Mesnevi nedir? Mesnevinin özellikleri nelerdir? Mesnevi örnekleri nelerdir? Yüzyıllara göre mesneviler nasıl değişiklik göstermiştir? Mesnevi ne demektir?

Mesnevi nedir?

Mesnevi: Divan edebiyatının nazım şekillerinden birisi olan mesnevinin sözlük anlamı "ikişer, ikişerli" demektir. Edebiyat terimi olarak anlamı ise, her beyiti kendi arasında kafiyeli iki beyitten binlerce kadar uzanan bir nazım şeklidir. "aa bb cc dd vs." şeklinde kafiyelenir.

Beyitlerin ayrı ayrı olması yanında, her beyitin anlamının kendi içinde tamamlanması ve öteki beyitlere geçmemesi mecburidir. Beyitler arasında yalnızca konu bütünlüğüne dikkat edilmiştir.

Mesnevi aruzun kısa kalıplarıyla yazılır; daha çok şu kalıplar kullanılmıştır:

mefâ'îlün mefâ'îlün fe'ûlün

mef'ûlü mefâ'ilün fe'ûlün

fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilün

Fe'ilâtün Fe'ilâtün Fe'ilün

Hamse

Aynı şair tarafından kaleme alınmış beş mesneviye hamse denir.

Hamse geleneğini başlatan sanatçı Genceli Nizami'dir. Nizami, mesnevide Azerbaycan edebiyatının en büyük şairlerinden biridir.

Nizami'nin hamsesini oluşturan beş mesnevi:

Mahzenü'l-Esrâr

Leylî vü Mecnûn

Hüsrev ü Şirin

Heft-peyker

İskender-nâme

Mesnevinin ana bölümler hâlinde kurgulanmış kendine özgü bir mimarisi vardır. İlk döneme ait Türkçe mesnevîlerde her şairin riayet ettiği bir mesnevî formundan söz etmek mümkün değildir. Nazım biçiminin kullanımı edebiyatta yaygınlaştıkça mesnevi formu da belli bir sistematik kazanmıştır.

Klasik mesnevi formunun unsurları şu şekildedir:

Besmele

Dibâce (ön söz)

Tevhîd

Münâcât

Mi'râciye (Mi'râc-ı Nebi)

Medh-i Çihâr-Yâr-ı Güzîn

Sebeb-i te'lîf (eserin yazılış sebebi)

Âgâz-ı Dâstân (konuya başlangıç),

Hâtime (sonuç).

Bu unsurlara dair bazı açıklamalar:

Sebeb-i te'lîf: Eserin yazılış nedeninin anlatıldığı bölümdür. Bu bölüm için "sebeb-i nazm-ı kitâb" şeklinde adlandırmalar vardır.

Âgâz-ı dâstân: Esas konunun işlendiği bölümdür. Mesnevinin en hacimli bölümüdür. Bu bölüm için âgâz-ı kitâb, âgâz-ı kıssa şeklinde adlandırmalar da vardır.

Hâtime: Mesnevilerin bitiş bölümüdür. Bu bölümün edebiyat tarihi açısından en önemli yönü, mesnevinin adı, kaç beyit olduğu, nerede ve ne zaman yazıldığı gibi birçok birincil derecede önemli bilgileri içermesidir.

Konu ne olursa olsun bir mesnevide bu bölümlerin pek çoğu bulunur.

Mesnevide olaylar bir masal anlatımı ile sürer. Anlatış ve tasvirler akıl ve mantık sınırından taşarlar. Yer ve zaman belirsizdir. Tasvirlerde aşırı abartmalar göze çarpar. Hikâye kahramanları olağanüstü davranışlarda bulunurlar. Ağırlık merkezi aşk olan mesnevilerde cin, peri, dev, cadı, ejderha gibi masal motifleri çok bulunur. Bazan bu aşk ve imajlar, tasavvufi veya alegorik-sembolik nitelikler gösterebilirler.

Mesnevilerde konu değişik olabilir:

Aşk (msl. Leyla ile Mecnun),

din-tasavvuf (msl. Mevlid),

didaktik-ahlaki (msl. Hayriyye-i Nabi),

savaş ve kahramanlık (msl. Gazavatname),

bir şehir ve güzel anlatımı (msl. Şehrengiz),

mizah (msl. Harname),

ilim (msl. kıyafetname),

sözlük bilgisi (msl. Tuhfe-i Vehbi) ve

tarih (msl. Muradname) bunlardan birkaçıdır.

