Kavlak, ateizm propagandasının 'bilimsel' kisvesiyle yapılmasına dikkat çekerken; ateizmin popülerliğinin akıl ve bilimle çatışan yönüne "Ne oldu da ateizm popüler oldu? Artık iğneler ustasız mı oluyor? Eserler müessirsiz, camiler mimarsız, sanatlar sanatkârsız mı oluyor ki ateizm eskiye göre revaç buldu?" sorularıyla dikkat çekti.

Kavlak, İslam'ın din-bilim ilişkisindeki tasarrufunun diğer dinlerle kıyasına ise şu sözlerle değindi:

Bayraktar Kalkan DİHA, piste ihtiyaç duymuyor! Bayraktar Kalkan DİHA, piste ihtiyaç duymuyor!

İslam’ı öğrenmeyi yasaklayan, öğrenilirse de yanlış öğrenilmesine zemin hazırlayan siyasetin o korkunç yüzünü bir kenara bırakırsak, biz kendi eksikliğimize, kendi çocuklarımızın eksikliğine, kendi yöntemimize bakarsak ilk gördüğümüz şey İslamiyet’in fikri alt yapısının değil de, şekli kısmının din sayılmasını göreceğiz. Diğer dinler bizi ilgilendirmez. Çünkü onların fikri bir sermayesi yoktur, hatta din-bilim konusunda İslam ile tam aksi düşüncededirler. Bu nedenle yeryüzünde din ve bilimin çatışmadığını, çelişmediğini söyleyen tek din olan İslam’ın müntesiplerince sadece şekilsel yönünün öğrenilmiş olması ve hatta dinin bu zannedilmesi en büyük eksikliğimiz olarak görünüyor.

Ateizmi bir akıl bozulması olarak niteleyen yazar, ateizmin bilimselliği temel ilkelerini inkar ettiğini belirtirken; yazısını şu şekilde noktaladı:

Evet; ateizmin bir tek sermayesi vardır ki, o da Müslümanın kendi dinini bilmeme cehaletidir..

Akıl bozulması ya da ateizm üzerine Makale: Akıl bozulması ya da ateizm üzerine