Eğitimci kimliğiyle tanınan Mehmet Emin Sofuoğlu, geçtiğimiz günlerde kaleme aldığı yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulunmuş ve ETCEP hakkında uyarılarda bulunmuştu. Aynı zamanda Habervakti.com yazarı olan Sofuoğlu, konuyla ilgili merak edilenleri okuyucularımız için cevapladı.

İşte söz konusu röportajın detayları:

ETCEP nedir?

Milli Eğitim Bakanlığı’nın internet sitesindeki ETCEP projesinin tanıtıldığı bölümde Toplumsal cinsiyet eşitliği nedir? sorusuna, bakanlığın sitesinde şöyle cevap verilmiştir:

“Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkekler ile kız ve erkek çocukların haklar ve fırsatlardan tam ve eşit bir biçimde yararlanmaları  ve sorumlulukları eşit olarak bölüşmeleri olarak tanımlanabilir.
“Toplumsal cinsiyet eşitliği hem bir insan hakları meselesidir, hem de insan merkezli kalkınmanın önkoşulu ve göstergesidir” denilmektedir.

“Temel olarak, kamuoyunda toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının yaygınlaştırılmasına katkı sağlamayı amaçlar. Proje faaliyetleri özelinde ise eğitim sisteminin tüm bileşenlerine toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısını yerleştirmeyi hedefler."

Aynı bölümde "ETCEP'in amaçları da şöyle sıralanmıştır:
 
* Tüm okulu toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı hale getirecek araçları geliştirmek,
* Eğitim politikaları ve mevzuatını, öğretim programlarını ve ders kitaplarını gözden geçirerek, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik tavsiyeler oluşturmak ve bunları yetkililere iletmek,
* Eğitimciler için eğitim paketleri oluşturarak, çok sayıda eğitimciyi eğitmek,
* Okul ve yakın çevresinden başlayarak, toplumun farklı katmanlarında toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık oluşturmak.

Milli Eğitim Bakanlığı neden böyle bir uygulamaya gitti?

Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortaklaşa finanse edilen ve Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen Proje, 19 Eylül 2014 tarihinden itibaren 24 aylık bir proje olarak 162 okulda uygulanmaya başlandı. Proje, toplumun temel dinamiklerini tahrip eden ‘İstanbul Sözleşmesi’ne dayanıyor. "İstanbul Sözleşmesi olarak anılan sözleşme, 'Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi'dir.

Bu sözleşme, Kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığa sahip ilk uluslararası sözleşme olarak ifade ediliyor. 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılan Sözleşme, 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girdi. Bu ‘İstanbul Sözleşmesi’, detaylı olarak incelendiğinde, Müslüman bir toplumun temel dinamiklerini tahrip eden bir yapıya sahip olduğu rahatlıkla görülecektir.

Milli Eğitim Bakanlığının "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ne Duyarlı Okul Projesi" hakkında yapılan araştırmalar projenin İngiltere'nin uluslararası eğitim ve kültürel fırsatlardan sorumlu en büyük organizasyonu olan British Council liderliğindeki konsorsiyum tarafından hazırlandığını ortaya çıkardı. ETCEP resmi internet sitesinde de projenin British Council sorumluluğunda olduğu ifade ediliyor.

Önceki Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nabi Avcı zamanında uygulanmaya başlanan ETCEP hakkında Nabi Bey şöyle demişti:

"Millî Eğitim Bakanlığı olarak, Avrupa Birliği ile birlikte başlattığımız, 'Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi', ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına önemli bir katkı sağlayacaktır."

Belli ki değerli bakanımız Sayın Avcı'nın söylediği tam olarak doğru değildi.

Biz bu projeyi "Avrupa Birliği ile birlikte" yapmıyoruz. Avrupa Birliği istiyor biz yapıyoruz. ETCEP'te uygulanan hiç bir şey bize ait değil! Olamaz da!  Projedeki fikirler de etkinlikler de hep tercüme... Onları uygulayan öğretmenler, okullar ve çocuklar bizim sadece!.

"Bu proje, 2014’ten 2016’ya kadar pilot 162 okulda uygulandı ve olgunlaştırıldı.  2016'dan beri hazırlıkları en ibce ayrıntılarıyla hazırlandı.

Konuyla ilgili 'Toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı okul standartları' ismiyle MEB'ca hazırlanmış bir kılavuz da var

Bu hazırlığı, birkaç gün önce basınla paylaşan Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk Bey, konuyla ilişkin şöyle beyanat verdi:

“Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Etkinlik Kitabı hazırlandı. Kitap kapsamında 9. ve 10. sınıf seviyesindeki derslerde ünitelere uygun etkinlikler yaptık. Uzmanlar tarafından hazırlanan taslak etkinliklerin incelenmesi ve değerlendirilmesi amacıyla branş ve rehberlik öğretmenlerinin katılımıyla bir çalıştay gerçekleştirildi… Çalışmalar neticesinde, Taslak Değerlendirme ve İyi Uygulama Örnekleri Raporu hazırlandı ve revize süreci başlatıldı.”

Size göre ETCEP ne gibi tehlikeler barındırıyor?

ETCEP, aslında bir toplum mühendisliği projesidir. Küresel emperyalist üst aklın labaratuvarlarında üretilmiş, bu şer odağının barkodlu beslemeleri olan Batı'nın elimize tutuşturarak dayattığı bir projedir. Kendi okullarımızda, kendi öğretmenlerimiz eliyle, kendi paramızla, kendi çocuklarımızı, küresel şer odağının dizayn etmeye çalıştığı yeni dünya düzeninin postmodern köleleri haline getirmeye çalışıyoruz!!!

