Reichman Üniversitesi Terörle Mücadele Politikası Enstitüsünün, Hizbullah'la olası savaşın İsrail üzerindeki etkilerine odaklanan araştırması gün ışığına çıktı. 3 yıl süren çalışmanın sonuçları İsrail'in kuruluşundan bu yana yaşadığı en yıkıcı savaşla karşı karşıya kalacağını gösteriyor. 130 sayfalık raporu inceleyen İsrail merkezli haber kaynağı Calcalist'in analizi, potansiyel çatışmanın Tel Aviv'in “en kötü kabuslarını dahi aşabilecek bir yıkım ve acı getirebileceğinin” altını çiziyor. Bu kapsamlı raporu hazırlayan yüzden fazla kişinin arasında başta eski askerler olmak üzere güvenlik uzmanları, akademisyenler ve hükümet yetkilileri ve düşünce kuruluşları temsilcileri var. Ekibin başındaki isimse oldukça dikkat çekici: Reichman Üniversitesi Rektörü Prof. Boaz Ganor. Rektör, "terörizm araştırmaları" alanında dünyaca tanınan bir isim ve konu üzerine onlarca eseri var.

ÖRTBAS EDİLMİŞ OLABİLİR
Raporda yer verilen bulguların ciddiyetine rağmen Calcalist, raporun yayınlanma zamanlamasıyla ilgili şüphelerin olduğunu ve bunun arkasında olası bir örtbas etme girişimi olabileceğine dikkat çekiyor. İsrail merkezli haber kaynağına göre Prof. Ganor, Aksa Tufanı Operasyonu'ndan önceki aylarda araştırmayı çeşitli İsrailli askeri ve siyasi liderlere sundu. Ancak anlaşılan o ki Rektör'ün güvenlik birimlerini ve karar alıcıları uyarma girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı. Rapor, tam 40 farklı toplantıda eski Başbakan Naftali Bennett, eski Savunma Bakanı Moshe Ya'alon ve eski Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi gibi üst düzey İsrailli yetkililere sunuldu. Fakat Rektör Ganor, defalarca Başbakan Binyamin Netanyahu, Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi gibi isimlerden de randevu talep ettiğini fakat yüz yüze görüşme sağlayamadığını aktardı.

YIKIM 'EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ OLACAK'
Üniversitenin raporu, kuzeyden patlak vermesi beklenen savaşın İsrail için çok çetin geçeceğini, Hizbullah'ın günde 2 bin 500 ila 3 bin füze fırlatabilecek kapasitede olduğunu belirtiyor. Bu yaylım ateşi yüksek hassasiyetli uzun menzilli füzeleri de içeriyor. Lübnan direnişinin İsrail'in önemli askeri üslerini ya da kilit önemdeki Tel Aviv ve çevresindeki kentleri periyodik olarak yüzlerce büyük salvoyla hedef alması bekleniyor. Rapor, bu amansız saldırının her gün devam etmesi ve çatışmaların başlamasından itibaren üç haftaya yayılmasını öngörüyor. Çalışmaya göre ortaya çıkan yıkım İsrail için “eşi benzeri görülmemiş olacak”, hem cephe hattında hem de İsrailli yerleşimciler arasında binlerce can kaybına yol açarken, ülkede panik ve kargaşanın hüküm sürmesine neden olacak.

DEMİR KUBBE TÜKETİLECEK
Hizbullah'ın muhtemel operasyonlarının başlıca hedeflerinden biri İsrail kuvvetlerinin hava savunma sistemini zayıflatmak olacak denilen raporda Lübnan direnişinin bunun için hassas mühimmat, insansız hava araçları (İHA), planörler ve seyir füzeleriyle hem alçaktan uçan hava araçlarına hasar vereceği ve hem de Demir Kubbe bataryalarını hedef alacağı vurgulandı. Kıyamet senaryosuna göre yaylım ateşinin hızı ve yoğunluğu İsrail'in savunma kabiliyetlerine eşi benzeri görülmemiş zorluklar getirerek gerek Demir Kubbe'nin gerekse bir diğer önleyici sistem Davud Sapanı'nın rezervlerini çatışmanın daha ilk aşamalarında tüketecek. Prof. Ganor, bu durumda İsrail'in etkili ve güvenilir bir savunma mekanizması olmaksızın binlerce roket ve füze saldırısına maruz kalacağını söylüyor.

