Bakma, Görme, Kalple Kavrama üç ayrı olgudur.

Şanı yüce olan Allah, Kitabı olan Kur’ân’da bu üç olguya bir ayet içinde mazi sığaları Nazare, Rea ve Ebsara olan üç ayrı fiille yer verir:

وَاِنْ تَدْعُوهُمْ اِلَى الْهُدٰى لَا يَسْمَعُواۜ وَتَرٰيهُمْ يَنْظُرُونَ اِلَيْكَ وَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ

“Eğer onları doğru yola çağırırsanız işitmezler. Onları sana bakar durumda görürsün ama onlar gerçekleri görmezler. “ (A’raf 198)

Kur’ân’da “bakma” anlamına kullanılan Nazara fiili “düşünme” manasını da içerir.

NİÇİN BAKMALI?
Kur’ân, “düşün” anlamını içerir şekilde “bak” der de niçin bakılmasını da öğretir.

Ana gaye Rabbimize yönlendirmektir;

Onun sınırsız yaratıcı kudreti, rahmeti ile kucaklaştırmaktır;

Ölüm ötesi hayatı yaratmaya muktedir olduğunu kavratmaktır;

Bakılıp görülen nimetler ve güzelliklerin zirvede olanlarını içeren Cennetlere özlem oluşturmaktır;

Dünya hayatını adalet ve ahlâk temelleri üzerine oturtmaktır.

KUR’ÂN VE TABİAT ÂYETLERİ
İndirilen âyetler olan Kur’ân âyetleri ile yaratılan âyetler olan tabiat varlıkları ve olaylarına baktığını gördüğümüz bazı insanlar, bilim adamları ve ilahiyatçılar akıllarını gereğince kullanarak imanla bakamadıkları için Allah’ın yaratıcı ve yaşatıcı gücünü göremezler. Ona yönelemezler. Hayatı dünya ile sınırlandırarak karanlığa gömerler, ölüm ötesini aydınlatamazlar, yaşamı konumlandırıp amaçlandıramazlar.

Onlar görme amacıyla kendilerince bakarlar, bakılmasını da isterler ama İslami hakikatler karşısında sağır, kör kalırlar. Bilimsel şarlatanlıklar yaparlarsa da gerçeklere dilsiz kesilirler.

Şimdi Rabbimizin, kitabı olan Kur’ân ile Nazara fili ve türevlerini kullanarak “bak” dediğine bakalım.

BAKINIZ
“Şöyle de: “Göklerde ve yerde ne muhteşem mucizeler var, bakın da ibret alın!” Fakat inanmaya gönlü olmayan bir topluma, bunca deliller ve uyarılar bile fayda vermez.” (Yunus 101)

“De ki: “Yeryüzünü dolaşın ve Allah’ın nasıl yaratmaya başladığını bakınız. İşte Allah bundan sonra, aynı şekilde ahiret hayatını da yaratacaktır. Çünkü Allah herşeye güç yetirendir.” (Ankebut 20)

“Allah’ın rahmetinin eserlerine bak ki, yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şüphesiz o ölüleri de diriltecektir. O her şeye güç yetirendir.” (Rûm 50)

BAKSIN
“İnsan, yediğine de bir baksın!”

Şüphe yok ki biz, bir yağmurdur, yağdırdık.

Sonra yeryüzünü bir iyice yardık.

Derken orada tohumlar bitirdik.

Ve üzüm ve yoncalar.

Ve zeytin ve hurma.

Ve çeşitli büyük ağaçları bulunan bahçeler.

Ve meyveler ve otlaklar.

Sizin ve küçük ve büyükbaş hayvanlarınız için (Abese 24-32)

***

“İnsan neden yaratıldığına bir baksın”.
O spermalı bir sıvıdan yaratılmıştır
(Erkeğin) beli ile (kadının) leğen kemiği arasından çıkan.
Elbette O, (insanı yoktan var eden) onu yeniden (hayata) döndürmeye de kâdirdir:
Bütün sırların ortaya serileceği Gün, “ (Tarık 5-9)

BAKMIYORLAR MI?
“Hâlâ mı bakmazlar deveye, nasıl da yaratılmış?

Ve göğe, nasıl da yüceltilmiş?

Ve dağlara, nasıl da dikilmiş.

Ve yeryüzüne, nasıl da yayılmış?” (Ğaşiye 17-20)

***

“Onlar hiç yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce yaşamış olanların sonlarının ne olduğuna bakmazlar mı? Onlar ki, kendilerinden daha güçlü idiler, yeryüzünü onlardan daha çok değerlendirmiş, daha derin izler bırakmışlardı ve dünyayı daha fazla mamur etmişlerdi. Onlara da elçiler, delillerle gelmişlerdi. Gerçekleri reddedip sonunda yok olup gittiklerinde, Allah onlara haksızlık yapmış değildi, ama onlar kendi kendilerine haksızlık edip, yaratılış gayesi dışında yaşamaya çalışmışlardı.” (Rûm 9)

BAK /BAKIN
“Artık sen uyarılıp da yola gelmeyenlerin sonu nasıl oldu bir bak,?” (Yunus 73)

“Onlara de ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın ve geçmiş toplumları, medeniyetleri araştırın da, hakikati yalanlayanların sonu nice olmuş, bir bakın.” (En’am 11)

“Yöneticilerinize bizi sürü olarak yönet demeyin. Bize iyice bak da gerekli geliştirici kararları al, deyin. Rabbinizin emirleri ve yasaklarını dinleyin. Allah’ın insanlar üzerindeki egemenliğini tanımayarak/insanı insan üzerinde tanrılaştırarak sürüleşen kâfirlere acı verici bir azap vardır.” (Bakara 104)

***

Rabbim bizleri görme amacıyla kafa gözü ile bakıp da kalp gözüyle görenlerden ve kulca yaşayarak ebedi Cennetlere ereceklerden kılsın.