Altılı masanın önce kendini, sonra memleketi yönetme iddiasının altı -iki büyükşehir belediye başkanının yol gösterici olarak son anda bağaca konulmasıyla sekiz- şoförlü bir otomobil mecazıyla karikatürize edilerek hemen boşa çıkartılması, siyasi bir karşıtlık ürünü olmaktan çok fiziksel bir gerçekliğe işaret ediyor.

Halkımızca üretilen söz konusu mecazın, son tahlilde çok başlılığın da ötesinde mevcut oy oranlarına ve milletvekili sayılarına göre yapılan sıralamanın göreceli oluşuna işaret ettiği, bu manada daha başta masanın kendisinin bir liderden yoksun oluşunu gösterdiği anlaşılıyor.

Şöyle ki, masanın büyük ortağı ve Cumhurbaşkanı adayı olan ana muhalefet partisinin başkanı, kendi partisinden belediye başkanı seçildikleri halde -masadaki diğer bir partinin zorlamasıyla- iki büyükşehir belediye başkanının kontrolüne tabi tutuluyor.

Masayı daha baştan salt kendi adaylığının kabulü ve desteklenmesi için kurmuş bulunan bu başkan, ortakları tarafından kazanacak bir lider olarak görülmeme problemini bu kontrolü sineye çekerek aşmak zorunda kalırken aynı zamanda “Kuyruk köpeği sallıyor” deyimiyle dile getirilen bir gerçeğin de gönüllü muhatabı haline geliyor.

Aynı kişinin, içeriden ve dışarıdan iletilen talepleri yerine getirme yükümlülüğü içinde hareket etmesi ve dolayısıyla kendisine mahsus bir yönetim planından yoksun bulunması da yine lider olamama gerçeğini pekiştiriyor.

Diğer bir söyleyişle, ABD’nin talebine uygun olarak Suriye’den çekilme, Libya’daki varlığı sonlandırma; Yunanistan’ın talebine uygun olarak Doğu Akdeniz’de gaz arayışını durdurma; Almanya’nın talebine uygun olarak altyapı yatırımlarını, Kanal İstanbul dahil büyük projeleri rafa kaldırma, İstanbul Havaalanı’nı işlevsizleştirme… vaadinde bulunan, bunun da ötesinde AB’nin talepleri uyarınca PKK terör örgütünün siyasi yüzü olan partiyi himaye eden birinden beklenilebilecek şey de zaten liderlikle değil daha başka ve son derece olumsuz bir terimle anılmaya muhtaç bulunuyor.

Masanın ikinci büyük ortağına gelince.

Artık onun büyüklüğünden söz edilmiyor. Çünkü demir yumruklu başkan nitelemesini yetmiş iki saatte kaybetmiş ve süngüsü düşmüş horoz pozuna mahkum olmuş bulunmakla, önceden yüzde on beşlerde gösterilen oy oranı şimdi yerlerde sürünüyor.

Bu kişinin kumarbaz ya da noter olmama iddiasıyla hızla masadan kalkıp, yine aynı hızla -reddettiği iki maksadı da afiyetle yutmuş olarak- masaya dönmesi, liderliğine mahsus yapılabilecek tüm iyi atıfları zaten kendiliğinden boşa düşürüyor.

Muhtemelen FETÖ tarafından kulağı çekilmiş veya ABD tarafından fırçalanmış olmakla, CHP’lilerin kendisine nispet ettikleri ahlaksız vasıfları, fırıldaklığı… siyaset nedeniyle giyinerek masaya dönmesi, herkes tarafından bu başkanın mağduriyetine değil, bilakis beceriksizliğine ve omurgasızlığına yoruluyor.

Öte yandan yine bu başkanın, CHP’li iki büyükşehir belediye başkanını CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olan kendi parti başkanına karşı seçim arenasına çağırması da ortakları arasında bir güç kazanımına değil bilakis maruz kaldığı azarlanmaya ve masaya dönmedeki ilkesizliğine delil olarak gösteriliyor.

Liderlik esasında diğer dört partinin başkanlarına bakıldığında ise, onların öncelikle liderlik ihtiyacına tabi olarak ortaya çıkmadıkları anlaşılıyor.

Çünkü dördü de bir lider ihtiyacına, daha genel söyleyişle demokratik bir arayışa yaslanmıyor. Sadece AK Parti’ye ve onun lideri olan Başkan Erdoğan’a karşı duydukları kin, haset ve dizginlenmesi mümkün bulunmayan bir hırs içinde siyaset sahnesine çıktıklarına, bu yanıyla nefsaniyetlerini siyaset zannederek aslında şer atına bindiklerine hükmediliyor.

Nasıl hükmedilmesin ki…

Altısı birden, ancak Başkan Erdoğan gibi kararlı, dirayetli ve maharetli olduklarında lider sayılabileceklerini düşünerek, onu en iyi şekilde taklit etmek için kendi aralarında yarışıyorlar.

Ana muhalefet partisi başkanının yakın zamanda Erdoğan gibi belagat sahibi olduğunu gösterebilmek için şiir okumaya kalkışarak kendisini çok komik bir duruma düşürmesi tipik bir örnek olarak önümüzde duruyor.

Bir diğerinin yakın zamanda Başkan Erdoğan gibi gerektiğinde demir yumruklu olunabileceği gazına gelip, sonrasında avını kaybetmiş bir tazı suçluluğuyla sahibinin ayaklarını yalaması da yine çok bilinen bir örnek olarak hafızalarda yer etmiş bulunuyor.

Hal böyle olunca sekiz şoförlü bir otomobil olarak altılı masanın koltuk kapma, birbirlerinden oy çalma savaşından kaynaklanmış ve halen de yenilerinin kaynaklanması an meselesi olan krizlerinden en aslisinin lidersizlik olduğu ortaya çıkıyor.