KRİTİK HEDEFLERE FÜZE YAĞACAK
Hizbullah diğer yandan İsrail Hava Kuvvetlerinin faaliyetlerini sabote etmeyi ve operasyonel kabiliyetlerini sınırlandırmayı amaçlayacak, bunun için de hasar onarım çabalarını ve hava saldırılarını engellemek için periyodik olarak kalkış pistlerine hassas füzeler yönlendirilecek. Raporda yoğun ateşin askeri uçakların bulunduğu hangarları hedef alacağı; patlayıcı başlıklı hassas füzelerin Hayfa ve Aşdod'daki elektrik santralleri, sanayi tesisleri ve ulaşım da dahil olmak üzere hassas altyapıyı vuracağı; çok alçak irtifalarda uçabilen yüzlerce kamikaze İHA'nınsa kritik noktaları hedef alacağına dair “korkunç” uyarılarda bulunuyor. Bu hayati hedefler arasında silah üretim tesisleri, ordu için acil durum depolama yapıları ve yaralılar için ihtiyaç duyulacak hastaneler de yer alıyor.

Holokost'tan kurtulan Yahudi kadın, Gazze'deki katliamı protesto etti Holokost'tan kurtulan Yahudi kadın, Gazze'deki katliamı protesto etti

SEÇKİN RIDVAN GÜCÜ SAHNE ALIYOR
Araştırma, Hizbullah'ın oluşan panik ortamında elit Rıdvan gücünden savaşçıları İsrail topraklarına göndereceğini ve kaosun daha da tırmanacağını vurgularken, Özel Kuvvetlerin öncelikli amacının sınırındaki yerleşimleri ve stratejik askeri bölgeleri kontrol altına almak olacağına işaret ediyor. Prof. Ganor'ın raporu bu noktada, İsrail Ordusunun çabalarının Lübnan içindeki operasyonlardan sapacağını ve tehdide karşı koymak kendi topraklarında kara manevraları yapmasına neden olacağını vurguluyor. Tel Aviv'in İsrail kamuoyuna gelişmekte olan durumla ilgili güncel ve güvenilir bilgiler sunmayacağı, bunun da resmi kaynaklar tarafından aktarılan mesajlara güven kaybına yol açacağı tahmin ediliyor. Dahası önemli sayıda can kaybı, büyük hasar, elektrik ve su kesintileri, kurtarma ekiplerinin gelişindeki gecikmeler, gıda ile ilaç gibi temel ihtiyaçların teminindeki zorluklar nedeniyle panik ve korkunun zirve yapması bekleniyor.

VARSAYIMLAR YANLIŞ
Rapora göre Hizbullah, devamlı surette psikolojik savaş yöntemlerine başvurarak, oluşan paniği arttırmayı, sosyal medya platformlarını tehdit ve iç bölünmeleri derinleştiren bilgilerle doldurmayı planlıyor. Buna ek olarak Prof. Ganor'a bakılırsa İsrail'den kaçmak isteyen vatandaşlar, ülkenin dünya ile hava bağlantılarının kesildiği gerçeğiyle yüzleşmek zorunda da kalabilir. Rapor, İsrail halkının güvende hissetmesini sağlayan Demir Kubbe ve benzeri savunma sistemlerinin Hizbullah'ın ateşleyeceği güdümlü füzelerin çoğunu önleyeceği yönündeki beklentilerinin büyük olasılıkla boşa çıkacağına da dikkat çekti. Ayrıca araştırmaya göre Lübnan'daki stratejik öneme sahip noktalara yönelik yoğun bir İsrail saldırısının Hizbullah'ı ateşi kesmeye zorlayacağı varsayımının da yanlış olduğunun ortaya çıkması öngörülüyor.

DİĞER DİRENİŞ GÜÇLERİNİN KATILIMI
Hizbullah'ın böyle bir savaşta yalnız olmayacağı da aşikar zira rapor, bölge genelindeki direniş hareketlerinin katılımı konusunda da uyarıda bulunuyor. Suriye ve Irak'taki gruplar, Gazze'deki HAMAS ve İslami Cihad'ın yanı sıra Yemen'deki Ensarullah güçlerinin de raporda "şiddetli ve kapsamlı bir ayaklanma" olarak tanımlanan sürece katkıda bulunması bekleniyor. Tüm bunları Batı Şeria'da ve Arap-Yahudi karışık şehirlerde ayaklanmalar, halkın savaş nedeniyle yaşadığı memnuniyetsizlik ve orduya olan güvenin azalması gibi aksaklıklar izleyecektir.