Karabük Üniversitesi ile ilgili sosyal medyada yayılan iddiaların "operasyon" olduğuna işaret eden Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, iddiaları kimlerin ortaya attığını ve amaçlarını yazdı...

Kılıçarslan'ın "Tam bir operasyon olarak Karabük Üniversitesi yalanları" başlıklı yazısı...

Gördünüz değil mi sosyal medyada ışık hızıyla yayılan, içine grup seks iddialarından HIV ve HPV vakalarına kadar bin türlü nane sokuşturulan, odağında Karabük Üniversitesi'nin olduğu o sosyal medya kampanyasını.

Ağırlıklı olarak Ümit Özdağ'ın faşist yavrularının yaygınlaştırdığı kampanyada bütün iddialar, üniversitede fiili olarak okuyan 5.000'e yakın ve çoğu Afrikalı misafir öğrenciler üzerinden döndürüldü.

TÜRK KIZLARINA İFTİRA

Güya Karabük Üniversitesi'nde okuyan Türk kız öğrenciler, üniversitelerinde okuyan Afrikalı öğrencilerle grup seks de dâhil olmak üzere olmadık sapkınlıklar yapıyorlarmış da bu yüzden de şehirde HIV ve HPV pozitif vakaları tavan yapmış.

Eskilerin “Doğru ortaya çıkana kadar yalan dokuz köy dolanırmış” dediği yere geldik yine. İl Sağlık Müdürlüğü'nün açıklamaları HIV ve HPV vakalarında herhangi bir artış olmadığı yönünde. Üniversite, sosyal medyada dolaşan iddiaların tamamının yalan olduğunu açıkladı falan ama dert değil ki… İçine Beşiktaş'ın ünlü taraftar grubu Çarşı'nın Karabük yapılanmasının falan da katıldığı “insan düşmanı bir koro”, Türkiye'ye doğrudan ve cepheden ateş eden leş bir kampanyayı yapıp geçtiler.

Niçin “doğrudan ve cepheden” diyorum.

Soruya cevap vereceğim ama önce bu güya “Türklüğü çok önemseyen” aptallar sürüsünün Türkiye'ye ateş etmek için Türk kızlarının ne namussuz, ne ahlaksız, ne sapkın olduğuna dair bir düzlem geliştirdiklerini de akıldan çıkarmayalım derim.

GÖÇMEN DÜŞMANLIĞI ADI ALTINDA İKİ HEDEF

“Düzensiz göçmen yahut mülteci düşmanlığı” adı altında Türkiye'deki bütün yabancılara saldırmayı marifet bilen bu aptallar sürüsünün bir kısa vadeli, bir de uzun vadeli ajandası var.

Kısa vadeli ajandaları, yabancı düşmanlığı Türkiye'nin “niteliksiz turizm gelirleri” ile “nitelikli turizm gelirleri”ni düşürmek. An itibariyle 2,5-3 milyar dolarlık bir toplam gelire ulaşan uluslararası öğrenci pazarı da bu sürünün hedeflerinin başında geliyor. 2030 yılı itibariyle 1 milyon misafir öğrenci hedefleyen Türkiye'nin aynı yıl gelir beklentisi de 12 milyar dolar düzeyinde. İşte bu sürü, tam buraya ateş ediyor kısa vadede. Çünkü burası ateş etmek için çok doğru bir yer. Niteliksiz turizm gelirlerimizin bilmem kaç milyon kişiyle ancak 50 milyar dolar seviyesine ulaştığını düşünürsek 1 milyon öğrenciyle 12 milyar dolar gelir hedefi, olağanüstü bir hedef. Bu arada bir hatırlatma. İngiltere'nin 2030 yılı hedefi 1,5 milyon uluslararası öğrenci ile 30 milyar sterlin. Ve doğru. Hedeflenen gelirler arasındaki devasa fark üniversite kaliteleri ile ilgili.

Bu sürünün uzun vadeli ajandası ise doğrudan doğruya “gaflet, dalalet ve hatta hıyanet” içeriyor. Bu aptal sürü “bir başka ülke adına paramiliter faaliyet göstermek ve casusluk yapmak” suçundan yargılansa yeridir.

TÜRKİYE'DE OKUYAN AFRİKALI ÖĞRENCİLER

Biliyoruz ki Türkiye bilhassa son 15 yılda Afrika'daki siyasi, ticari ve kamusal etkinliğini ışık hızıyla artırdı. Bu Afrika açılımının meyvelerini gördük, görüyoruz. Ülkemizde okuyan Afrikalı öğrenci sayısının artışı da bu açılım sayesinde gerçekleşti. Bu öğrenci artışının doğal sonucu olarak da bu öğrencilerin tamamına yakını “Türkiye dostu” hatta “Türkiye hayranı” olarak döndüler ülkelerine.

Bugün Afrika'da Türkiye mezunu bakanlar, yüksek bürokratlar, hekimler, işadamları var.

Bunun ne büyük bir “kamusal diplomasi başarısı” getireceğini bilmez olur mu bu operasyon çocukları? Afrikalı öğrencilerin ve İslâm dünyasından misafir akademisyenlerin görece yoğun olduğu Karabük Üniversitesi'ne tam da bu yüzden operasyon çekiyorlar.

"ÜMİT ÖZDAĞ VE FAŞİST YAVRULARI"

Bugün grup seks iddialarıyla, HIV ve HPV yalanlarıyla vurmak istedikleri Afrika açılımının öğrenci ayağını yarın Afrikalı öğrencileri döverek, hatta Allah göstermesin daha da kötüsünü yaparak devam ettirecekler.

Esasen “Ümit Özdağ ve faşist yavruları bir milli güvenlik sorunudur” derken tam da bunu kastediyorum işte. Bu faşist topluluk, Türkiye'nin milli çıkarlarının tam karşısında konumlanmış ve İsrail başta olmak üzere bin türlü emperyalist merkeze hizmet eden bir topluluktur.

İKTİDARIN SORUMLULUĞU

Dahasını da söyleyerek bitireyim. İngiltere'nin, Kanada'nın, ABD'nin “gözbebeği” olarak muamele ettiği uluslararası öğrencilerle hem ekonomik hem de siyasal bakımdan hangi başarıları elde ettiğini biliyor, görüyor olmamıza rağmen bazı iktidar sorumlularının ve bürokratların göçmen, misafir öğrenci ve yabancılar konusunda “muhalefetin belirlediği dile” teslim olmalarını da hayretler içerisinde izliyorum.

Bunaltmayın abi bizi, ne olur bunaltmayın.