Bugün arefe, İslam alemi için mukaddes ve uhrevi bir gün; bilhassa hacı adayları için onlar bugün hacı olmakla müşerref olacaklar. Haccın bir farzı olan "Arafat’ta vakfe" ibadetini bugün yerine getirecekler.

Ayrıca, bugünün Müslümanların bayramı olan cuma gününe denk gelmesi de Müslümanlar için manevi bir anlama sahip. Müslümanlar bugünü "Hacc-ı ekber" yani "en büyük hacc" olarak adlandırıyorlar.

Hacc-ı ekber nedir? Hacc-ı Ekber hangi gündür?

“Hacc-ı ekber” ifadesi Kur’an-ı Kerim’de, “Hacc-ı ekber gününde, Allah ve Resûlü’nden bütün insanlara bir bildiridir.” (Tevbe, 9/3) şeklinde geçmektedir. Bu âyetteki hacc-ı ekberin hangi anlamda olduğu konusunda farklı görüşler vardır (Kur’an Yolu, II, 724). Genel kabul gören görüşe göre, Hac mevsimi dışında Kâbe’ye yapılan ziyarete (umreye) hacc-ı asğar; hac mevsiminde yapılan ziyarete de hacc-ı ekber denir. Bayramın birinci gününe de “hacc-ı ekber” denilir (Zeylaî, Tebyîn, II, 33). Hz. Ali (r.a.), “Resûlullah’a (s.a.s.) el-haccü’l-ekber hangi gündür? diye sordum; ‘Bayramın ilk günüdür.’ buyurdular.” demiştir (Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’an, 10).

Halk arasında ve bazı kaynaklarda arefe günü veya kurban bayramının birinci gününün cumaya rastladığı dönemde yapılan hacca, “hacc-ı ekber” denildiğine dair bir anlayış vardır. Bu anlayışın sebebi iki mübarek aynı güne denk gelmesinin Müslümanlar için önem addetmesidir. Ancak Din İşleri Yüksek Kurulunun açıklamasına göre bu bilginin güçlü bir dayanağı yoktur.

Haccın en önemli rüknünün yapıldığı yer: Arafat

Kelime olarak “bilme, anlama, tanıma” ve “güzel koku” gibi mânalara gelen bir kökten türemiş olan arefe ve arafatın etimolojisi ve aralarındaki anlam farkı konusunda değişik görüşler ileri sürülmekle birlikte, genel olarak arafat kelimesinin arefenin çoğulu olmayıp her ikisinin de tekil halinde aynı yerin adları olduğu kabul edilmiştir.

"Areftü"

Bu yere Arafat adının veriliş sebebi kesin olarak bilinmemekte ise de bu konuda bazı görüşler ileri sürülmektedir.

Hz. Âdem ile Hz. Havvâ’nın yeryüzüne indikten sonra burada buluşup tanışmaları veya Cebrâil’in Hz. İbrâhim’e haccın nasıl ve nerelerde yapılacağını öğretirken Arafat’a geldiklerinde ona, “Arefte?” (anladın mı, tanıdın mı?) diye sorması, onun da “Areftü” (anladım, tanıdım) demesinden dolayı buraya Arafat veya Arefe dendiği kaynaklarda zikredilmiştir.

Ayrıca dünyanın her tarafından gelen insanların bu yerde birbirleriyle görüşüp tanışmaları veya günahlarını itiraf ederek Allah’tan af dilemeleri, af dileyenlerin affedilmelerinden sonra günah kirlerinden temizlenip Allah katında güzel bir kokuya sahip olmaları sebebiyle bu adın verildiği de ileri sürülen görüşler arasındadır.

Haccın farzlarından biri: Arafat’ta vakfe

Hanefîler’e göre haccın ihram, Arafat vakfesi ve ziyaret tavafı olmak üzere üç farzı vardır. Hac, bu farzların sıraya uygun olarak yerine getirilmesiyle eda edilir.

  • Hanefî fakihleri bunlardan ihramı şart, diğerlerini rükün yani aslî unsur olarak kabul ederler. İhrama girildikten sonra iki rükün eda edilmedikçe hac tamamlanmaz ve dolayısıyla ihramdan çıkılmaz. Buna göre Arafat’ta vakfenin zamanını geçiren kimse o yıl hac yapma imkânını kaybeder, daha sonra yarım bıraktığı haccını kazâ etmesi gerekir.
  • Mâlikîler’e göre bu üç farz yanında sa‘y de farzdır ve dördü birden haccın rükünlerini oluşturur.
  • Şâfiî âlimleri, bu dört farza saçları kısaltmayı veya tıraş etmeyi, rükünleri yerine getirirken bir kısmında sıraya uymayı da ilâve ederler. Yine bu âlimlere göre sıraya uyma hariç farzların hepsi rükündür. Sıranın da rükün olduğunu söyleyenler bulunduğu gibi şart olduğunu söyleyenler de vardır.
  • Hanbelîler’de ise değişik bazı görüşler ileri sürülmüştür. Bunlardan birine göre haccın rükünleri Arafat’ta vakfe ve ziyaret tavafından ibaretken bir diğerine göre ihram da rükünler arasında yer alır. Başka bir görüş bunlara sa‘yi de ilâve eder ve rükünleri dörde çıkarır.

Ayrıca, Arefe günü akşam ve yatsı namazlarını Müzdelife’de yatsı namazının vaktinde cemederek kılmak da vaciptir. Bu ibadet yerine getirilmediğinde hac geçersiz olmaz. Ancak meşrû bir mazeret yokken terkedildiği için kefâret ödenmesi gerekir. 

Arefe gününün sünnet kabul edilen menasiki: Hac hutbesi

Hac ibadeti esnasında hacılara yapacakları ibadetler hakkında bilgi vermek amacıyla hutbe okunur. Zilhicce ayının yedinci günü Mekke’de Harem-i şerif’te okunan ilk hutbede haccın hükümleri hakkında, arefe günü Arafat’ta Nemire Mescidi’nde ikindi ile cemedilerek kılınan öğle namazından önce cuma hutbesinde olduğu gibi iki bölüm halinde okunan ikinci hutbede bilhassa Arafat vakfesi ve onu takip eden menâsik hakkında, Hanefîler’e göre kurban bayramının ikinci günü, Şâfiî ve Hanbelîler’e göre ise birinci günü öğle namazından sonra Mina’da okunan üçüncü hutbede hacılara, cemrelere taş atma ve Mina’da geceleme hakkında bilgi verilir.