KLASİK DÖNEM OSMANLI EĞİTİM ANLAYIŞI
Osmanlı Devleti farklı din, dil ve ırka mensup geniş bir coğrafyayı idare etmekte idi. Bu coğrafyada huzurlu aşamanın yolu eğitimden geçiyordu. Bu nedenle devlet eğitim anlayışını itaatkâr, dürüst, dindar, vatanını seven, vefakâr, çevresine duyarlı ideal insan modelini yetiştirme yolunu seçti. Osmanlı Devleti’nde eğitim faaliyetleri örgün eğitim ve yaygın eğitim olmak üzere iki şekilde yapılmakta idi.
Örgün eğitim kurumları
- Sıbyan Mektepleri
- Acemi Oğlanlar Ocağı
- Yeniçeri Ocağı
- Enderun Mektebi
- Saray Eğitimi (Enderun, Şehzade eğitimi, Harem)
Yaygın eğitim kurumları
- Camiler, tekkeler, loncalar, zaviyeler
- Saraylar, köşkler, dergâh, konak – evler
Medreseler
Osmanlı Devleti’nde orta ve Yükseköğretim kurumlarını Medreseler oluşturuyordu. Osmanlıda ilk medrese İznik’te açılmıştır. Fatih Döneminde Sahn-ı Seman Kanuni Döneminde ise Süleymaniye Medreseleriyle eğitimde önemli atılımlar gerçekleştirilmiş hem ders içerikleri hem personel maaşları daha da geliştirilmiştir. Osmanlı ülkesinde medreseler vakıflar tarafından finanse edilmiştir.
Medreselerle ilgili kavramlar
- Softa: Medrese öğrencisi (orta düzey)
- Danişment: Medrese öğrencisi (yükseköğretim)
- Muit: Müderris yardımcısı
- Müderris: Öğretim görevlisi
- Mülazemet: Atanmak için sıra bekleyen öğretim görevlisi
- İcazetname: Medreseyi bitirenlere verilen diploma
Medresede akademik kariyer basamakları
Softa -> Danişment –> Muid ->Mülazim->Müderris
Medreseler; pozitif bilimlerin ötelenmesi, müderris atama sisteminin bozulması, beşik uleması uygulamaları yanında müderrislerin yetersizliği ve öğrencilerin işsiz kalma korkusu ve disiplinsizliklerden dolayı bozulmaya başlamıştır. Medreseleri ıslahı için fermanlar ve layihalar hazırlanmış, Kâtip Çelebi ve Koçi Bey ıslaha ilişkin fikirler üretmişlerdir. Islah çalışmalarına I. Ahmet IV. Murat, III. Ahmet, I. Mahmut, III. Selim zamanında devam edildi. Fakat bozulma engellenemedi. II. Mahmut Dönemi’nde devam edilen ıslahlar II. Meşrutiyet Dönemi’nde ancak yapıldı. Bunu 1914 Medreseleri Islah Nizamnamesi’nin çıkarılması izledi.
Saray eğitimi
Osmanlı Devleti’nde saraylar bir eğitim mekânı olarak kullanılmıştır. Eğitim sarayda üç bölümde gerçekleşmektedir.
Enderun
Bir saray okuludur. Devşirme usulüyle alınan çocuklar iyi bir eğitimden geçerek gelecekte sadrazam, vezir, ordu komutanı, vali gibi seçkin kişiler olarak devlet kademesinde yerlerini alırlardı.
Şehzade eğitimi
Padişahların erkek çocukları için saray içinde açılan Şehzadegan Mektebi’nde şehzadeler ilköğretim eğitimlerini almakta idiler. Daha sonra lalaların gözetiminde sancaklara gönderilmekteydiler.
Harem eğitimi
Bir okul niteliği taşıyan haremde kalfaların sıkı denetimi altında cariyeler ders görmekte idi. Haremde okuma, yazma ve dini eğitim yanında müzik, resim, edebiyat, nakış, dikiş, örgü gibi eğitimlerde verilmekte idi.
