MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Devlet Bahçeli, "İstanbul’da 1 milyon 528 bin 782 binanın olduğu, kilometre kareye 3 bin 49 kişinin düştüğü, bu kentimizde mevcut yapı stoğunun yüzde 70’inin 1999 öncesi yapıldığı dikkate alındığında, derhal harekete geçmemiz ertelenemez bir mecburiyettir." ifadelerini kullandı.

Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

Felaketin koru yürekleri kavurmasıyla beraber, kaos peşine düşen, yalan haber yayan, dedikodu çıkaran, malumat kirliliğine umut bağlayan, siyasi yamyamlığa heves eden kim varsa insanlığı kuşkulu ve tartışmaya açıktır.

"DEPREMDEN MENFAAT DEVŞİRENLERİ NOT ALIYORUZ"

Müşterek acılara topluca mukavemet ederken, fırsatçılığın karanlığından istifadeyle fiyat etiketlerini kabartanlar, kiraları artıranlar, kasasını doldurmak için harekete geçenler bu milletin bir ferdi asla olamayacakları gibi şerefli de sayılamazlar. Depremden menfaat devşirmenin arayışında olanlar ahlaksızlığın markalarıdır.

Ve bunları tek tek not aldığımız da çok iyi bilinmelidir.

Kabul etmek lazımdır ki, Türkiye devasa bir musibetin tesirindedir. Tektonik mirası, jeolojik müktesebatı, meteorolojik özellikleriyle Türkiye’miz doğal afetlerin risk ve tehlikelerine her zaman açıktır.

Depremden sellere, heyelanlardan çığlara kadar pek çok doğal yıkım bugüne kadar belirli aralıklarla görülmüş ve yaşanmıştır.

Tektonik mirası, jeolojik müktesebatı, meteorolojik özellikleriyle Türkiye’miz doğal afetlerin risk ve tehlikelerine her zaman açıktır. Depremden sellere, heyelanlardan çığlara kadar pek çok doğal yıkım bugüne kadar belirli aralıklarla görülmüş ve yaşanmıştır.

Kaldı ki Türkiye dünyanın en başta gelen deprem kuşaklarından birisinin üzerindedir.

Mahut felaketten çıkardığımız derslerle daha güvenli, daha huzurlu, daha sağlam, daha sağlıklı bir geleceğin temelini atmalıyız. İnsan kaynaklı hataları sıfırlamak zorundayız.

İSTANBUL DEPREMİ UYARISI!

İstanbul’da 1 milyon 528 bin 782 binanın olduğu, kilometre kareye 3 bin 49 kişinin düştüğü, bu kentimizde mevcut yapı stoğunun yüzde 70’inin 1999 öncesi yapıldığı dikkate alındığında, derhal harekete geçmemiz ertelenemez bir mecburiyettir.

İstanbul için dillendirilen felaket senaryolarının bütün ihtimallerini değerlendirip muhtemel depremlere hazır olmalıyız, güç birliği yaparak başa çıkmalıyız. Kaybedecek zamanımız yoktur. Oyalamaya hakkımız yoktur.

Her yıkımdan sonra yeniden yükselmeyi bilmiş, her yenilgiden sonra yeniden zafere kilitlenmeyi başarmış milletler tarihin mizan defterine isimlerini altın harflerle kazımışlardır.

Türk milleti işte böyle bir millettir.

HÜKÜMET VERİMLİ VE ETKİN AFET YÖNETİMİYLE YARALARI SARIYOR

Kahramanmaraş merkezli deprem karşısında devlet ve millet emsalsiz bir şekilde yekvücut olmuştur.

Elbette depremde hayatını kaybetmiş insanlarımızı geri getiremeyiz.

Ancak bunun dışında şehirlerimizi yeni baştan inşa ve ihya edecek, depremzede vatandaşlarımızın hayatını normalleştirip mükemmel ve müreffeh bir hale getirecek muktedir vasıf Türkiye Cumhuriyeti devletiyle hükümetin de vardır ve tartışmasızdır.

