Nesli İhyâ Medeniyeti İnşâ Mefkûremize Ulaşmanın Yolları…

Sayın Cumhurbaşkanım! Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Ecevit krizinden kurtararak kendi arabasını, tankını, iha'sını, siha'sını, yolunu, hastanesini vs. yaparak küllenmiş bir devletin külünü temizlediniz ve halkın umudu oldunuz. Siz bu ümmet için İmam Hatip Ortaokullarını açarak, Ayasofya Camii'ni asli vazifesine kavuşturarak onlara layık olmaya çalıştınız. Bu ümmet de 15 Temmuz'da canını ortaya koyarak sizi destekledi. Menderesten sonra en büyük milletvekili sayısını size kazandırdı.

Siz cesaret göstererek "dindar nesil yetiştireceğiz" dediniz. Bu anlamda adımlar attınız. Lakin yine siz "eğitim ve kültür alanında istediğimiz seviyeyi yakalayamadık" dediniz.

Bu çalışmamızda gençliğin inancını, milli ve manevi değerlerden neden uzaklaştığını eğitim sistemi ve içeriği çerçevesinde ele alacağız.

1. Ders Kitapları Yeniden İnancımıza Uygun Yazılmalı

Ders kitapları içeriği hakkında 4+1 makale yazdım. 

Mevcut MEB ders kitaplarında “Yaratmak''  fiili tamamen doğa ve kâinata verilmiş, yaratıcı Allah fail olarak verilmemiştir. Mesela su kendi kendine ısınıyor, yükseldikçe soğuyor, buluta dönüşüp kendi kendine yağış olarak yeryüzüne düşüyor. Ya da “doğada kendiliğinden bulunan” varlıklara doğal varlıklar denir. Her şey Allah dışında ele alınarak kendine malikmiş gibi öğrencilere sunuluyor. Din dersi hocası "Allah yarattı" diyor az sonra gelen fen öğretmeni ise "kendiliğinden oluştu, kendisini oluşturuyor" diyor. Bu zıtlıklar ise öğrencilerin inanç krizine girmesine sebebiyet vermektedir.

“YENİ BİR BAKIŞ AÇISIYLA FEN BİLİMLERİ 5 VE BİYOLOJİ 9. SINIF  KİTAPLARI YAZILDI, OKUTULMALIDIR”

İnançlı ve gayretli bilim adamlarından Prof. Dr. Âdem Tatlı, Prof. Dr. İsmail Kocaçalışkan, Prof. Dr. Fatih Satıl, Prof. Dr. Ali Alaş, Dr. Şaban Odabaşı, Dr. İdris Görmez, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına uygun olarak “YENİ BİR BAKIŞ AÇISIYLA FEN BİLİMLERİ 5” isimli kitap yazdılar. 

Kâinatı, yaratanın hikmetleri ile anlatıyor. Ateizm yok, deizm yok. Hikmet var. Müslüman evlatlarına tevhidî bakışla ders içeriği hazırladılar. Yaratandan arındırılmış mevcut ateist kitaplar yerine yaratanın hikmetle yaratışını anlatan bu değerli eserleri okutabiliriz. Talim ve Terbiye Kurulu onay vermelidir. MEB milli ve manevi değerlerimizi referans alarak hazırlanan bu güzide eserleri çocuklarımıza okutmalıdır. Gençleri inanç krizinden kurtarmalıdır. Batıyı referans alan seküler bilimi değil, 1500 yıllık kadim inanç kültürümüzü referans alan kitapları okutmalıdır ki yeniden NESLİ İHYA MEDENİYETİ İNŞA edebilelim.

2. Kitap Yazma Komisyonuna İnançlı Yazar Eğitimciler Kabul Edilmelidir

Kitapların aykırı içeriğinin en temel müsebbibi kitap yazma komisyonunda yer alan yazar eğitimciler ve onları seçen, kitap yazma ilkelerini belirleyenlerdir. Bu komisyona alınan hocalar milli ve manevi değerler odaklı kitap yazmadıklarından dolayı gençler seküler kitaplarla zehirlenmektedirler. Elbette kitap yazma komisyonunun yazacakları kitapların "kitap yazma kriterlerini" belirleyenler de müsebbiptir. Neticede gençler ciddi anlamda bunalıma sürüklenmektedir. Çözüm ise milli ve manevi değerlerimizle yazılan kitapları okutmak ve yenilerini bu yönde yazmaktır. 

3. Talim ve Terbiye Kurulu Bu Milletin İnancına Uygun Yazılan Kitaplara Onay Vermelidir

Talim ve Terbiye Kurulu kendisine gelen kitaplar arasından, inancımızı referans alarak yazılan kitaplara onay vermelidir. Seküler ve fıtrata aykırı yazılan kitapları onaylamamalıdır. 

4. Öğretmen Eğitimine, Değerler ve Müslüman Şahsiyet Eğitimi Konulmalı

Üniversitede okuyan öğretmenlere değerler eğitimi, şahsiyet eğitimi, İslam inancı üzerine dersler konmalı ve kitaplar okutulmalıdır. Böylece yetişen öğretmenler seküler yetişmemiş olacak ve gençleri inanç bunalımına sürüklemeyecektir. 
Mevcut öğretmenler ise hizmet içi eğitime tabi tutulmalıdır. İnanca aykırı davrananlara ceza uygulanmalıdır. 

