İsmailağa Cemaati tarihinde bir ilk! Kapılarını basına açtılar İsmailağa Cemaati tarihinde bir ilk! Kapılarını basına açtılar

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle Gölbaşı Hakimevi'nde bir araya gelerek gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bakan Tunç, tutuklu bulunan TİP Milletvekili Can Atalay hakkında gelen bir soruya, "Eğer Anayasa uygulanacaksa hapisten Meclis'e girilemez. Tabii kesinleşmiş bir hüküm gerekir. Tabii uygulanmadığı zaman bu tür tartışmalar söz konusu oluyor" şeklinde yanıt verdi.

Bakan Tunç Gezi Davalarıyla ilgili konuştu
Gezi olayları ve yargının Osman Kavala kararının sorulması üzerine Tunç, Gezi olaylarında şehit edilen polisler, öldürülen vatandaşlar olduğunu, vatandaşa ait mülk ve kamu mallarının zarar gördüğünü söyledi. Gezi olaylarıyla ilgili yargı sürecine değinen Tunç, "O kişilerin suçlu olup olmadığına, yargı karar verecek. Eğer biz hukuk devletiysek buna karar verecek olan yargıdır. Yargı, Gezi'nin bir suç olduğunu, şiddet hareketi olduğunu, bütün ülkeye yaygınlaştırılmak istendiğini ve seçilmiş hükümete yönelik bir kalkışma hareketi olduğunu kabul etti." diye konuştu.

Can Atalay'ın tutukluluğu ve anayasa
Hakkında karar verilenlerden birinin milletvekili seçildiğini ifade eden Bakan Tunç, bu konudaki Anayasa hükmüne atıfta bulundu. Tunç, "Anayasa'nın 83. maddesi açık. Seçilen bir milletvekili yasama dokunulmazlığına sahiptir. Fakat aşağıdaki fıkraları okumazsanız yanlış bir sonuca varmış, Anayasa'yı uygulamamış olursunuz. Aşağıda ne diyor? Seçimden önce soruşturmasına başlanmak kaydıyla. Gezi Davası seçiminden önce değil miydi?" değerlendirmesinde bulundu. Bakan Tunç, Anayasa'nın ilgili maddesine değinerek, milli güvenlik, kamu düzeni ve genel sağlığa ilişkin suçlarda dokunulmazlık bulunmadığını, Anayasa'nın 14. maddesinde ilgili hususların kanunla düzenleneceğine ilişkin bir hüküm bulunduğunu, bu durumda TCK ve Terörle Mücadele Kanununa bakılması gerektiğini dile getirdi.

"Kararı Verecek Olan Mahkemedir"
Yılmaz Tunç, "Neticede bunun kararını verecek olan Adalet Bakanlığı olarak biz değiliz. Biz sadece Anayasa'nın mevcut hükmünü ortaya koyduk. Gezi'nin zaten tartışmasız bir terör eylemi olduğunu halkımız biliyor. Çünkü orada ölüm var, mala zarar verme var. Bir kalkışma olduğu tartışmasız. Bunun sorumluları yargılanamayacaksa orada hukuk devletinden bahsedilemez." ifadelerini kullandı.

HDP'li isimlerin PKK hakkındaki sözleri
Bakan Tunç, HDP'li bazı milletvekillerinin terör örgütü PKK'ya ilişkin beyanları hatırlatılarak, "Hapisten Meclis'e girebilmenin önüne geçilebilir mi?" sorusuna karşılık, "Eğer Anayasa uygulanacaksa hapisten Meclis'e girilemez. Tabii kesinleşmiş bir hüküm gerekir. Tabii uygulanmadığı zaman bu tür tartışmalar söz konusu oluyor." dedi. HDP'li milletvekillerinin beyanları nedeniyle partinin kapatma davasıyla karşı karşıya bulunduğunu aktaran Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

Anayasa Mahkemesinde özellikle hazine yardımıyla ilgili karar oy çokluğuyla verildi. HDP, şimdi de Yeşil Sol Parti, özellikle terörle irtibatını bir kere kesmiyor. Bunu açık açık 'Ben terörün siyasi uzantısıyım. Gelin tekrar bana kapatma davası açın. Ben terörü desteklemeye devam edeceğim.' diyor. Yani siyaset mi yapacaksınız? Seçildiğiniz halkı mı temsil edeceksiniz? Yoksa terör örgütünün sözcülüğünü mü yapacaksınız? Yani burada eğer siz terör örgütünün sözcülüğünü yapar, terörün propagandasını yaparsanız hukuk devleti buna müsaade etmez. Hiçbir demokratik hukuk devleti buna müsaade etmez. Dünyanın neresine giderseniz gidin. 'Devlet katliam yapıyor.' diyor. Devletin terörle mücadelesini bir savaş olarak nitelendiriyor. Yani bunu siz nasıl düşünce özgürlüğü olarak kabul edebilirsiniz ki? Hangi belgede bunlar düşünce özgürlüğü. Yani şiddeti savunmak, terörü savunmak hangi belgede düşünce özgürlüğü kapsamında?