Görevimiz acıları paylaşarak azaltmak, ihtiyaç sahibi her vatandaşımızın elinden tutmak, kanayan yaraları tedavi ederek iyileştirmektir. Belki bu gaye biraz zaman alacaktır, fakat mutlaka gerçekleşecektir. Hiçbir insanımızı aç ve açıkta bırakmayacağız.

Hiçbir insanımızı çaresizliğin anaforuna terk etmeyeceğiz.

Türkiye’nin dördüncü seviyeden verdiği alarm çağrısına cevap veren ülkelerden gelen arama kurtarma ekipleri olağanüstü bir gayret göstermişlerdir. Hepsine müteşekkiriz.

6'LI MASAYA SERT TEPKİ

Bir yanda arama kurtarma faaliyetleri devam ediyorken diğer yanda devleti ve hükümeti sistematik şekilde suçlamak en hafif tabirle terbiyesizliktir. Bir yanda feryat sesleri duyuluyorken, diğer yanda siyasi hesap yapıyor olmak insafsızlık ve ilkelliktir.

Meşhur bir düşünür, insan gövdesinin salgıladığı aç gözlü safranın siyasi ihtiras olduğunu, bu safranın insanı bencilliğin, cüretkarlığın ve fırsatçılığın tuzağına çekeceğini ileri sürmüştür. Altılı masa muhalefeti; dizginlenemeyen ihtiraslarla kontrolsüz açgözlülük hastalığına tutulmuştur.

Altılı masa muhalefetinin geçim kapısı fırsatçılık, fesatçılık, fevrilik, fetbazlık, fenalıktır.

Siyasetlerinde tutarlılık yoktur, değerlendirmelerinde irade ve isabet yoktur.

Acılarımızın tam ortasında, seçimlerle ilgili polemik yapan, ertelendi ertelenmedi çetelesi tutan zillet ittifakı paranoyaktır, saplantılıdır, hayalperesttir, vehimlerin pençesindedir.

"KILIÇDAROĞLU MİLLİ DAYANIŞMADAN SARFINAZ ETTİ!"

Yalan söylediler, algı operasyonuna heveslendiler, husumet yaydılar.

Askerler nerede dediler, kahramanlar her yerdeydi, yalın gerçeği görmediler.

Devlet nerede dediler, burunlarının önünü göremediler, husumetlerini gösterdiler.

Kılıçdaroğlu dayanışma kültürü için yabancı ülkelere teşekkür etti, fakat döndü dolaştı hükümete saldırdı, milli dayanışmadan sarfınazar etti.

HDP’nin bir eşbaşkanı, iktidarın enkaz altında kaldığını izansızca söyledi, Kılıçdaroğlu da evet diyerek tasdik etti, bu itibarla küçüldü, ufaldı ve alçaldı.

Yine Kılıçdaroğlu, deprem koordine edilemedi dedi, gerçekleri çarpıttı, yüzü kösele derisi olduğundan dolayı da hiç kızarmadı.

"BU COĞRAFYADA YAŞIYOR OLMANIN NİMETİ OLDUĞU KADAR KÜLFETİ DE VARDIR"

Bu coğrafyada yaşıyor olmanın nimeti olduğu kadar külfeti de vardır ve bu külfet milli birliğin dayandığı yüksek bir şuur sayesinde omuzlanarak ufkumuza çekilen kalın perdeler yırtılıp atılmaktadır.

Coğrafyamızı değiştirme ihtimalimiz yoktur.

Bunu aklımızdan geçirmeye hakkımız bile yoktur.

Bu vatan kıyamete kadar bizimdir, bizim kalacaktır.

Asırlar boyunca çekilmiş çilelerin, geçilmiş zor dönemeçlerin, aşılmış pek çok engelin, gösterilen üstün fedakârlıkların, göğüs kabartan muazzam mücadelelerin ezcümle mükâfatı Türk vatanıdır.