Mesnevilerde her beyitin ayrı kafiyeli olması nedeniyle büyük bir yazma kolaylığı vardır. Bu yüzden anlatım esasına dayanan, hikâye niteliği taşıyan destanlar, uzun aşk hikâyeleri, şehrengizler, didaktik(öğretici), dini-ahlaki konular mesnevi nazım şekliyle kaleme alınmıştır. Bunun yanında divan şairleri arasında mesneviye hiç iltifat etmeyenler de vardır (msl. Bakî, Nedim).

Eski edabiyatımızda mesnevi asla gazel ve kaside gibi ön planda tutulmamış, hatta yalnızca mesnevi yazan şairlerin sanatı küçümsenmiştir.

Mesnevilere Dair Bazı Notlar

Türk edebiyatındaki ilk mesnevi örneği; Kutadgu Bilig adlı eserdir.

Anadolu sahasında hamse sahibi ilk şair, Hamdullah Hamdi'dir.

Tüm Türk edebiyatı genelinde bakıldığında hamse sahibi ilk şair; Ali Şir Nevai'dir.

Fuzuli, hamse sahibi bir şair değildir.

Baki ve Nedim mesnevi türünde herhangi bir eser kaleme almamıştır.

En çok mesnevi kaleme alan sanatçı Lamii Çelebi'dir.

Aşık Paşa'nın Garip-name adlı eseri Türk edebiyatındaki ilk büyük teli'f Türkçe mesnevidir.

Özellikle aşk konulu mesnevilerde sonuç hicran (ayrılık) ile biterken Nabi'nin Hayrabad adlı mesnevisi bir vuslatla (kavuşma, mutlu son) sonuçlanmaktadır.

Yüzyıllara göre mesneviler nasıl değişiklik göstermiştir?

Türk edabıyatıjnda ilk büyük mesnevi, Yusuf Has Hacip'in 12.yy.da kaleme aldığı, 6 bin beyitten oluşan "Kutadgu Bilig"dir. Sonra sırayı 13.yy.da Mevlana'nın 25618 beyitten oluşan "Mesnevi"si alır. Yine bu yüzyılda Şeyyad Hamza'nın 1500 beyitlik "Yusuf u Züleyha" adlı mesnevisi edabiyatımızda ilk manzum aşk hikâyesidir.

14. Yüzyıl Mesnevileri:

Kutb: Hüsrev ü Şirin

Yunus Emre: Risaletün Nushiyye (Nasihatlar Kitabı)

Gülşehri: Mantıkut-Tayr (Çeviridir.)

Âşık Paşa: Garipname

Hoca Mesud: Süheyl ü Nevbahar

Erzurumlu Kadı Darir: Kıssa-i Yusuf

Şeyhoğlu Mustafa: Hurşidname

Ahmedi: İskendername

Ahmed: Işkname

15. Yüzyıl Mesnevileri:

Ahmed Dai: Çengname

Süleyman Çelebi: Vesiletü'n Necat (Mevlid olarak bilinir.)

Şeyhi: Hüsrev ü Şirin, Harname

Cem Sultan: Cemşid ü Hurşid

Hamdullah Hamdi: Hamse

Ali Şir Nevai: Lisanüt-Tayr, Hamse

16. Yüzyıl Mesnevileri:

Mesihi: Edirne Şehrengizi

Cafer Çelebi: Hevesname

Revani: İşretname

Lamiî: Camî'den çeviri hamse

Kemalpaşazade: Yusuf u Züleyha

Zati: Şem ü Pervane, Ahmed ü Mahmud, Şehrengiz

Fuzuli: Leyla vü Mecnun, Beng ü Bade, Sohbetül-Esmar

Kara Fazlı: Gül ü Bülbül, Hüma, Hümayun

Taşlıcalı Yahya: Hamse

Hakani: Hilye

17. Yüzyıl Mesnevileri:

Gânizade Nadiri: Hamse

Nevizade Atai: Hamse

Edirneli Güfti: Teşrifatü'ş-Şuara

Nabi: Hayriyye, Hayrabat , Sûrname

Sabit: Zafername, Edhem ü Hüma, Berbername ,Derename, Amr u Leys

18. Yüzyıl Mesnevileri:

Nahifi: Mesnevi tercümesi

Şeyh Galip: Hüsn ü Aşk

Vehbi: Lütfiyye

19. Yüzyıl Mesnevileri:

Fazıl: Hubanname, Zenanname, Defter-i Aşk

İzzet Molla: Mihnetkeşan, Gülşen-i Aşk

Tanzimat döneminde ise Ziya Paşa'nın Harabat Mukaddimesi, Namık Kemal'in Tahrib-i Harabat'ının bir kısmı ve Abdülhak Hamid'in Manzum tiyatroları mesnevilerin en son örnekleri olmuştur.