Gençlerin alkol, uyuşturucu gibi bağımlılık yapan maddelerin pençesine düşmesi günümüzde çok daha kolay hale geldi. Sadece alkol ve uyuşturucu değil, internetin de gençlere olumsuz etkileri çok fazla.

Yakup Yiğitcan ise yaşadıklarını derleyerek adeta ders verir nitelikte bir yazı yazdı.  

İşte Yiğitcan'ın 'Eski bir bağımlıdan tarihe notlar' başlığını attığı dikkat çeken o yazısı:

15 yaşında genç bir deli-kanlı iken başladı her şey. Yakın çevremin senden adam olmaz deyişleri ile kulağıma çalınmış bir çığlıktı belkide  savruluşlarım.. isyanım, ben de varım demek için , beynimin bana oynadığı oyunla, çok kısa bir sürede kendimi uyuşturucunun kollarında buldum.

Önceleri sadece zevk içindi içişlerim, sonra yaşamak için bir sebep haline dönüştü. Kullandıkça daha ötesini istedim hep, yanlış olduğunu bile bile en zirveye çıkmak istedim. Madde irademi zayıflattı ve sadece onun değil başka birçok şeyin daha bağımlısı haline geldim. Esrar, alkol, bonzai, sex, pornografi, hap,taş… bikaç adım sonra ölüme varacak karanlık bir yolun ortalarındaydım.. bilmiyorum belkide sona gelmiştim; çünkü ruhum bedenime dar geliyordu artık, titreyerek uyanıyordum, finallerim hep göz yaşı ve kalabalıkların içerisinde yalnızlıklarımla sonuçlanıyordu.

Ya ölecektim yada başka birşey olacaktı, ama bilmiyordum. Defalarca kaldırdım ellerimi semaya sarhoş kafamla, çok küçükken gittiğim kuran kurslarından içimde kalan tek şey vardı Allah.! Beni birinin kurtarması gerekiyordu, ama aradığım; sadece maddenin pençesinden kurtulmak değil, sahte bir hayatın çukurundan hakikate çıkmaktı. 
Annesi babası namaz kılan, ismi peygamberlerden birininki olarak verilmiş, bu sokakların çocuklarından biriydim bende. Ve bir kurtuluşa ihtiyacım vardı. Kalabalıklarımın  içinde yalnız, güneşin altında karanlıklarda, büyük büyük kahkahaların arkadında mutsuz, çaresiz ve umutsuzdum..

Ruhum bedenime aykırı, ben benden öte bir beni arıyor gibiydim. 

Ve bir gün bir ses üflediler kulağıma, daha önce duyduğum ama anlayamadığım bir ses. “Allahtan başka ilah yoktur” sanki birisi bana “bağımlılıkların en güzeli Allah’a olandır” diyor gibiydi. Bütün bağımlılıklar insanı kölesi yapardı   Ve kendi istediğini yaptırırdı . Bu yüzden dünyada; bağımlı olunacak tek varlık Allah olmalıydı. Anladım; anladımki insan aciz bir varlıktı ve bağımlı olmadan yaşayamazdı. Bağımlı olmayan tek varlık Es Samed’di .

Bu yüzden Allah’tan başka Allah yoktur değilde Allah’tan başka ilah yoktur deniyordu. Ve Allah’a nasıl bağımlı olunur göstermek için bir öğretmen gönderilmişti. Evet “Muhammedun Rasulullah”tan bahsediyorum. Çünkü insan Allah’a ibadette de bağımlı olabilir di fakat Allah bunu istemiyordu. O yüzden sizi dengeli bir topluluk olarak yarattık dedi.

