Dilipak, Ali Erbaş'a sahip çıktı! Dilipak, Ali Erbaş'a sahip çıktı!

Anadolu Yayın Platformu ve Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan, İsmet Özel Refah Partisi'nin baraj altı kaldığı 1987 Genel Seçimi için yazığı 'Biz yüzde 6'yız' yazısı ekseninde, kendini davaya adamış kesme Recep Tayyip Erdoğan'ın gösterdiği vefa ve ilgiyi kaleme aldı. Burhan, dava uğruna kalem mücadelesi vermiş, siyasi çalışmalarda bulunmuş bir çok isimi de rahmetle andı.
İŞTE O YAZI:

Cumhurbaşkanımız; devlet başkanları arasında en tecrübeli isim. Bütün dünyada sözü geçen, hatırı sayılır bir lider. 

Kim derdi ki Kasımpaşalı Ahmet Kaptan’ın oğlu dünyaya yön verecek. Demek ki kaderi ilahi böyle murat etti. 

Reis, zaman zaman “biz kısık sesleriz, minareleri ezansız bırakma Allah’ım” şiirini okur. Hepimiz duygulanır ve gönülden “amin” deriz. 

Reis şu an, hem mazlumların hem de ümmetin umudu haline geldi. Sudan’dan Bosna Hersek’e Filistin’den Arıkan’a tüm mazlum insanların duası, Erdoğan’ı ayakta tutuyor. 

Dünyayı yöneten 3; bilemediniz 5 devlet başkanından biri haline geldi. 

İslam coğrafyasından çok dua alıyor. 

Şimdilerde ise biraz ülkemizin içine dönmek lazım.

Bu davaya gönül vermiş, gönlü bir nedenle kırık, davanın yapı taşları vardır. Bu isimler medeniyet ve adalet davamızın köşe taşlarıdır. Bu isimlere sahip çıkmak vefa gereğidir. Vefa ise imandandır. 

Medeniyet davamıza hizmet edenleri Bedir Ashabına benzetebiliriz. Kimsenin efendimize sahip çıkmadığı, korktuğu dönemde, bu 333 kişilik Bedir Ashabı canlarını verdiler ve şehit oldular. Nitekim çok önemli bir suç işleyen Bedir Ashabından bir sahabe ile ilgili peygamberimiz, “aleyhinde konuşmayın” buyurdu. 

Rasûlullah (s.a.v), Mekke fethinin hazırlıklarını müşriklere haber veren Hâtıb bin Ebî Beltaa hakkında şöyle buyurdular: 

“–O, Bedir’de bulunmuştur. Nereden bileceksin ki, Allah Teâlâ; Bedir ehlinin hâllerine muttali oldu ki onlar hakkında: «Muhakkak ki sizi tümüyle affettim» buyurdu.” 

“–Yâ Rasûlallâh! Bedir harbine katılanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye sorduğunda, Varlık Nuru -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz: 

“–Onları, Müslümanların en faziletlileri sayıyoruz. Cevabını verdiler. 

İslam davasına hizmet etmiş, bedel ödemiş birçok yazar, âlim, düşünür ve mütefekkir vardır. Bunların bir kısmı ile bir gönül seferberliği başlatılmalıdır. Bunlardan birisi Abdurrahman Dilipak’tır. Abdurrahman Dilipak’ın üslubunu eleştirebiliriz. Ancak bu, onun davaya hizmet ettiği gerçeğini değiştirmez. 

Reis bir şiirden dolayı ceza aldığı zaman, “biz de bu şiiri okuyoruz” diyerek, il il dolaşmıştı. 

Yine biz İstanbul Üniversitesi’nde okurken, Toktamış Ateş ile yaptığı münazaralara gider, birikiminden dolayı gurur duyardık. Paneller, konferanslar daha yüzlerce hizmet. Bizim omurgamızın şekillenmesinde, dava bilincimizde önemli bir yeri vardır. Dilipak ile bir araya gelinse, helalleşilse kimse kaybetmez. 

