Eğitim, insanı terbiye ederdi, öyle bilirdik, öyle de olmalıydı.

Eğitim derken sadece okulda verilen eğitimi kast etmiyoruz elbette.

Ailede, sokakta, sosyal medyada, televizyonlarda her Allah’ın günü eğitiliyor insanlar.

Eğitim ailede başlar dediler, aile çocuğunu eğitmeye fırsat bulamadı.

Kimi geçim sıkıntısı yüzünden ekmek kazanma derdiyle ilgilenemedi çocuğuyla, kimisi de daha fazla para kazanma derdiyle ilgilenemedi çocuğuyla.

Eskiden ana tarlada çalışırken, evde halı dokurken, inek, koyun sağarken çocuğu hep yanındaydı. Ana ne yaparsa çocuk da onu yapıyordu.

Çocuklar bir şekilde eğitiliyordu. Aileyle birlikte sokak devreye giriyordu, sokaktaki arkadaşlar birbirinden etkileniyordu. İyi olanlarla iyi, kötü olanlarla kötü olunuyordu.

Sonra okul devreye giriyordu. Ailede temel sağlam atılmışsa okul üstüne bir şeyler koyuyordu.

Okulu bitiren çocuklar yanlış yaptığı zaman;

“Okumuş adamsın, yakışmadı sana.” denirdi.

Okumak, eğitim görmek, diploma sahibi olmak önemliydi.

Şimdilerde, okullarda çocuklar eğitilmiyor, fikri yaygın olsa da bu fikre tam anlamıyla katılmak doğru değil.

Toptancılık her şeyde olduğu gibi bu konuda da bizi yanlışa sürükler.

Aslında işimize geliyor toptancılık ama bu anlayışı tümden reddetmek gerekiyor.

Bu da eğitimin bir parçasıdır ve günümüzde hemen her kesim bu toptancı anlayışla hareket etmektedir.

Kolaycılıktır bir nevi, suçu başkasına atıp sorumluluktan kurtulmaktır.

Konumuza dönelim…

Okulun verecekleri ailede bozulursa, ailenin verdikleri okulda bozulursa, birbirini desteklemezse verilenler, çelişki yaşayan çocuklar iki arada bir derede kalır ve kişisel bozukluğunun temeli atılmış olur.

Kişisel bozukluğu başlayınca da, kişiliğini tamamlayamayan insanlar arayış içine girerler.

Bu tür gençler eve gelir aileden azar işitir, okula gider okuldakilerden azar işitirler ve kendilerini arka sokaklarda bulurlar.

Arka sokaklarda nelerden besleniyorlarsa sosyal medyada o yönde kendilerini geliştirmeye başlar bu tür insanlar.

Hani son zamanlarda biz saatten bahsedersek telefonu açtığımızda saat reklamları görüyoruz ya?

Arka sokaklarda nelerden bahsediliyorsa sosyal medyada o gösteriliyor bu çocuklara.

Okul aileyi, aile okulu destekler nitelikte olmalı. Bu iki kurum sosyal medyadan gelen saldırılara karşı güç birliği oluşturmalı.

Televizyonlar da sıkı denetime tabi tutulmalı, şiddeti körükleyen ne kadar dizi varsa, ne kadar film varsa hiç birinin gözünün yaşına bakılmamalı.

Sosyal medya yasasında sadece yalan haber yapanlar değil, şiddeti özendirici ne varsa hepsi denetlenmeli ve onlara ağır cezalar verilmeli.

Toplumsal bir seferberlik başlatılmalı. Tüm Türkiye’ye senenin her günü şiddet karşıtı afişler asılmalı, her platformda insanlar eğitilmeli.

Cezalar ne kadar ağır olursa olsun gözü dönen insanı ne ceza caydırır ne ölüm caydırır.

Hülasa; İnsanların gözünü döndüren sebepler ortadan kaldırılmalı.