On bir ayın sultanı Ramazan'a az bir süre kaldı.

İlk oruç, 23 Mart'ta tutulacak. Diyanet İşleri Başkanlığı da bu aya yönelik hazırlıklarını tamamladı.

Erbaş, Başkanlık 15 Temmuz Milli İrade Şehit Ali Alıtkan Konferans Salonu'nda, Ramazan süresince yapılacak etkinlikler hakkında konuştu, belirlenen temadan bahsetti.

Tema belli oldu: Ramazan ve Dayanışma
Ramazan ayının bu yılki temasının "Ramazan ve Dayanışma" olduğunu açıklayan Prof. Dr. Erbaş, şöyle dedi:

Maruz kaldığımız afet ve felaketlerin sonuçlarına dair toplumsal bir duyarlılık oluşturmak için bu yılın Ramazan temasını 'Ramazan ve Dayanışma' olarak belirledik.

Ramazan ayı boyunca yapacağımız programlarla toplumsal dayanışma bilincini güçlendirerek depremzede kardeşlerimizin yaralarını sarma hususundaki duyarlılığın devam ettirilmesini hedefliyoruz.

"Her sıkıntının ardından ferahlıklar vardır"
İslam'ın yardımlaşma, paylaşma ve dayanışma dini olduğunu vurgulayan Başkan Erbaş, şunları kaydetti:

Toplumsal hayatın birlik ve beraberlik, huzur ve güven üzere devamını sağlama noktasında önemli ve vazgeçilmez bir ilke olan dayanışma, İslam ümmetinin alametifarikasıdır. Müslümanlar, dayanışmayı, yardımlaşmayı ve paylaşmayı Allah’a imanın, Hz. Peygamber’e sadakatin ve inanca vefanın bir gereği olarak görürler.

Asil milletimiz, tarih boyunca olduğu gibi bugün de yardımlaşma ve dayanışma ahlakının en güzel örneklerini ortaya koymaktadır. Nitekim iyiliği, yardımlaşmayı, dayanışmayı hayat düsturu bilen aziz milletimiz, yaşadığımız 'asrın felaketi' karşısında büyük bir dayanışma örneği sergilemiştir.

Tarihin en büyük sınavlarından birini yaşayan milletimiz, aynı zamanda tarihin en büyük fedakarlıklarından birini ortaya koymuştur. Ülkemizin her bölgesinden, her şehrinden, her mahallesinden, her sokağından insanımız, devletiyle, sivil toplum kuruluşlarıyla ele ele vererek deprem bölgesine yardım edebilmenin gayreti içerisinde olmuştur.

İnanıyoruz ki her zorlukla beraber kolaylıklar, her sıkıntının ardından ferahlıklar vardır. Paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma bilincimizi diri tuttuğumuz sürece milletimiz, elbette acılarını teskin edecek, yaralarını saracak ve umutla geleceğe yürümeye devam edecektir.

"Bu mübarek ayın manevi iklimiyle yaralarımızı saracağız"
Depremin yaralarını sarmak için ilk andan itibaren gösterilen duyarlılığın sonuna kadar sürdürülmesinin önemini ifade eden Erbaş, şöyle devam etti:

Şu bir gerçek ki afetlerin meydana geldiği ilk günlerde yüksek bir duyarlılık ve özveri ile adeta bir iyilik yarışına dönüşen yardımlaşma seferberliği, ne yazık ki bir zaman sonra zayıflayabilmektedir. Dolayısıyla acıyla kavrulan yürekler teskin oluncaya, ihtiyacı olan tüm mağdurlar normal hayatlarına dönünceye kadar yardım faaliyetlerimizi hız kesmeden devam ettirmeliyiz.

Dayanışma şuurumuzu diri tutmalı, güçlendirmeli; maddi ve manevi desteklerimizle kardeşlerimizin yanında olmaya devam etmeliyiz. Özellikle Allah’ın mümin kullarına bir ikramı olan Ramazan ayında zekât, fitre, sadaka ve iftar sofralarımızla iyiliği ve bereketi çoğaltmanın gayreti içerisinde olmalıyız.

İnşallah bu mübarek ayın manevi iklimiyle yaralarımızı saracak, hep birlikte bayram sevincini yaşayacak ve umut dolu yarınlara hep birlikte kavuşacağız.

"Ramazan hizmetlerimiz, büyük bir titizlikle sürdürülecek"
Özellikle gençlerin ve çocukların Ramazan ayının manevi havasını doyasıya yaşamalarını istediklerini söyleyen Başkan Erbaş, Ramazan ayı için gerekli çalışmaların yapıldığını bildirdi.

Diyanet İşeri Başkanlığınca Ramazan ayındaki irşat faaliyetlerinin "Ramazan ve Dayanışma" temasıyla gerçekleştirileceğini hatırlatan Başkan Erbaş, Ramazan programları icra edenlere de şu uyarılarda bulundu:

Ramazan ayında dini programların hemen hemen her mecrada yoğun bir şekilde yapıldığı malumunuzdur. Bunu, toplumumuzun inancına sadakatinin ve dinî olana teveccühün bir yansıması olarak görüyoruz.

Ancak, bu tür programlarda zaman zaman dini duyguların istismar ve beklentilerin suiistimal edildiği de göz ardı edemeyeceğimiz bir gerçektir.

Dolayısıyla millet olarak içinden geçtiğimiz bu zor günlerde yapılacak yayınlara, konuşulacak konulara özel bir hassasiyet gösterilmesi önem arz etmektedir.