Geçen hafta ders kitaplarının muhtevasına değinmiştik.

Bu haftada kanayan yara olan kaynak kitaplar konusuna değinelim istedik.

''Ders kitapları çocukları sınava hazırlamaya yetmiyor.

Ders kitaplarının içi öyle boş ki çocukların mutlaka yardımcı kaynaklarla desteklenmesi gerekiyor.''

Kim diyor bunları?

Öğretmenlerin, okul yöneticilerinin ve velilerin bir kısmı…

Gerçekten öyle mi peki?

Bu soru da bu sorunun cevabı da esasında hiçbir işe yaramıyor.

Ders kitaplarının içi boş diyenlerin haklı ya da haksız olması değil mesele.

Mesele, bu ülkede çocukların kaynak kitaba zorlanmasıdır. Bu zorlama işinde masum olan hiç kimse, hiçbir kurum yok.

Okul ve ailenin bir araya gelerek yaptıkları işbirliği ile bu sorunun önüne kimse geçemiyor maalesef.

Bakanlık merkez teşkilatı ve taşra teşkilatı, yöneticilere ne yaparsa yapsın bunun önünü alamıyor.

Öğretmen, bir şekilde okul idaresini de veliyi de yardımcı kaynak alma konusunda ikna ediyor.

Liseye ve üniversiteye giriş sınavlarında istediğin kadar yoruma dayalı soru sor, değişen bir şey olmuyor.

“Bilgiye dayalı sorular da var, bilgiye dayalı sorular için de ders kitapları yetersiz.” deniliyor.

Çocuklarının geleceğini düşünen veliler de bu tespite ikna oluyor.

Öğretmenin de işine geliyor bu durum.

Kaynak kitap alan öğrenci öğretmene çok fazla yük olmuyor.

Kaynak kitapla sınava çalışan aynı zamanda zaten ücretli/ücretsiz kurslara da giden çocuklar bir şekilde başarılı oluyor, bu da öğretmenin hanesine başarı olarak yazılıyor.

Veliyi ikna eden öğretmen direkt haklı konuma geçiyor, bu durum emsal teşkil ettiği için kaynak kitap istemeyen öğretmen mesleki anlamda yetersiz görülüyor.

Ortada müthiş bir ticari döngü de var.

Veli “Yeter ki çocuğum başarılı olsun.”diye verdiği paraya acımıyor.

Öğretmen de başarılı görüleceği için halinden memnun.

Okul yöneticileri de okulun başarısını yükseltiyor diye bu durumdan memnun.

Kısaca herkes bu işi seviyor.

En çok da kaynak kitap basan yayınevleri!

Onların işi de gıcır.

Memnun olmayan bakanlık ve bakanlığa hesap verme makamında olanlar.

Bakanlık bu yıl ders kitaplarının yanında ücretsiz kaynak kitabı da vereceğini açıkladı.

Bu işe yarar mı? Bekleyip görmek lâzım ama eğitim camiasını bu konuda ikna edebileceklerini sanmıyorum.

Peki, ne yapılmalı?

Bize göre bakanlık bu işe ciddi anlamda el atmalı.

Tabi ki illere yazı gönderip, ''Yardımcı kaynak kitap yasak'' diyerek değil...

Dört başı mamur bir komisyon kurulmalı, kurulan komisyona alanında yetkin, nitelikli insanlar seçilmeli ve ciddi bir denetim mekanizması ile bu ders kitabı yazma işi bir yoluna konulmalı.

Her sene öğretmenlerin de öğrencilerin de velilerin de okul yöneticilerinin de canını sıkan bu garabete bir son verilmeli.

Gerçekten çok can sıkıcı bir durum...

Dışarıdan yapılan gözlemlere bakılırsa ortada ciddi bir başıboşluk görünüyor.

Meşakkatli bir iş eyvallah ama bu sorunu çözüme kavuşturmak bir zorunluluktur...