''Albatros, devlete Adalet Bakanlığı içerisideki yapılanmanın şemasını ve üyelerinin neredeyse tümünün listesini veriyor.'' diyen Atay, ''Albatros’un verdiği listede çok sayıda hakim ve savcı bulunuyor. Bin kadar kişiden bahsediliyor. Peki bu savcı ve hakimlere ne oluyor? Hiçbir şey!'' ifadelerini kullandı.

İşte Atay'ın yazısının tamamı:

Böyledir bu ülkede siyaset!

Öyle bir hale getirirler ki, bu millet PKK’yı masum sanar, FETÖ’yü affeder…

Öyle noktaya getirirler ki, 1919’a düşman olanların maraton koşusunda 1919 numarasını takmasına tepki gösterenler Atatürk düşmanı oluverir.

Hatta öyle olur ki, cumhuriyetin temeline dinamit koyanlar cumhuriyetçi olur, cumhuriyeti savunanları İslamcı ilan ederler.

Bazen saz çalıp sevdirirler halka, bazen de mağdur edebiyatı üzerinden insan hak savunucuları olarak…

Anlamazsınız.

***

Her şey karmakarışık artık. Dünün FETÖ artıkları en azılı FETÖ düşmanı, dünün PKK karşıtları günün en bölücüsü olarak çıkıverir karşımıza.

Tıpkı Deniz Baykal’ın kasetini basına dağıtan Cevheri Güven’i Türkiye’nin en çok izlenen ve güvenilen gazetecisi olarak görmek gibi…

***

Algılarla oynandı artık, gerçekler görünmüyor, gizleniyor.

Tehlike karşımızda, hatta yanı başımızda…

Direkt söylüyorum: FETÖ geliyor.

***

Şimdi okuyacaklarınıza lütfen dikkat kesilin.

Adı, Albatros…

O bir gizli tanık.

2013 yılına kadar Fetullahçıların arasında yer alan ve kendi deyimiyle yapılan hukuksuzlukları görünce örgütten ayrılan, ancak ayrılırken o dönemlere ait belge ve bilgileri toplayan bir itirafçı.

Eline ne bilgi, belge varsa paylaşıyor devletle.

FETÖ’yle mücadeleye yön vermiş bir flaş bellek var elinde. 6 bin kişinin ismi yer alıyor orada.

Birçoğuna işlem yapılıyor.

Listede kime baksalar, iltisak görüyorlar. Verdiği bilgilerin doğruluğuna Milli İstihbarat Teşkilatı da yoğun araştırma sonrası ikna oluyor.

Albatros, devlete Adalet Bakanlığı içerisideki yapılanmanın şemasını ve üyelerinin neredeyse tümünün listesini veriyor.

2020 yılının başlarına kadar bu liste sayesinde 3 binin üzerinde personel, 270 mahrem imam deşifre ediliyor.

Bu liste sayesinde örgütün adliye içinde casus kalemlerle gezdiği, dosyaları ve evrakları bu yolla temin ettikleri ortaya çıkıyor.

Yani kısacası, Albatros’un anlattıkları Adliye’deki yapıyı resmen ortaya seriyor.

‘Ee, anladık, nereye varacağız’ diyenler olabilir.

Anlatıyorum.

***

Albatros’un verdiği listede çok sayıda hakim ve savcı bulunuyor.

Bin kadar kişiden bahsediliyor.

Peki bu savcı ve hakimlere ne oluyor?

Hiçbir şey!

Henüz o bin kişiye işlem yapılmış değil ve Ankara bunu konuşuyor.

Ancak isimler inceleniyor mu, evet. İddiaya göre Hakimler ve Savcılar Kurulu bu listenin incelenmesi için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına talimat gönderiyor.

Peki sizce böyle önemli bir listeyi emniyette hangi birim inceliyor dersiniz?

Fetullahçılar bir terör örgütü olduğuna göre ve bu listedekiler de birer örgüt üyesi olduklarına göre cevap açık olmalı: Terörle Mücadele Dairesi…

Soruşturan savcı da Terör Savcısı olmalı değil mi?

Ama hayır, bu kadar önemli bir liste gecesini gündüzünü FETÖ’nün ülkedeki yapılanmalarına ayıran terörle mücadele ekiplerine verilmiyor, onlar listeyi görmüyor bile.

Dosyayı kim mi inceliyor?

Memur Suçları Soruşturma Bürosu.

Neden?

Hayırdır, rüşvet mi yemişler bu ‘terör örgütü üyeleri’, pardon ‘kamu personelleri’?

Ne olmuş idari bir suç işlemişler de disipline mi gönderilmişler?

Adi bir suça bulaşmışlar da memurluklarının elinden alınıp alınmayacağını mı bekliyorlar?

Olacak şey mi bu!

Adliye ve emniyet kaynakları bunun kabul edilemez olduğunu söylüyor.

Devletin ve cumhuriyetin en temel direği hukukun en kritik makamlarında görev yapanların isminin bulunduğu listenin Memur Suçları’nda ne işi var?

Yoksa yüksek yargıda birileri var da onlar mı korunmak isteniyor?

Kimler, neden bu kadar önemli bir listeyi Terörle Mücadele’ye vermez?

Memur Suçları Soruşturma Bürosu görevlileri ne bilsin FETÖ yapısının ayrıntılarını, hafızası mı var, geçmiş bilgisi mi var, isim bilgisi mi var?

Bu iş neden uzmanına bırakılmaz?

Şimdi dosya öylesine duruyor, konuşulanlara göre ayda bir isim çağırılıyor, ifadesi alınıyor, gönderiliyor.

***

Hayırdır ağalar, beyler, bir arkadaşımın dediği gibi siz uçak pilotundan denizaltı mı kullanmasını bekliyorsunuz?

Yoksa denizin altında yatan bir hazineniz var da onu mu saklıyorsunuz?

Söyleyin bakalım, kimler Terör Savcılığını ve TEM’i by-pass ediyor?