AĞRI – Binlerce yıldır kutsal metinlerde adı geçen Nuh’un Gemisi, bir efsaneden öteye mi geçiyor? Ağrı Dağı eteklerinde bulunan Durupınar Oluşumu, bağımsız araştırmacılar ve uluslararası bilim insanları tarafından yeniden mercek altına alındı. Amerikalı araştırma lideri Andrew Jones ve ekibi, gelişmiş yer radarı (GPR) teknolojisi kullanarak gerçekleştirdikleri taramalarda, İncil'deki tariflere benzer yapılar tespit ettiklerini duyurdu. Bulgular, kutsal metinlerde anlatılan geminin fiziksel izlerine dair en somut kanıtlar olarak değerlendiriliyor.
-
Üç Katlı Yapı ve Tünel: “Gemiyi” Andıran Şekiller
Araştırma ekibinin lideri Andrew Jones, yer altı radarıyla yapılan taramalarda, yüzeyin yaklaşık 6 metre altında, düz kayalarda beklenmeyecek köşeli yapılar, merkezi bir tünel ve yan koridorlara rastladıklarını açıkladı. Özellikle 13 metrelik merkezi bir tünelin, düz ilerlemesi ve yapının üç katmanlı olarak belirlenmesi, İncil’in Tekvin (Genesis) bölümünde yer alan gemi tarifleriyle benzerlik gösteriyor.
“Yüzeyin yaklaşık 6 metre altında açılı yapılar, merkezi bir tünel ve yan koridorlar saptadık. Bunlar, düz bir kaya oluşumunda beklenmeyecek düzenli yapılar,” diyen Jones, tespit ettikleri yapıların doğal jeolojik formasyonlardan ayrıştığını vurguladı.
-
Toprakta Anormal Değerler: Ahşap Yapıların İzleri Mi?
Sadece yer altı taramalarıyla yetinmeyen ekip, bölgede toprak analizleri de gerçekleştirdi. Araştırma grubunun toprak bilimcisi William Crabtree, oluşumun iç bölgesinden alınan örneklerde potasyum oranının çevreye göre %40 daha yüksek, organik madde oranının ise iki kat fazla çıktığını açıkladı. Bu veriler, binlerce yıl önce var olmuş ve çürümüş olası bir ahşap yapının izleri olarak yorumlandı.
“Bu bulgular, zamanla çürüyen ahşap bir yapının kimyasal etkileriyle tutarlı,” diyen Crabtree, bölgede farklı renklerde yetişen bitki örtüsünün de, yer altındaki yapının mikrobiyolojik etkilerine işaret edebileceğini ifade etti.
-
Efsane mi, Gerçek mi?
Durupınar Oluşumu, 1948 yılında bölgede yaşanan yağışlar ve depremler sonrası ortaya çıkmış, bir Kürt çoban tarafından fark edilmişti. O tarihten bu yana yerli ve yabancı birçok araştırmacının ilgisini çeken yapı, kimi uzmanlar tarafından doğal jeolojik bir oluşum olarak değerlendirilirken, bazı araştırmacılar bu oluşumun insan eliyle inşa edilmiş, tarih öncesi bir yapının kalıntısı olabileceğini öne sürüyor.
Bugüne kadar 22 farklı noktadan toprak örneği alan ekip, bölgedeki analizlerini çekirdek sondaj çalışmalarıyla derinleştirmeyi planlıyor. Araştırmacılar, oluşumun tarihçesini netleştirmek ve iddiaları bilimsel zeminde güçlendirmek amacıyla daha detaylı veriler toplamaya hazırlanıyor.
-
Kutsal Metinlerdeki Tanımlarla Benzerlik
İncil’in Tekvin bölümünde Nuh’un Gemisi’nin üç katlı olduğu, kapısının yandan bulunduğu ve belirli ölçülerde yapıldığı belirtilir. Ağrı Dağı’nın eteklerindeki bu oluşumun da yaklaşık dört metre genişliğinde ve üç katmanlı bir yapıya sahip olması, araştırmacıların dikkatini çekti. Yer radarı verileri, bu tanımlarla büyük oranda örtüşüyor.
-
Cudi Dağı mı, Ağrı Dağı mı?
Kur’an-ı Kerim’de Nuh’un Gemisi’nin Cudi Dağı’na oturduğu belirtilse de, bu dağın dünya üzerindeki konumuyla ilgili net bir görüş birliği yok. Araştırmacılar ise İncil’deki tarifleri esas alarak çalışmalarını Ağrı Dağı çevresinde yoğunlaştırıyor. Türkiye’nin en yüksek zirvesi olan Ağrı Dağı, Nuh’un Gemisi efsanesine dair yüzlerce yıl boyunca anlatılan halk hikâyeleri ve dini anlatımlarla ilişkilendirilmeye devam ediyor.
Bilim Dünyası İkiye Bölünmüş Durumda
Araştırmalara Amerika’dan gelen profesörler ve çeşitli ülkelerden jeologlar da katılıyor. Ancak bilim camiası bu konuda ikiye bölünmüş durumda. Bazı uzmanlar, Durupınar Formasyonu’nun tamamen doğal süreçlerle oluşmuş bir yapı olduğunu savunurken, diğerleri yapay ve tarihî bir yapının kalıntılarıyla karşı karşıya olunduğunu düşünüyor.
-
Sonuç Ne Olacak?
Andrew Jones, bulguların heyecan verici olduğunu ancak kesin bir yargıya varmak için yeterli olmadığını ifade ediyor:
“Gerçekten insan yapımı bir şeyle mi karşı karşıyayız, yoksa sıra dışı bir doğal oluşum mu? Bunu anlamak için daha fazla veriye ihtiyacımız var.”
Gelecek aylarda yapılacak detaylı sondajlar, laboratuvar analizleri ve bölgesel karşılaştırmalar, bu kadim soruya ışık tutabilir. Nuh’un Gemisi’nin izleri gerçekten Ağrı Dağı’nın eteklerinde mi saklı? Yoksa bu, doğanın insanı şaşırtan bir başka eseri mi?
Tüm gözler, Durupınar’da süren bu bilimsel keşif yolculuğuna çevrilmiş durumda.