Çok geçmeden daha baş öğretmen Efendimiz S.A.V. Hayattayken; bir sahabi ben hiç evlenmeyeceğim- bir diğeri ben hiç gece uyumayacağım- birisi de ben sürekli oruç tutarak zaman geçireceğim diyerek bağımlı bir ibadet tarzı ortaya koydular. Efendimiz bunların hepsinin orta yolunu tavsiye ederek, bu benim sünnetimdir bunu terkeden benden değildir diyerek iradesi sağlmam vasat bir anlayış Ortaya koyuyordu. İşte adalet, işte tevazu, işte merhamet. Bütün kırallar , padişahlar, ilahlar.. kendi tebaasını nefes aldırmadan köle misali çalıştırır , kendi uğruna yapılacak bütün aşırılıklardan hoşlanırken; Allah kendisine ibadet edilirken bağımlılık refleksi gösterilmesini reddediyor ve vakarlı, iradesi güçlü bir kul olmaya bizi itiyor du. Bu ne izzet ya Rab. Terbiye edicilerin en güzeli sensin..

Hikayem’in 8. Yılımdayım. Uyuşturucudan-alkole-pornografiden-moda ya-müzik ten-eğlenceye- ve son aşama da metaverse’gibi hazların insan aklını kuşattığı bu çağda; dünyanın; hazların salıverilmesi gereken değil, kontrol altında tutulması gereken bir yer olduğuna inanarak yaşıyorum. Önümüz Ramazan ve yılda bir gelen terbiye ay’ına giriyoruz. Öyleki bedenin ihtiyaçlarına ve bağımlılıklarına dahi adeta “seni kontrol altında tutabilirim” diyeceğiz.

Tıpkı öğretmenin gösterdiği gibi namaz kılacak, iyilik yaparak haz olacak, yetim başı okşayarak doyuma ulaşacağız. Az konuşacak, çok tefekkür edecek, hira’mıza çekileceğiz.Bazen düşünüyorumda Bağımlılıkla mücadelede insanları  Hakikate çağırmayı ıskaladığımız aşikar- bu yüzden başarısız oluyoruz belkide. 

Eğer sizde birine yardım etmek isterseniz lütfen onu yarım hakikate çağırmayın. Sana iş bulalım, bilimle uğraş, sporla ilgilen, evlen bırakırsın gibi çeyrek hakikatler; ancak insanı başka bağımlılıklara sevk eder- kurtarmaz. Allaha inanan, iyilikler yapan, ve ben ancak Rabbime teslim oldum diyenden daha güzel sözlü kim olabilir” sözü şiarımız olmalı. Islah evlerinden başlamalıyız çünkü adı ıslah evi olan bu yerlerde insanlar azgınlaşarak dışarı çıkıyorlar.

Aile ve sosyal politikalar bakanlıkları anneler eve dönsün maaaşı bizden olsun kampanyaları düzenlemeliler. Bu işler memur standardında çalışmakla olmaz; sokakalarımızdan diplomaları samimiyetleri olan gönüllülerle bir uyanış başlatılmalıdır. Herşeyden önce bu işi yapacak insanların insanları sevmesi gerekir. “Seni zerre kadar sevmiyorum, hatta senden nefret ediyorum ama işim bu” duygusyla yaklaşılan hiçbir bağımlıya etki edemezsiniz. Ve bağımlıyı kurtarmak için adım atan kişi de mümkünse bağımlı olmamalıdır.!

Unutmayınki merhamet bütün kapıları açar. Gerçek sevgi Ruh’u satın alır. Karşılıksız yapılan  iyilikler sonuçsuz kalmaz. 

Unutmayın Karşımızdakil düşman Küresel dünya düzenin şeytanları. Hazları ve hızları pompalayan, milletlerin ve devletlerin kültürünü ve egemenliklerini elinden alan, nesillerinin fikrini dumura uğratan, tarihi untturan- bağımlılarına; tanrı tanımaz, bütün hazların salıverildiği ölümsüz bir yaşam vadeden sahte tanrılar!

Karşılarında bizler; Nuh’un; suyun olmadığı bir tepede gemi yapması gibi; kendisiyle alay edilenleriz.., sizmi başaracaksınız diyenlere rağmen başaracağız..
Musa’ın asasını atıp firavunları alt ettiği gibi; herkes Allahın kendisine verdiği yeteneği-asayı atsın ve zafere doğru ilerleyelim.
Unutmayın bir insan, bir dünya eder. 
Gazamız mubarek olsun.

Vesselam