Bakıyorsunuz ekmek almaya giden çocuğa hakaret, baş örtülü kadını masadan ve dükkandan kovmak, bazı sanatçı geçinen adamların  iktidar ittifakı seçmenine karşı aşağılayıcı, küçümseyici, hakaret edici, tehdit edici mesaj ve açıklamaları... Yani Ülkenin yüzde elli iki gibi bir rakamını karşılarına almaları. Ödül alan bir sanatçının kendi memleketini batıya şikayet etmesi ne kadar ilginç... Üstelik bu hanım birkaç sezon TRT 1 ekranlarında boy gösterdi. Yazık...

Yeter artık, yeter bir seçim oldu ve de destek verdiğiniz partiler ve siz kaybettiniz... O kadar...

Ülkemizin her alanında birileri tarafından fazlasıyla gerilim üretilmektedir. Bu halin böyle olmasını isteyenler, bilerek mi; yoksa bilmeyerek mi gerilimin yükselmesine katkı vermektedirler, bilinmez. Bilinen bir gerçek vardır ki; O da gittikçe her alandaki gerilimin yüksek hale getirilme çabasıdır. İşte o, gerilim hali Aile içi şiddetten, Adliye önündeki kavgalara kadar, trafikte yol verme dahil,  hatta sokaktaki insan üzerinde etkisini göstermektedir.  

Hiç kimse yani gerilimi körükleyen insanları kast ediyorum hiç kimse benim bu olaylara katkım yoktur diye kendini avutmasın, ufacık dahi olsa bir kıvılcım ateşin yanmasına neden olmaktadır. Siz, siz olun sakın kıvılcım dahi üretmeye çalışmayın. Vebali büyüktür.

Spor kamuoyundan, Siyasete, işçi, işveren ilişkilerinden, gelir dağılımındaki adaletsizliği gündeme getirmelere kadar her söylemimiz sanki kavga etmeye hazırlanan insanların söylemi gibidir. Daha sakin, daha anlaşılır, daha yumuşak kelime ve ifadeler Türkçe’ den kayboldu da haberimiz mi, yoktur! Yoksa insanlar birileri tarafından sert ve kavgaya hazır bir durumda programlandı da o programlanmayı bozacak elimizde akıl mı, kalmadı! Bakın işte GALATASARAY şampiyon oldu. Sonuçta bu yarışta bir takım şampiyon olacak. O halde, normal olanı, tebrik etmektir. Gerilim üretmek değil. Son senelerde sanki Ülkemizde kavgayı körükleyen, gerilimi artıran rüzgarlar esmeye başladı.

Beyler! Bu Ülke bizim ve biz Bu Ülkede sevsek de sevmesek de beraber yaşayacağız. Çok geniş bir mozaiğe sahibiz. Her renkten, her boydan, her ırktan insanların yaşadığı çok geniş bir oluşumumuz var. 

Bu Ülkeye yapılacak bir kötülük eninde, sonunda bize de zarar verecektir. Eğer akıl tutulması yaşamadı iseniz; bu basit akıl yürütme ile doğruları bulmamanız için bir neden yoktur. Sadece biraz sükunet, sadece biraz sabır ve sadece daha yumuşak, anlaşılır bir dille sesimizi yükseltmeden konuşmak yeter. Sonuçta Yüce Yaradan ‘ ın ilahi mesajında belirttiği gibi karşınızdaki yaratılmışların en üstünü olan bir varlıktır. Sizi anlamaması için ya deli olmalı yahut görünüşte akıl taşıyan birisi gibi görünse de akıl taşımayan bir varlık olmalıdır!

İşte insanlar arası ilişkilerin en güçlü yanı güler yüz, hoşgörü, karşımızdakini anlama, sabırla karşımızdakine anlatma ve birbirimize tahammül etmeden geçmektedir. Bu basit formül kurallarına uyularak uygulandığı zaman , problem kendiliğinden ortadan kalkar. Karşılıklı olarak birbirimizi daha iyi anlar, daha iyi kaynaşırız.

Aslında seçim öncesine dönersek, Seçimi kaybeden tarafın; Acaba neden kaybettik? Öz eleştiri yapmaları için, bir önerim vardır. En azından seçim süreci boyunca sürekli tekrar ettikleri demeçlere, attıkları sloganlara, kendilerine destek verdiğini söyleyen insanların tehdit içerikli söylemlerine bir baksınlar. Kendilerine açıktan desteklerini açıklayan söyleyen terör elemanlarına nasıl bir tavır koyduklarına bir baksınlar. Dün bir TV kanalında Sayın Prof. Ersan Şen, aynı şeyleri söylemektedir. Karşı tarafa hakaret etmek, yok saymak yerine kendi seçim taktiklerini, şöyle bir gözden geçirsinler. Biz öz eleştiri yapsınlar. Taraftarları da artık Ülkeyi geren açıklama ve eylemlerden vaz geçsinler.

Bunlar gerçekleştiği zaman göreceğiz ki; gerilim ortamı kendiliğinden ortadan kalkacaktır. O zaman Ülkemizin var olan güzelliklerini daha iyi göreceğiz, Ülkemiz insanının var olan iyi niyetli taraflarını daha iyi keşfedeceğiz. Birlikte ve sorunsuz bir şekilde yaşamayı daha iyi kavrayacağız. Bütün bunları yaparken Ülkemizde sorunlar olmayacak mı? Tabii ki olacak ancak, sabırla, çalışarak, birbirimizi anlayarak bu sorunları çözeceğiz. Dünya kurulalı beri gerilimin kime ne faydası olmuştur ki; bize faydası olsun...

Bu ÜLKE BİZİM, BİZ BU TOPRAKLARDA YAŞIYORUZ. Bu toprakları en güzel şekilde yaşanılan yerler yapmakta, bizim elimizdedir.

Haydi hep birlikte daha güzel, daha başarılı günleri elde etmek için, çalışmaya gayret göstermeye... Herkes kendi üzerine düşen görevi layığı ile yaparsa, Memleket zaten gelişir ve güzelleşir. Kimseye muhtaç olmaz...

Ülkemizin zenginliklerini hep beraber görelim. Bugün batılı bilim adamları Ülkemizdeki yer altı zenginliklerinin çok fazla olduğundan söz etmektedirler. Yer üstü zenginlikleri ise, tarım açısından zaten bellidir. Dünyada bu kadar nimetin Yüce Allah tarafından insanlara, özellikle bizlere sunulduğu başka coğrafya var mıdır? Bazen şükretmeyi de ihmal etmeyelim.

O halde, Bu Ülkeyi geliştirmek, güzelleştirmek boynumuza borçtur... Gelecek neslimiz adına, bu gayreti göstermeliyiz...