Yine unutulan ve eleştirilen bir başka değerimiz İsmet Özel’dir. 1987 seçimlerinde barajı geçemeyen Refah Partisi ile ilgili “bizler yüzde 6’yız” diye yazı yazmıştı. Şuurlu bir yüzde altılık kitlenin toplumu değiştireceğini belirtmişti. 

Peki, bu yazıyı neden yazmıştı. Dönemin Dış İşleri Bakanı Vahit Halefoğlu Brüksel’de bir NATO toplantısına katılır. 

 ABD Dış İşleri Bakanı George Shultz’la yaptığı görüşmede konu, Türkiye’de yeni yapılmış seçimlere gelince “merak etmeyin İslamcıları dizginledik, zaten yüzde altıdan fazla değiller” mealinde bir şeyler söyler. Tabi bu sözler Türkiye’de olay olur ve işte İsmet Özel de “bize yüzde altı derler” diye yazı yazar. 

Yazı şöyledir: “Müslümanları yabancı güçlere rapor edenler, büyük çoğunluğu hesabı katarak konuşmuyorlar. Onların dillerine doladıkları, kampanyalarla köşeye sıkıştırmaya çalıştıkları -bunlar az, bunlar önemsiz, bunlar % 6- dedikleri -özel tavırlı- Müslümanlardır. Daha doğrusu sabırla, ısrarla, sebatla Müslümanlığını kimlik meselesi haline getirmiş bulunan ve küfrün tasallutundan korumaya çalıştığı Müslümanlığını, münasip bir fiyat bulduğu zaman satmayan kişilerdir.”

İşte kıymetli duruş budur. Bu isimler Bedir Ashabı’nı kendilerine örnek alan kişilerdir. Kimse yokken “ben varım” demişlerdir. 

Ersin Nazif Gürdoğan Hoca nerede, bilen yok. Halini hatırını sormak lazım. “Görünmeyen Üniversite” kitabını okuyup da kendine çekidüzen vermeyen yoktur. “Zamanı Aşan Şehirler”, “Hicaz’dan Endülüs’e” eserleri kimliğimizi oluşturdu. Bu isimlere sahip çıkmak önemlidir. 

Rahmetli Osman Öztürk Hocayı, İlim Yayma Cemiyeti’nin sohbetlerinde çok dinledik. Rahmetli Raşit Küçük Hoca bizim kimliğimizi oluşturdu. Vefat edenlere Allah rahmet eylesin. Ancak hayatta olanların kıymetini bilmek lazım. Yine yaşayan İbrahim Cücük Hoca büyük bir âlim ve gönül adamı. Onun hali sorulmalıdır. 

Mehmet Genç hoca kırgın vefat etti. Bir ara yerden yere vurduğumuz rahmetli Hasan Damar vefat etmeden önce “Oyunuzu Sn. Erdoğan’a verin” demişti. 

Beni en çok üzen rahmetli Nevzat Laleli’dir. Yalnız yaşadı. Gariban bir biçimde öldü. Oysa MGV teşkilatlarında çok emeği vardı. 

Yine Yazar Hakan Albayrak, 28 Mayıs seçimlerinde, “Erdoğan’a oy verin” demişti. Bu insanların davamıza ve medeniyetimize ne denli hizmetleri olduğunu en iyi Reis bilir. Bu isimleri hatırlamakta fayda var. 

Reis zaten bu dava adamlarına en çok sahip çıkan kişidir. Gizli açık onlarla her daim hemhal olur. Emine Erdoğan Hanımın, Şule Yüksel Şenler’e sahip çıkması büyük bir vefadır. Artık içerde bir tek kırgın kalmasın diyorum. İnanın; muhalif ya da kötü dediğimiz birçok dostumuz, ilgisiz kaldığı için, değer görmediği için uzakta kalıyor. Reisin bu isimleri çağırmasını arzu ederim. 

Akıl vermek, nasihat vermek benim haddim asla olamaz. Ama samimi duygularımı paylaştım. 

Şair Ahmet Telli’nin şu dizeleri ile bitirelim; 

“Ve ölesiye bağlıyızdır, sevdamızı paylaşan uzak ve yakın dostlara 

Ki; ahde vefa denilen şey bizimle girmiştir kitaplara” .