Fatih'in önemli yapılarında Molla Zeyrek (Pantokrator) Camii'nin bakımsız hali tepki çekti. UNESCO tarafından 1986 yılında  Dünya Mirası listesine dâhil edilen caminin duvarlarında oluşan rutubet izleri göz ardı edilemeyecek kadar büyük.

Bazı vatandaşlar, sosyal medyadan, camideki rutubet sorunun giderilmesi ve bakımlarıın yapılması için Vakıflar Genel Müdürlüğüne çağrıda bulundu.

Zeyrek Kilise Camii'nin tarihi

Bizans dönemine ait Pantokrator Manastırı’nın kiliseleri olup Haliç’e hâkim bir tepenin üstünde teraslarla düzenlenmiş geniş bir arazi üzerinde kurulmuştur. Camiyi oluşturan birbirine bitişik üç kilisenin Bizans devrindeki isimleri Evrenin Hâkimi Îsâ Mesîh (Hristos Pantokrator), Başmelek Mikhail (Arhangelos Mikhail) ve şefkatli Meryem Ana’dır (Theotokos Elaiusa). Manastır İmparator II. Ioannes Komnenos’un eşi, Macar Kralı Laszlo’nun kızı Eirene tarafından 1124 yılı dolayında inşa edilmeye başlanmış. 

Yapıldığı dönemde manastırın elli yataklı, beş bölümlü, iyi düzenlenmiş bir hastahanesi, kütüphanesi, yaşlılar yurdu, tıp mektebi, eczane ve ayazma gibi bölümleri vardı. Burası aynı zamanda Bizans imparatorluk ailesinin de gömüldüğü bir yer olarak da kullanılmıştır. Başta yapının bânisi imparator ve imparatoriçe ile daha sonra Komnenos ve Palaiologos hanedanlarına mensup birçok kişi buraya gömülmüştür. 

Latin istilasına kadar Konstantinopolis için birçok alanda hizmet veren yapı bu dönem diğer birçok yapı gibi hasar görmüştür ve yağmalanmıştır. Yine bu dönem de Hristiyan azizlerine ait eşyalar da Venedik’e yollandı. Yapı, İstanbul’un Doğu Katolik İmparatorluğu’nun başkenti olarak kaldığı 57 yıl boyunca Bizans dönemindeki gibi faklı amaçlar için kullanıldı farklı alanlarda hizmet verdi. 

Osmanlı’nın İstanbul’daki ilk medresesi

1453 yılında İstanbul fethedildiğine, Sultan 2.Mehmet Han yapıyı önce kendi vakfiyesine dâhil etti. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’un fethinin ardından bazı Bizans yapılarına bir İslam şehrinde bulunması gereken işlevleri kazandırmak adına çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar sonucu Pantokrator Manastırı bir medrese haline getirilmiş ve yapı İstanbul ’un Osmanlı dönemine ait ilk eğitim kurumu olmuştur. Medresenin müderrislerinden Zeyrek lakaplı Molla Mehmed Efendi yapının Osmanlı dönemindeki isminin kaynağıdır. Aynı zamanda Molla Mehmed ’in bu lakabının hazır cevaplı oluşundan geldiği de bilinmektedir. Yapının medreseyle beraber bir ibadethane değerinin de olduğu(cami olarak kullanıldığı ) Fatih vakfiyelerinde belirtilmiştir. Fatih Külliyesi’nin medreseleri faaliyete geçtikten sonra buradaki öğrenciler Fatih Külliyesi ’ne geçirilmiş ve yapı Abdullah-ı İlâhî’ye verilmiş ve bir zâviye şeklinde faaliyetini sürdürmüştür. 

Eskiler daha kadirşinasmış

Osmanlı devri boyunca kullanılan ve korunan yapı 1766 depreminde büyük zarar görmüş, III. Mustafa döneminde yapılan esaslı onarımla bugünkü halini almıştır.