Askeri eğitim
Osmanlı Ordusu içerisindeki her ocağa kendi uzmanlaştığı alanda eğitim verirdi. Bu konuda Acemi Ocağı ve Yeniçeri Ocağı ön plana çıkmaktadır. Bir sanat okulu niteliği taşıyan Acemi Oğlanlar Ocağı’nda; Humbarahane (havan topu dökümü el bombası yapımı), Mehterhane, Cambazhane, Tophane, Tüfekhane, Kılıçhane gibi bölümler mevcuttur.
Osmanlı Devleti’nde sürek avları, Tımarlı Sipahilerden Cebelü askerlerinin eğitimi, Tersane ve gemilerde deniz askerleri denilen leventlerin eğitimi de önemli bir yer tutmaktaydı.
Osmanlı Devleti, örgün eğitim yanı sıra Yaygın Eğitim Kurumlarına da çok önem vermiştir. Bu konuda esnaf eğitimi için Loncalar halk eğitimi için cami, mescit, tekke, dergâh, cem evleri, kıraathane, sıra geceleri, kına gecelerindeki faaliyetler etkili olmuştur.
Eğitimde yenileşme hareketleri
Osmanlı Devleti 18. yüzyıldan sonra Avrupa’yı örnek alan ıslahatlar yapmaya başladı. Bu çerçevede;
1.Mahmut Dönemi’nde “Hendesehane” (Kara Mühendishanesi) açıldı. (1734)
III. Selim Dönemi’nde Hendesehane genişletilerek istihkâm ve topçu subayı yetiştiren Mühendishane-i Bahrihümayun’a dönüştürüldü. (1795)
III. Mustafa Dönemi’nde “Deniz Mühendishanesi” açıldı (1773) daha sonra genişletilerek “Mühendishane-i Bahr-i Hümayun” adını aldı.
1727 yılında Matbaa kullanılmaya başlandı. İlk basılan eser Arapça – Türkçe sözlük olan “Vankulu” lügatidir.
19. yüzyılda Avrupa’ya öğrenci gönderilmeye başlandı.
II. Mahmut Dönemi’nde ordunun doktor ihtiyacı için Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Mamure kuruldu (1827). Bu gelişmeleri 18. ve 19. yüzyılda sanayiden hukuka, ticaretten eğitime birçok kurumun açılması izledi.
Osmanlıda bilim
Osmanlı Devleti’nde bilim, akli ve nakli ilimler olmak üzere iki kısımda ele alınmıştır. Osmanlı bu iki bilim dalını da medreselerde okutarak büyük bilim adamlarının yetişmesine zemin hazırlamıştır. Beylikten Devlete Geçiş Dönemi’nden itibaren devlet bilim ve bilim insanına önem vermiştir. Bu nedenle ilk yıllarda mantık, tıp, matematik ve astronomide Ahmedi, Molla Fenari, Celaleddin Hızır, Kadızade-i Rumi gibi bilginler yetişmiştir.
Fatih Dönemi’nde İstanbul bir bilim merkezi haline gelmiş, Ali Kuşçu, Molla Lütfi, Mirim Çelebi, Hoca Sinan Paşa gibi bilim insanları bilime yön vermişlerdir.
15. 16. ve 17. yüzyıllarda etkili olan bilim insanları
- Sabuncuoğlu Şerafettin (Tıp)
- Kadızade–i Rumi (Astronomi – Matematik)
- Ebussuud Efendi (Tefsir, fıkıh, hadis)
- Altuncuzade (Üroloji)
- Piri Reis’in coğrafya eseri Kitab–ı Bahriye
- Seydi Ali Reis’in coğrafya eseri Mir’atül Memalik
- Takiyyüddin Mehmet (Astronomi)
- Katip Çelebi (Tarih, coğrafya, bibliyografya)
- Evliya Çelebi (Coğrafya)
- Koçi Bey (Sosyal bilimci)
TANZİMAT SONRASI OSMANLI EĞİTİMİ
Osmanlı Devleti Tanzimat’la birlikte yeni eğitim arayışlarına girmiştir. Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünü korumak için Osmanlıcılık ilkesi çerçevesinde adımlar atılmıştır.
