İster beklenen bir şey olsun ister birdenbire yakın kişilerden gelen ölüm haberi hem bedensel hem de psikolojik anlamda insanı yıkan durumlardan biridir. Ölümün değil gerçekleşmesi konuşulması bile insanda rahatsızlık hissi uyandırır. Bu anlamda kendimizi kötü hissetmemizin altında yatan temel etkenin ölüm korkusu olduğu ve buna bağlı olarak da ölümle ilgili düşüncelerin bastırıldığı düşünülür. Kimine göre doğru kimine göre yanlış olan bu durumda ölüm kaygısının 'normal' denilebilecek boyutu var mıdır?

Yapılan araştırmalardan elde edilen bilgilere göre, hayatın bitmesinden çok ölüm esnasında hissedilecek acı ve tek başına kalma hissi insanı daha çok korkutuyor. 'Ölümden korkmuyorum' şeklinde kurulan cümleler, kişinin korkusunu kendisine ya da başkalarına açıklamaktan çekindiği anlamına geliyor.

''BHUTAN'IN İNSANLARI HER GÜN 5 DEFA ÖLÜMÜ DÜŞÜNÜYOR''

Ölümle yüzleşmenin sosyal ve ruhsal etkilerini araştıran bilim insanları, Bhutan kültüründeki insanların her gün 5 defa ölümü düşünmek zorunda olduklarını tespit ediyor. Böylelikle insanlar korkularından uzaklaşıp, pozitif düşüncelere yer ayırabiliyor.

Yapılan bir başka araştırmada, 2004'te ilk olarak İsveç'lilerin başlattığı bir uygulamayla ölüm cafeleri açılmış. Cafeye gelen insanlar da çay ya da kahve eşliğinde ölümle ilgili endişelerini ve korkularını konuşma imkanını buluyor. Ölümün getirdiği psikolojik baskı kişinin içine atmadan karşısındaki ile konuşması sayesinde rahat hissettiriyor.

ÖLÜMLE İLGİLİ AYET VE HADİS-İ ŞERİFLER

Bir sahabi Peygamber Efendimiz (SAV)'e şöyle sorar:

“Hangi mümin daha akıllıdır yâ Rasulallah?” diye sordu.

Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurdu:

Ölümü sıkça hatırlayıp, ölümden sonrası için en iyi hazırlık yapan kimsedir. İşte gerçek akıllı insanlar onlardır…” (İbn-i Mâce, Zühd, 31)

“Zevkleri bıçak gibi keseni -ölümü- çok hatırlayın!” (Tirmizî, Zühd, 4)

“Ölümü ve öldükten sonra ceset ve kemiklerin çürümesini hatırlayın. Âhiret hayatını isteyen, dünya hayatının süsünü terk eder.” (Tirmizî, Kıyâmet, 24

 “Ben yaptığım hiçbir şeyde, kulumun canını alırken gösterdiğim tereddüt kadar tereddüt göstermedim. Çünkü o ölümden hoşlanmaz; ben de onun hoşlanmadığı bir iş yapmayı sevmem.” (Buhari, Rikak, 38)

De ki: "Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz. O size (bütün) yaptıklarınızı haber verecektir. (CUM'A/8)

“Hele can boğaza dayandığı zaman, o vakit siz bakar durursunuz. Biz ona sizden daha yakınız, ama göremezsiniz.” (el-Vâkıa, 83-85)