Haberler, son dakikalar ve birtakım bilgiler sürekli akıp duruyor. Bilim ve teknoloji çağının bize sunduğu en dayanılmaz ve en vazgeçilmez aşama, her yere ve her şeye hızla erişmek ve her şeyden çok hızlı haberdar olmak.

Arabalar hızla ilerliyor, trafik sıkışıklıkları insanları geriyor zira her birinin çok hızlı ulaşması gereken bir yer ya da kişi var. Belki de işi var. Ama mutlaka herkesin çok acelesi var.

Geçen zaman ömürdendir ve daha hayırla nasıl geçirilir diye endişe edenlerin de varlığı muhakkak ama onların sıkışan trafikten kaçma şansı, gerilen insanlardan uzaklaşma ihtimali bulunmuyor.

Bütün bu keşmekeş içinde, bir kenarda durup manzarayı seyredenler kendine elbette dersler çıkarır, bunları da tecrübe diye bir gönül hanelerine yazarlar.

Hayat, bazılarımızı biraz daha fazla sıkar, sırtını yere getirmek isteyen bir rakip gibidir. Böylelerinin geçimi ayrı derttir, seçimleri ayrı dertler getirir. İmtihanları ağırdır. Çalışma ve yaşam şartları zordur.

Bazılarının şımarma şansı olmaz…

Elbette kimimizi de bir anne şefkati ya da baba desteği gibi kucaklar hayat ve sırtını sıvazlayarak yollar mindere. Gerçi her ne şekilde çıkarsa çıksın, herkes bir müsabakadadır; kendisi, çevresi, şartları ve şeytanıyla!

Ölüm ise hayatın getirdiklerinin bizi taşıdığı noktada gelen, her zaman erken ve hep davetsiz gelen misafirdir. Kimini havada, kimini yerde yakalar, bazılarını da yerin altında… Neticede dirilerin girmediği yerin altına diri iken girmek zorunda kalanlar da yaşamıştır hayatı. Ölünce toprağın altına gömülecek olanlarla ölmeden girip çıkanların yaşadığı da hayattır.

Şartlar hiç eşit olmaz bu dünyada, olmamıştır da…

Olma ihtimali bulunmayan bir şeyin neden olmadığını konuşmanın, tartışmanın aslında bir faydası yoktur. İnsanların ideoloji diye kurgulayıp piyasaya sürdükleri ve içinde eşitlik barındıran yalanlarına yine insanların inanıyor olması ise ayrı bir eşitsizliktir.

Neticede dünyada bir süre yaşanacak, iyilikler ve kötülükler işlenecek ve ölüp hesap gününe gidilecektir. Nötr bir hayat yaşama imkan ve ihtimali yoktur kimsenin. Belki kendisine hiçbir bilgi ya da davet ulaşmayan, kervan geçmez bir ormanın derinliklerinde yaşayan ve günümüz gelişmiş insanlarının ilkel dediği kabile mensupları ancak nötr kalabilirler.

Dünyada herkesi ve her şeyi eşitleyen tek vaka ise ölümdür. Kendisinden kaçılamayan bu gerçeğin belki şekli ve belki şartları da değişir ama sonuç değişmez. Her ölen artık cenazedir ve gömülür. Bir kefen sahibi olamayacak kadar yokluk içinde olanlar da, mumyalanıp saklananlar da ölmüştür. Geri dönüşü olmayan bu yolculuğun nihai hedefe varmak için bir çıkış kapısı olduğunun farkında olmak, hayatın en değerli farkındalığı olsa gerek.

Bütün hayatını ilim ve irfanla geçiren ve sonra bindiği kayıkta kürek çeken garibana bununla hava atan, ancak hava bozulduğunda yüzme bilmediğinin ortaya çıkması üzerine, hayatını boşa geçirenin kim olduğuna bir darbı mesel olan adamın idrak ettiği mesele, fırtına çıkmadan ve kayıkla denizin ortasında kalmadan önce varıldığında değerlidir.

Büyük bir ilim adamının sadece yüzme bilmediği için ilk fırtınada boğularak hayata veda etmesi mi trajiktir yoksa okuma yazma bilmeyecek kadar ilimden uzak bir adamın, iş yerinde geçirdiği bir kaza ile vefat etmesi mi?

Aslında hiçbiri!

Herkesin başına bir şekilde gelecek olanın birilerine farklı şekillerde geliyor olmasına kahrolmanın, ah vah etmenin ya da memnun olmanın biraz abartılı olduğu ortada. Hayatın sonlandığı noktada en samimi feryat annelerindir, bir de evlatların.

Yine de dünyada adaletin bir açısını tesis etmenin şartı olan, herhangi birinin hayatına kast edenin, sebep olanın hesabının sorulması gerektiği de göz ardı edilemez. Ölenin eceli gelmiştir ama bu durum sebep olanın hesabını ortadan kaldırmaz.

Hayat ve ölüme dair yazılacaklar bitmez, neticede yaşayan herkesin bu konuda bir fikri vardır. Ölene kadar yaşamaya devam ediyoruz, düşünmeye ve konuşmaya da…

Amasra’da hiç haberimiz olmayan hayatları yaşayan, hiç bilemeyeceğimiz endişe ve acıları çeken, yerin altında kader birliği yapan ve birlikte hayata veda eden garibanlara Allah rahmet eylesin, yaralılara şifalar, aile ve arkadaşlarına sabır ve metanet versin.