Ehram nedir?

Troya Müzesi'nin dijital dergisi "Troy Museum Journal" yayın hayatına başladı Troya Müzesi'nin dijital dergisi "Troy Museum Journal" yayın hayatına başladı

Ehram, Arapça bir isim olup haram, mahrem gibi kelimelerden türemiştir. Üzeri örten, mahremlik manasına gelmektedir. Bayburt, Gümüşhane, Erzincan, Artvin, Kars gibi Erzurum’a yakın bölgelerde ve Şanlıurfa gibi Güneydoğu illerinde kadınlar tarafından geleneksel sokak örtüsü olarak kullanılmaktadır. Eski bir Türk geleneği olan ihramın tarihi de eskilere dayanır. Yörede ihram veya ehram olarak tabir edilen, tamamen yünden ihram tezgâhında dokunmak suretiyle hazırlanan, bayanların tek parça halinde örtündükleri yerel giysidir. Zamanla kullanımı giderek azalan ve özlenen bir kültürel değer konumuna gerileyen “ehram”ın yaşatılması ve kullanım alanının genişletilmesi için çalışmalar yapılmaktadır. Ehramın doğal koşullarda elde edilmesi, yapım aşamasında hiçbir kimyevi işleme tabi tutulmaması ve tezgâhlarda elle dokunması değerini daha da arttırmaktadır. Dünden bugüne folklor ürünü olarak yaşatılmaya çalışılan ehramın tarihine ilişkin herhangi bir resmi belge bulunmamaktadır. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Bayburt Kanunnameleri’ndeki vergilerden Bayburt’ta dokuma tezgâhlarının bulunduğunu ve muhtelif dokumaların üretildiğinden bahsetmektedir. Ehram eskiden Erzurum’da “culfa” denilen dokuyucular tarafından dokunurdu (Atılcan,1991). Lugatlarda culfa sözcüğü, el tezgâhında bez dokuyan kimse, dokumacı manasındadır. Osmanlıca lügatlarda “cülah, çulha” sözcükleri çul dokuyan fakirlerin giydiği kaba kumaşı doku-yan anlamındadır. Anadolu’nun muhtelif yerlerinde hala kullanılmakta olan “culfalık” pedallı bir tezgâhtır. Eskiden hem yer sergisi hemde iç-dış çamaşır dokumada kullanılmıştır (Deniz, 2000). Erzurum yerli halkının “çulha” sözcüğünü “culfa” ya dönüştürdüğü, ihramı da “ehram” olarak telaffuz ettiği bir gerçektir (Bulut, 1989). Culfa için, dışarda 80- 90 cm. boyunda üç beş demir çubuğa iplik yumağının gerilmesiyle çözgü hazırlanırdı. Ehramın boy iplikleri demir çubuklarda ayarlanır, sonra dükkânın içine alınarak tezgâhlarda dokunurdu (Bulut, 1989). 60-70 yıl öncesine kadar ehramcılık Erzurum’da ayrı bir zanaat dalı idi. Erzurum ve Bayburt ta dokunan ehramlar yaklaşık 1000 gr. bükülmüş ipten dokunmaktadır. İpin ince ve kalın oluşuna bağlı olarak oran değişebilmektedir. Ehram ve ipinin tartılmasında eskiden “tuht” diye tabir edilen ağrılık ölçüsü kullanılmaktaydı. “Tuht” 3-4 yumurta ağırlığındaki tartı birimidir. Yünün tartılmasında esas alınır. Dokunmuş bir ehram 5m. uzunluğunda, 90-100 cm. enindedir. Ehram ölçülürken “halebi” diye bir ölçü kullanılmaktadır. 1 halebi 75 cm. eşittir. 7,5 halebiden 1 ehram boyu çıkarılmaktadır. Erzurum’da dokunan ehramlar pazara çıkarılmamakta, sipariş üzerine dokutulmak- tadır. Çarşılarda satılan ehramlar çoğunlukla Bayburt’ta dokunmuşlardır. Bayburt ve Erzurum ehramı arasında kalite farkı olmasına rağmen fiyat farkı yoktur.

Ehramın ham maddesi koyunyünüdür (Foto.: 1). Dokuma tezgâhları, ayak, tarak, mekik, gücüler leventler ve çeşitli gergi çubuklarından meydana gelirler. Ehram tezgâhı; ehram, çuha, yolluk, sergen gibi dokumaları yapmak amacıyla ahşaptan yapılmıştır. Tezgâhın parçaları arasında yer alan dağ, üzerine atılan ipliklerin düzenli bir şekilde yukarıdan dokunan kısma doğru yürütülmesini ve düzene alınan ipliklerin gergin ve düzgün durmasını sağlar. Oturak; dağın altındaki oturağa dokuma oturağı denir. Dokuyucu dokuma işini bu oturağa oturarak gerçekleştirir. İkinci oturak ise düzen oturağıdır. Tezgâhın arka kısmında bulunur. Bu oturakla iplikler gücülerin arasından geçirilir. Ayakça; iki tanedir. Gücüleri hareket ettirerek dokuma işleminin yapılmasını sağlar. Kuşlar; iki tanedir. Gücülerin üzerinde asılı dururlar. Ortalarında makaramsı bir düzenek bulunur. Gücüleri aşağı yukarı çalıştırır. Kol; iki tanedir. Tüfenin iki yanında bulunurlar. Tüfe ipleri aracılığıyla tezgâhın yukarı kısmında bulunan bağlantı tahtasına tutturulurlar. Tüfe; Ehram tezgâhının tarağı çeken kısmının adıdır. Mitit; tezgâh üzerinde dokunmakta olan ehramı gergin tutan, her biri takriben bir helebi boyunda metremsi iki adet çubuktur. Mekik; yaklaşık 20 cm. boyutlarında orta kısmı boş olan araçtır. Boşluğun bir ucunda delik, diğer ucunda ise girinti vardır. Atkı masurası içindeki metal çubuk aracılığıyla bu boşluğa takılır. Tezgâha gerilmiş ipliklerin arasından sağdan sola, soldan sağa atılarak dokuma işlemi yapılır. Masura; üzerine atkı iplikleri sarılıp mekiğin içerisine yerleştirilerek kullanılır. Selman; ehramın dokunan kısmını sarmaya yarayan bölümdür. Sabitleme demiri; ehramın dokunan kısmını döndürerek sarmak, germek, için ve sarıldıktan sonrada Selmanın sabitlenmesinde kullanılır. Dehdün; arka, orta ve üst dehdün olmak üzere üç tanedir. Selmanın boyunda, yuvarlak olup, çözgü iplerinin düzgün durmasını sağlar. Ehram tarağı; yaklaşık 12 cm. yüksekliğinde, 1 m. uzunluğunda içinde kamıştan dişleri olan alet. Ehramın kalitesini ifade etmede de tarak sayısı kullanılır. Gücü; dört adet oklava biçiminde, eşit yuvarlaklıkta, taraktan biraz uzunca çubuklar ve üzerine bağlanan kalınca ipliğe verilen addır. Ehram düzeni alınır. Çözgü ipliği önce gücüye, sonra bir arkadan bir önden tarağa çekilir. Tahsil değneği; ehramın kanat genişliğinden biraz daha uzunca yuvarlak değnektir ve çözgü ipliklerinin gergin durmasını sağlar.

Kaynak: Prof.Dr. Ayşe Aslıhan Eroğlu