Bir taraftan Rüştiyelerin sayısı artırılırken diğer taraftan yeni öğretim yöntemleri ile birlikte örgün eğitimde ilk, orta ve yükseköğretim şeklinde derecelemeye gidilmiştir.
Maarif-i Umumiye Nezareti (Genel Eğitim Bakanlığı) kurulduktan sonra tüm eğitim işleri buraya bağlanmış
1869 yılında Maarif-i Umumiye Nizamnamesi çıkarılarak eğitimdeki uygulamalar bir sisteme bağlanmıştır.
Bu sistem içerisinde:
İlköğretim
Kanunuesasi’ye göre ilköğretim zorunlu hale getirilmiş, sıbyan mekteplerinden okutulacak dersler, sınav sistemi, öğretmenlik şartları, okulların ihtiyaçları bir hükme bağlanmıştır.
Ortaöğretim
Ortaöğretim daha önceleri medrese çatısı altında devam etmekte idi. Yeni dönemde eğitim meclisleri ortaöğretime yeni düzenlemeler getirdi. Ortaöğretim Rüştiyeler, İdadiler, Sultaniler olarak düzenlendi.
Rüştiyeler: Askeri okullara öğrenci yetiştirmek için kurulan okullar
İdadiler: Yüksekokullara öğrenci yetiştiren okullar. Daha sonra rüştiyeler idadilerle birleşerek eğitim süresi uzamıştır.
Sultaniler: Her vilayet merkezinde idadilerin üzerinde lise konumunda okuldur. Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) ilk ve en seçkin sultanidir. Darüşşafaka Lisesi de sultani seviyesinde eğitim veren bir okuldur.
Yükseköğretim
İlk defa 1845’de Darül Fünun’un kurulmasına karar verildi. Darül Fünun’a öğrenci yetiştirmek için Darül Maarif açıldı. Öğretim elemanı ihtiyacını karşılamak için Avrupa’ya öğrenciler gönderildi. Darül Fünun’un ders kitaplarının hazırlanması için bilim akademisi gibi çalışmak üzere “Encümen-i Daniş” kuruldu.
Mesleki Eğitim
Avrupa’daki gelişmeler mesleki eğitimi olumsuz yönde etkiledi. Devlet 19. Yüzyılda meslek okullarının açılmasına ağırlık verdi.
1848 yılında İstanbul’da öğretmen yetiştirmek için Dar’ül Muallimin (erkek öğretmen okulu) açıldı. Daha sonraki yıllarda bu mektebi ıslahhane adı verilen sanat okulları, Lisan Mektebi, Eczacı Mektebi, Hukuk Mektebi, Ticaret Mektebi, Ziraat Mektebi, Baytar Mektebi gibi okullar izledi.
1.ve II. Meşrutiyet dönemlerinde Güzel Sanatlar, İktisat Okulu, Polis Mektebi, Konservatuvar, Ormancılık Mektebi, Maden Mektebi, Telgraf Mektebi ve Müze Mektebi gibi okullar açıldı.
Azınlık ve yabancı okullar
Osmanlı Devleti’nin bünyesinde yaşayan gayrimüslimler eğitim faaliyetlerini ibadethanelerinde ve açtıkları okullarda bir kısmı ise Avrupa ülkelerinde sürdürmüşlerdir.
Tanzimat’la birlikte azınlıklar Osmanlı ülkesinde birçok okul açmışlardır. Aynı zamanda devletin açtığı okullara gayrimüslim öğrencilerde alınmıştır.
Azınlıkların açtığı okullar azınlıklar arasında milliyetçilik fikrinin yayılmasına etki etmiştir.
Yabancı okullar
Yabancılara ekonomik anlamda tanınan ayrıcalıklar eğitim alanında da birçok ayrıcalığı beraberinde getirmiştir. Birçok misyoner Osmanlı ülkesine geldi.
Yabancıların kendi politik çıkarları için en fazla okul açtıkları dönem 19. yüzyıl oldu. Daha sonra bu okullara Müslüman halkta çocuklarını vermeye başladı.
20. yüzyıl başlarında Osmanlı ülkesinde yedi bin civarında azınlık okulu dört yüze yakın yabancı okul bulunmaktaydı.