5. Aile Kanunları Yeniden Düzenlenmeli

İnançlı nesil yetiştirmenin en temel çevresi ailedir. Aile maddi manevi anlamda huzur temeline oturtulmalıdır. 
Geldiğimiz noktada aileler artık çocuklarına terbiye veremez oldular. Kanunlar lastik misali batıyı referans alarak Müslüman aileyi darmadağın etti. Önce İstanbul sözleşmesi ile ciddi bir hasar gören aile, devamında “kadının beyanı esastır kanunu ve 6284 nolu sözde kadını koruma kanunu” ile aile darmadağın edildi. Geldiğimiz noktada evlilik yaşı arttı, evlilik oranı düştü, boşanma oranları ise tavan yaptı. Ne kadın ne aile huzurlu değil. Çözüm olarak, aileyi yıkan yasalar kalkmalı, LGBTİQP+ olayları Rusya gibi engellenmelidir. Millet olmadan devlet olmaz. Devleti millet ayakta tutar, milletin temel taşı ailedir. Aile yıkılırsa devlet vedahi medeniyet yıkılır.

6. Sivil Toplum Kuruluşları İle (Kadın Dernekleri Değil) Birlikte Eğitim Ve Yasal Çalışmalar Yapılmalıdır. 

Son zamanlarda halk tarafından kaygıyla takip edilen bir konu da “yeni koruma yasaları yapacağız” söylemleridir. Bunun sebeplerine indiğimizde ise “kadın derneklerinin” aktif ve saldırgan tutum ile “aile derneklerini” bertaraf ederek kanun düzenleme komisyonlarına dâhil olmasıdır. Devlet sadece kadın dernekleriyle değil, aile dernekleriyle aileyi ihya edebilir.

7. Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projeleri Yasaklanmalı

Allah insanı bir kadın ve bir erkek olarak yaratmış ve onlara fıtrat yerleştirmiştir. Kadın ve erkeğin kendine göre zayıf ve güçlü yönleri vardır. Nitekim kadın ve erkek asla eşit olamaz. Mesela hangi erkek Hz. Hatice ile eşit olabilir ya da hangi kadın Hz. Osman ile eşit olabilir? Aslolan adalettir. Okullarda çocuklarımıza cinsiyetsizliği aşılayan Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği projeleri sonlandırılmalıdır. Bu projelerle kadın ve erkeğin fıtratı bozulmaktadır. Fıtratı bozulan gençlik de milli ve manevi değerlerimizden uzaklaşmaktadır. Ayrıca toplumsal cinsiyet eşitliği kisvesiyle eşcinsellik yaygınlaştırılmaktadır. 

8. Sosyal Medya Denetlenmeli, Zararlı Yayınlar Engellenmeli

Bugün gençliğin inanç krizine girmesinin en temel sebeplerinden bir sosyal medyadır. Gerek dijital oyunlarda, gerek film ve dizilerde, gerekse sosyal medya platformlarında eşcinsel ve toplumun inancına dinamit koyan yayınlar engellenmelidir. Devlet vatandaşlarının akıl ve ruh sağlığını korumakla mükelleftir. Devlet inanca aykırı ve saldırı teşkil eden yayınları yasaklamalı ve gerekli cezaları vermelidir. Nitekim istediğimiz kadar mücadele edelim, yapmak zor yıkmak kolay olduğundan dolayı, bu yıkım alanları durdukça Nesli İhyâ Medeniyeti İnşâ mefkûremize ulaşamayız. 
RTÜK yerine DMRTÜK (Dijital Medya ve Radyo Televizyon Üst Kurulu)  kurulmalıdır. Özellikle Instagram, YouTube,  Facebook başta olmak üzere ahlaka ve inanca aykırı o kadar çok video içeriği var ki nesli ifsat ediyor. Derhal denetlenmelidir.
Elbette daha başka sebepler de mevcuttur. Lakin hepsini bir makalede vermek mümkün değildir. 

Sayın Cumhurbaşkanım!

Ölümün her an gelip çatabileceği bu fani dünyadan göçmeden önce Nesli İhyâ Medeniyeti İnşâ mefkûremize hizmet etmek için yukarıda dile getirdiğimiz yasal çalışmaları yapmanız ehemmiyetlidir. Nitekim, yaptıklarımızdan ve yapabilecekken yapmadıklarımızdan sorumluyuz. Bize düşen uyarmaktır. Vazifemizi yapıyoruz. Yapmalıyız. Maddi başarılar gün gelir unutulur lakin Nesli İhyâ Medeniyeti İnşâ edenlerin yaptıkları asla unutulmaz. Kalıcı bir eser isterseniz nesli ve aileyi muhafaza edecek çalışmalar yapınız. Böylece bu millet ve dahi ümmet sizi dualarına dâhil edecektir. Kınayıcının kınamasından korkmadan biran evvel harekete geçiniz. Bizler bu yolda en samimi ve gayretli yoldaşınızız...

adnan kalkan-4

Adnan Kalkan
Eğitimci Yazar/Sosyolog/Aile Danışmanı
[email protected]