“Başta ilk öğretmenim, bana bu mesleği sevdiren ve bayrağını taşımaktan gurur duyduğum canım babam olmak üzere, gruptaki diğer tüm meslektaşlarımın Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.”
Hatice Kübra Arslan (Kızım)
Öğretmenlik, yalnızca bilgi aktarmak değil; öğrenciyi bir aile bireyi, bir yakın olarak görmek ve ona bu sıcaklığı hissettirebilmektir. Bu anlayışla, bize ulaşabilen her öğrenciyi bağrımıza bastık. Onlara elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalıştık. İyi niyetle gösterdiğimiz çabalar genelde karşılık buldu. Tabii ki insanız; hatalarımız ya da eksikliklerimiz oldu. Ancak hiçbir zaman kasıtla hareket etmedik.
Öğretmenlik, fedakârlık isteyen bir meslektir. Bunu zamanla daha iyi anladım. Sadece belirli öğrencilere değil, bizimle irtibatı olan tüm gençlere aynı sorumlulukla yaklaştık. Değişik yerlerde yıllar sonra karşılaştığımız eski öğrencilerimizin, “Hocam, sizin evinizde yemek yemiştik, çay içmiştik,” diyerek anlattıkları anılar bu fedakârlıkların ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha gösterdi.
-Fedakârlık ve İnsanî İlişkiler
Yalnızca öğrenciler değil, şehir dışından gelen, bekâr ve yalnız öğretmen arkadaşlarımızla da bağ kurmaya gayret ettik. Sıcak bir çay, bir yemek, samimi bir sohbet… Tüm bunlar, gurbetin zorluklarını bir nebze olsun hafifletmek içindi. Evimizi açtık, ekmeğimizi paylaştık, dostluklar kurduk. Bu süreçte ailemin ve özellikle eşimin desteği her zaman yanımda oldu. Eşim, evimiz misafirlerle dolup taşsa bile yüzünü hiç asmadı. Ayrıca bayan öğrencilerimizle de birebir ilgilenerek onların destekçisi oldu. Allah ondan razı olsun.
-Öğrencilerden Gelen Selamlar ve Teşekkürler
Zor zamanlarda bize güvenen, yanımızda duran öğrencilerimizin bu güvenini boşa çıkarmamaya çalıştık. 28 Şubat’ın zor günlerinde imam hatip öğrencileri adeta vatan haini gibi görülürken, genç yaşta birçok zorluk yaşayan bu öğrencilere elimizden gelen desteği verdik. O zor günlerde yanımda duran tüm öğretmen arkadaşlarıma ve öğrencilerime selam olsun. Ahirete göç eden meslektaşlarımızı da rahmetle anıyorum.
Eski öğrencilerimden aldığım mesajlar bugün beni derinden duygulandırdı. Bazılarını paylaşmak istiyorum:
- “Selamün Aleyküm Orhan Hocam. Hayatımda duruşu ve örnekliğiyle yeri çok özel olan kıymetli büyüğüm, öğretmenim. Öğretmenler Gününüzü kutlar, selam ve hürmetlerimi iletirim.” E. Coşkun
- “Kıymetli hocam, Öğretmenler Gününüzü kutlar, ellerinizden öperim. Saygılarımla.” S. Koç
- “Sağlık, sıhhat ve afiyet diliyorum. Ömrünüz bereketli olsun. Gününüz kutlu olsun.” M. Öztürk
- “Öğretmenler Gününüz kutlu olsun öğretmenim. Nice mutlu, sağlıklı, huzurlu yıllara.” N. Y. Aslan
Bu mesajlardan yüzlercesini aldım. Unutulmamak, hatırlanmak tarifsiz bir duygu. Bugün, dünyadaki en zengin insanlardan biri olduğumu hissediyorum. Evlat kokusu doldu her yanım; beni hasret ve sevgi dolu uzaklara götürdü.
-Başarı ve Öğretmenlik
Bana göre, öğretmenin en büyük başarısı yetiştirdiği öğrencileridir. Öğretmenlik, geleceğe yatırım yapmaktır. Büyük Üstad Necip Fazıl’ın şu dizeleri bu mesleği özetler:
“Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!”
Hayatıma anlam katan öğrencilerime, meslektaşlarıma ve bana bu güzel duyguları yaşatan herkese sonsuz teşekkürler. Allah hepinizden razı olsun. Unutulmamak, en güzel duygudur.