Nursi

Hizmet Rehberi – 239

De ki: Ey mülk ve hakimiyet sahibi Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden onu çeker alırsın! Dilediğini aziz, dilediğini zelil kılarsın! Her türlü hayır yalnız Sen’in elindedir! Sen elbette her şeye kadirsin!”

Ali imran 26

Fakat olur ki, bir şeyden hoşlanmazsınız ama, o sizin için hayırlıdır. Ve olur ki bir şeyi (de) seversiniz, hâlbuki o sizin için bir şerdir. Allah ise (sizin için hayır olanı) bilir de siz bilmezsiniz. Bakara 216 

De ki: Allah dilemedikçe, ben ne kendime bir fayda sağlayabilirim ve ne de kendimden bir zarar uzaklaştırabilirim.” (A’raf, 7/188)

İzzet ve zillet, fakr ve servet, doğrudan doğruya Cenâb-ı Hakkın meşietine ve iradesine bağlıdır. Demek, kesret-i tabakatın en dağınık tasarrufâtına kadar, meşiet ve takdir-i İlâhiye iledir, tesadüf karışamaz.

Said-i Nursi

25.söz RNK

Resûlullah’ın devesi Adbâ, yarışta birinciliği başkasına vermezdi; yahut yarışı başkasına kolay kolay bırakmazdı. Bir gün binek devesine binmiş bir bedevi geldi ve yarışta onu geçti. Bu durum müslümanlara pek ağır geldi. Bu hali farkeden Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Dünyada yükselen bir şeyi alçaltmak, Allah’ın değişmez kanunudur.” (Buhârî, Cihâd 59, Rikak 38. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 8;  Nesâî, Hayl 14)
 
*En son, başta kendim olmak üzere  hepimizi yüzleşme  terapisine davet ederek bitirmek istiyorum. Umuyorum ki aşağıdaki  sözler bir iç uyanışa sebep olarak yeniden dirilişe  vesile olur.* 

“Kemâ tekûnû yuvella aleyküm” (Siz nasıl olursanız yöneticileriniz de öyle olurlar).

“A’malüküm ummalükum” (amelleriniz yönetcilerinizdir, onlar sizlerin eseridir) (bk. Acluni, I / 146; II / 127) denilmiştir

Yeniden diriliş nasip olsun inşallah. 

Allah var gam yok.!