Diyabet kadınlarda kalp hastalıkları riskini aynı yaş grubundan erkeklere oranla 3-7 kat artırıyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ayça Türer Cabbar, diyabet, obezite, hipertansiyon gibi risk faktörlerini cinsiyetler açısından değerlendirdi.
'Kadınların yüzde 13'ü kalp damar hastalıklarını kişisel bir risk olarak tanımlıyor'
Kalp damar hastalıklarının, Amerika Birleşik Devletleri'nde ve çoğu gelişmiş ülkelerde kadınların en sık yaşam kaybı nedenlerinden biri olduğunu ve her dört kadından birinin de hayatına mal olduğunu ifade eden Doç. Dr. Cabbar, riskin bu denli yoğun olmasına karşın bu konuda yeterli bilinç düzeyinin oluşamadığına işaret etti.
Amerikan Kalp Birliği (AHA) ve diğer kuruluşların agresif kampanyalarına rağmen, yapılan bir anket çalışması verilerinin de bunu net olarak ortaya koyduğunu söyleyen Cabbar, “Anketi katılan kadınların sadece yüzde 54'ü, kadınlar için önde gelen yaşam kaybı nedeni olarak kalp damar hastalıklarını öne sürdü. Bunun yanında ankete katılan kadınların sadece yüzde 13'ü kalp damar hastalıklarını kişisel bir risk olarak tanımladı” diye konuştu.
Sigara kullanımı kadınlarda kalp krizi riskini 6-9 kat artırıyor
Sigara kullanımının diğer risk faktörlerinden daha fazla kalp damar hastalığına bağlı yaşam kaybına neden olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Cabbar, sigara içen kadınlarda kullanmayanlara göre kalp krizi riskini altı ila dokuz kat arttığına belirtti.
Cabbar, “Aslında, sigara içme riski, içmeyen bir kadından yaklaşık 42 kilogram daha fazla kilolu olma riskine eşittir. Bununla birlikte, sigarayı bırakmakla risk 1 yıl sonra yarı yarıya azalır ve nihayetinde sigara içmeyenlerin riskine geri döner” ifadelerini kullandı.
Hareket artıkça kalp hastalığı riski azalıyor
Kadınların yaşlandıkça, fiziksel olarak erkeklere göre daha az aktif hale geldiklerini ifade eden Doç. Dr. Cabbar, “Bu durum da kilo alımına katkıda bulunur. Diyabet ve hipertansiyon gelişimine zemin hazırlar. Ek olarak, menopoz ile östrojen üretiminin kesilmesiyle birlikte karın yağları artar bu da kalp damar hastalıkları riskini artırır. Bununla birlikte aktivite düzeyi ile kalp damar olaylarının görülme sıklığı arasında güçlü bir ters ilişki vardır” diye konuştu
Geleneksel risk faktörlerinin, kadınlarda kalp damar hastalıkları riskini olduğundan az gösterdiğini bilindiğini söyleyen Doç. Dr. Cabbar, bu ve diğer nedenlerden dolayı, araştırmaların bir kadının riskini daha iyi tanımlayabilen diğer yeni belirteçleri belirlemeye odaklandığını da sözlerini ekledi.