"TÜRKİYE DÜNYANIN EN CÖMERT ÜLKESİ"

Türkiye'nin dünyanın en cömert ülkesi olduğunu ifade eden ​Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, "Bunda elbette hayırsever milletimizin dünyanın dört bir yanındaki mazlumlara karşı duyarlılığı çok önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, Devletimizin son yıllardaki 'mazlumların sesi Türkiye' şeklinde özetleyebileceğimiz politikaları da büyük bir etkendir" dedi. Dünyanın neresinde olursa olsun kimin başına bir şey gelirse yönünü Türkiye'ye döndüğünü belirten Kınık, bu durumun Arakanlı bir Müslüman için de Somalili, Sudanlı biri için de böyle olduğunu söyledi.

"KIZILAY 150 YILLIK GELENEKLERİ BULUNAN BÜYÜK BİR YARDIM ÇINARI"

150 yıllık gelenekleri olan Kızılay'ın büyük bir yardım çınarı olduğunu ifade eden Kınık, "Elbette Kızılay’ın insani yardım bütçesi çok büyüktür ve en çok acıyı dindirmek için planlar yapılması, bu planların takip edilmesi gerekmektedir" dedi. Kızılay’ın gelenekleri ve kurumsal kültürü ile çağımızın bilgi teknolojisini harmanlayarak bu büyük bütçeyi en verimli şekilde kullanmanın yolunu bulmuş olduğunu vurgulayan Kınık, "Kızılay’a kazandırdığımız Dijital Dönüşüm ile attığımız her adımın etkisini ölçebilme, atacağımız her adımı en sağlıklı verilerle planlayabilme imkanlarına sahibiz" dedi.

"BU ÜLKELERDE BEBEKLERİN YÜZDE 4'Ü BEŞ YAŞINA ULAŞMADAN ÖLÜYOR"

Dünya genelinde aşırı yoksulluğun pençesindeki insanların yaklaşık yarım milyarı İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkelerde yaşadığını belirten Kınık, yeterli sanitasyon hizmetlerine nüfusun yarısından azının erişim sağlayabildiğini söyledi. Bu ülkelerde doğan bebeklerin yüzde 4’ünün beş yaşına ulaşmadan öldüğünü ifade eden Kınık, "Silah zoru ile yurtlarını terk eden yaklaşık 69 milyon mültecinin yüzde 61’i yine İİT bölgelerinde yaşamaktadır. Bugün 135 milyon kişi çatışmalar ve doğal afetler nedeniyle yıkıma uğramış olup yardıma ihtiyaç duymaktadır ve bunların büyük çoğunluğu (yüzde 71’i) İİT ülkelerinde yaşamaktadır" dedi.

"İİT ÜLKELERİ ÇOĞUNLUKLA GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER"

İİT ülkelerinin çoğunlukla gelişmekte olan ülkelerden oluştuğunu buna rağmen ortalama Küresel Açlık Endeksi'nin (GHI) 21 puanla çok yüksek olup ciddi bir açlık seviyesine işaret ettiğini söyleyen Kınık, "Buna ek olarak, 2009-2013 yılları arasında dünyadaki gelişimi yetersiz çocukların üçte biri ve normalden az kilolu çocukların %20’si İİT ülkelerinde bulunuyordu. İİT ülkelerinin çoğu 'kötü beslenmenin çift taraflı sıkıntısını' da yaşamaya eğilimlidir; bazen hem yetersiz beslenme hem de aşırı beslenme bir arada ve yüksek seviyelerde görülmektedir" dedi.

"18 MİLYON KİŞİ ACİL DIŞ YARDIMA İHTİYAÇ DUYMAKTA"

Afetlerin ve felaketlerin İİT bölgesinde bulunan birçok Kızılay ve Kızılhaç Ulusal Derneği’nin müdahale kapasitesi ile tek başına başa çıkamayacağı boyutlarda olduğunu belirten Kınık, "Yemen, Suriye, Irak, Libya, Filistin, Lübnan, Afganistan, Bangladeş-Myanmar ve Somali’deki gibi müzmin ve yıkıcı krizler müşterek müdahalenin ve işbirliğinin zaruri olduğu boyutlardadır. Örneğin; Yemen’de 8 milyon kişi şiddetli gıda güvensizliği yaşamaktayken, 18 milyon kişi acil dış yardıma ihtiyaç duymaktadır" dedi.

ARAKAN KRİZİ

Arakan krizi sonucunda Myanmar’da gördükleri şiddetten kaçıp Bangladeş sınırlarına geçen 600 bin kişilik yeni mülteci akınının dünyanın en yoğun nüfuslu mülteci yerleşim bölgesinin oluşmasına sebep olduğunu ifade eden Kınık, "Öte yandan, Suriye krizinin etkisi ile 5.3 milyon Suriyelinin Türkiye, Lübnan, Ürdün, Irak ve Mısır gibi civar ülkelere sığınmasına yol açmış, bu durum bölgedeki ulusal derneklerin müdahale güçlerinin de zorlanmasına sebep olmuştur. İstanbul’da oybirliği ile kabul edilerek hayata geçen İİT Bünyesindeki ülkelerin Kızılay Kızılhaç Derneklerinin Birliği işte bu tek başına üstesinden gelinemeyecek sorunlara karşı daha etkin bir mücadeleyi hayata geçirecek, daha fazla muzluma daha hızlı yardım etme imkanı verecektir" dedi.