Bu proje, 'Kuzu postuna bürünmüş kurt' gibidir! Avrupa Birliği destekli yürütülen bu proje, Müslüman halkın inanç ve değerleriyle hiçbir şekilde uyuşmuyor.

Sonda söyleyeceğimi başta söyliyeyim:

“ETCEP ile çocuklara 'eşcinsel' sapkınlık aşılanıyor!”

Milli Eğitim Bakanının bizzat duyurduğu bu projenin, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın ruhlarını iğdiş edip onları fıtrata aykırı olan bir kimliğe büründürerek, küresel emperyalizmin postmodern köleleri haline gelmiş, eşcinsel bir nesil ortaya çıkaracağı görüşündeyiz

Bu milletin, milli ve manevi değerlere sahip çıkılması için, ülkenin refahı ve gençliğin ıslahı için canıyla, kanıyla, oyuyla, parasıyla her imkanıyla seferber olarak destek verdiği AK Parti’nin Milli Eğitim Bakanı, nasıl oluyor da bu milletin genetik inanç ve kültür kodlarına ters olan “cinsiyet eşitliği’ gibi bir proje yaptırıyor?! Ve bunu çağdaşlık formu içinde bu topluma sunuyor?!

Cinsiyet eşitliği diye bize yutturulmaya çalışılan şey, insan fıtratını bozma projesidir! Kadınları erkekleştirmek, erkekleri de kadınlaştırmaktan başka bir şey değildir. Bu, nesli bozma projesinden başka bir şey değildir.

Bunun Milli Eğitim Bakanlığı eliyle yapılması, toplumun vicdanını kanatmış ve büyük infiale yol açmıştır.

2014 ten beri uygulanan pilot okullardaki eğitimlerde, çocuklara eşcinsellik propagandasının yapıldığı apaçık ortadadır. Bu projenin tanıtıldığı Milli Eğitim Bakanlığı’nın ETCEP sitesini inceleyenler, cinsiyetsizleştirmeyi özendiren fotoğraf karelerini açıkça görecektir.

Eğitimlerden yansıyan görüntüler çocuklara eşcinsellik propagandasının yapıldığını gözler önüne seriyor.

Toplumsal cinsiyet eşitliği denilerek masum bir kılıfa büründürülerek insan haklarının olmazsa olmazı olarak gösterilen bu proje, çocuklarımızın, kadim değerlerimizin, geleceğimizin çalınması anlamına geliyor. Aslında kendi elimizle onurumuzu, haysiyetimizi küresel emperyalizmin pençelerine teslim ediyoruz. 

Ama bazıları hâlâ bunu "kadın-erkek eşitliği" meselesi sanıyor, "kadına şiddet" meselesi sanıyor, "kadının güçlendirilmesi" meselesi sanıyor.

Projedeki 'Toplumsal cinsiyet' tanımı içine sinsice dâhil edilen 'cinsel yönelim, eş veya partner' gibi kavramlarla her türlü sapıklığa kapı aralanıyor. Nikâhsız beraberlikler normalleştiriliyor.

Şu an İlahiyat Fakülteleri dahil tüm üniversitelerden tutun da liselere kadar okutulan ve okutulacak olan dersin ve etkinliklerin içeriğine bakıldığında, dinimize, kültürümüze, örfümüze dayanan toplumsal değerlerimize dair dayanan ne varsa, sanki ortadan kaldırmak için hazırlanmış hissi uyandırıyor.

'Özgürlük, eşitlik, insan hakları, uyum' gibi yaldızlı cümlelerle, aslında toplumun tepkisini azaltmanın hedeflendiği de açıkça görülüyor.

AB ve Türkiye'nin finansman ortaklığı yaptığı, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'nün de yürütmesini üstlendiği ETCEP (Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi) çerçevesinde hazırlanan Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Okul Standartları Kılavuzu'nda, 'velilerin cinsel yönelim açısından ayrım yapamayacağı, karma eğitime karşı çıkamayacağı, bu noktada bir çaba içine giremeyeceği' gibi hususlar da yer alıyor. Bununla, her türlü cinsel sapkınlık yasal koruma altına alınıyor ve anaokulundan başlamak üzere bütün okullarda yaygınlaştırılmak isteniyor"

ETCEP projesi çok yakın bir gelecekte başarıya ulaşırsa, işte o gün bu Aziz Millet, kendi çocuklarını tanıyamayacak! İş işten geçmiş olacak! Çok pişman olacak! Yabancı filmlerde ve dizilerde izledikleri her sapkınlığı, kendi evlatlarında çaresiz kabul etmek zorunda kalacak!

Cumhurbaşkanına neden seslendiniz?

Çünkü bu toplumun yüreklerini acıtan projenin hayata geçirilmesini önleyebilecek tek irade, Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Konuya olan hassasiyeti ve idraki ile, bu projeden feveran ederek haykıran Aziz Milletimizin beklentisini karşılayacak güç, Sayın Cumhurbaşkanımızın milletten aldığı güçtür.

Bu projenin amacı, üzüm yemek değil, bağcı dövmektir! Bizim bu meseleyi gündeme taşımamızdaki amacımız ise, bağcı dövmek değil, üzüm yemektir!

İnsani faziletlere, inançlarımıza, kültürümüze, fıtrata, aile kurumunun kutsallığına ve neslin muhafaza edilmesine inanan her kesimi, her stk yı bu projeye karşı sesini yükseltmeye ve yasal zemin içerisinde her türlü karşı duruşu sergilemeye davet ediyorum!