"HİÇBİR AD ALTINDA HİÇBİR ÜCRET ALMADAN GÖREV YAPIYORUZ"

Hiçbir ad altında hiçbir ücret almadan görev yapmakta olduklarını söyleyen Kınık, "Büyük bir sorumlulukla yürüttüğümüz faaliyetlerde “sıkıntı” değil, tam tersine büyük bir iç huzuru, büyük bir mutluluk var. Bizler bu görevi Allah rızası için yapıyoruz. Onun için de görevin kendisinden kaynaklanan sıkıntılar bize hiç dert olmuyor. Tek sıkıntımız ise daha fazla insana yardım edememekten kaynaklanıyor" dedi.

"DÜNYA DAHA AZ VİCDAN İLE YÖNETİLEN ÜLKELERDEN OLUŞMAYA BAŞLADI"

Acı çeken, mağdur olan, herhangi bir yardım bekleyen bir mazlumu geride bıraktıkları takdirde sıkıntılı günlerin ve gecelerin asıl o zaman başladığını belirten Kınık, dünyanın daha az vicdan ile yönetilen ülkelerden oluşmaya başladığını söyledi.

"DÜNYADAKİ POLİTİK ÇEKİŞMELER MİLYONLARCA İNSANI YURDUNDAN KOPARTIYOR"

Milyonlarca insanın gelişmiş ülkelerin sadece israf ettiği kaynaklarla hiçbir sıkıntı yaşamadan hayatını sürdürebileceğini ifade eden Kınık, "Dünyadaki politik çekişmeler milyonlarca insanı evinden, yurdundan, ailesinden hatta hayattan kopartıyor. Ancak onlara sadece rakam olarak bakıyor. İşte bunlar bizim için büyük sıkıntı anlamına geliyor" dedi.

"KANLARA DÜNYA STANDARTLARINDA TESTLER UYGULANIYOR"

Türkiye’deki kan ihtiyacının yüzde 90’a yakınını Kızılay'ın tamamen gönüllülerden almakta olduğunu ifade eden Kınık, kanlara dünya standartlarında testler uygulandığını, her bir ünite kanın 3 bileşenine ayırmakta ve bin 200’e yakın hastaneye sürekli olarak ulaştırıldığını belirtti.

"HER GÜN YAKLAŞIK 300 EKİP İLE 10 BİN ÜNİTE KAN TOPLAMAMIZ GEREKİYOR"

Kanın uzun süre saklanabilen bir tedavi aracı olmadığını, bu sebepten dolayı Kızılay'ın her gün yaklaşık 300 ekip ile 10 bin ünite kanı toplaması, işlenmesi ve dağıtması gerektiğini söyleyen Kınık, "Elbette arkadaşlarımız bu sorumlulukla hareket ediyor ancak bazen mevsim koşulları bize zorlayabiliyor. Çok soğuk olduğu kış günlerinde, çok sıcak olan yaz günlerinde kan bağış oranlarımız dolayısıyla da kan stoklarımız düşüyor. Çağrımız yoğun kar yağışlarının gerçekleştiği günlerde yapıldı. Günlük 7 binlere kadar düşen bağış sayımız çağrımızla birlikte günde 13 bin ünite civarına çıktı. Bir kez daha tüm ihtiyaç sahipleri adına duyarlı milletimize teşekkür ediyoruz" dedi.  

SAĞLIK BAKANLIĞI İLE ORTAK PROJE: TÜRKÖK

Sağlık Bakanlığı ile kemik iliği konusunda TÜRKÖK adlı büyük bir proje yürüttüklerini ifade eden Kınık, Türkiye'nin kemil iliği veri bankasını oluşturduklarını belirtti. Kınık, ilk etapta Sağlık Bakanlığı'nın belirlediği hedef olan 500 bin donöre ulaşmak olduğunu söyledi.

Kınık sözlerini şu şekilde sonlandırdı:

"Her yıl hedeflerin üzerinde bir donör sayısı ile yılı kapatıyoruz. Bu yıl sonu itibariyle de Bakanlığımızın bizden istediği donör sayısına ulaşacağız. Projenin başından beri kemik iliği hastaları ile donörler arasında uyuşma 3 bine yaklaştı. Yaklaşık 900 nakil gerçekleşti. TÜRKÖK’te planlanan çerçevede çalışmalar sürüyor. Bir işi doğru Kurumlar doğru bir yöntem ile yaparsa geçmişin kötü anıları da siliniyor. Soruda adını andığınız olay bizim çalışmalarımızı etkilemedi hiçbir şekilde."

Polemik Haber/ Atila Bayramoğlu