Sosyal medyanın hayatımıza girmeye başladığı 2004 yılından sonra hayatımız daha farklı anlamlar kazanmaya başladı. Basın ve enformasyon önceden tek taraflı iken günümüzde iki taraflı olmaya başladı. Sadece haberi yapan değil, haberi alanda da haber konusunun içinde bulunuyor.

Sosyal medyanın ve akıllı telefonların bize kazandırdığı en önemli unsurlardan bir tanesi de vatandaş gazeteciliğidir. Artık elinde kameralı telefonu olan ve sosyal medyayı kullanan herkes bir gazeteci edasıyla hareket edebiliyor. Görgü tanıdığı olduğu bir olaya haber değeri katarak kaydedip yayınlayanlar; kişileri ve kitleleri etkileyebiliyor. Bu durumun olumlu tarafları olduğu kadar, her haberin dünyanın bir ucundan diğer ucuna gidebildiği kadar olumsuz tarafları da var.

Ülkemizde sosyal medyanın kullanılmaya başlamasıyla önem kazanan vatandaş gazeteciliği ABD’de 1990’lı yıllara kadar uzanan bir geçmişse sahip.  ABD’de özellikle okur kitlesi düşmeye başlayan dergi ve medya kuruluşları, gazetecilik maliyetlerini düşürmek amacıyla halktan gelen haberlere de yer vermeye başlamış bu sayede yeni bir habercilik sisteminin zeminini hazırlamıştır.

Günümüzde neredeyse tüm ajanslar ve haber kuruluşları vatandaş gazeteciliğinden faydalanmakta, WhatsApp iletişim hatları üzerinden aldıkları haberleri yayınlamaktadırlar.

Vatandaş Gazeteciliğinin Olumsuz Tarafları

Vatandaş gazeteciliği dediğimiz gibi bir mahallede, bir yerelde yaşanan olayın kısa sürede tüm dünyaya ulaşmasını sağlarken, üretilmiş, sahte, manipülatif ve spekülatif haberlerin de hızlı şekilde yayılmasına zemin hazırlıyor.

Sadece haber kuruluşları kanalıyla değil özellikle sosyal medya aracılığıyla yalan ve kurgu haberlerin hızlı yayıldığı görülmektedir. Araştırmalara göre, spekülatif bir haberin sosyal medya aracılığıyla ülke geneline yayılması 60 saniye (1 dakika) gibi bir hıza sahip ki bu da son derece korkutucu bir süre…

Sosyal Medyada Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Bir gazeteci, profesyonel bir basın mensubu veya dijital iletişim uzmanı değilsek sosyal medyayı nasıl kullanmalı, gördüğümüz paylaşımlara nasıl yaklaşmalı, nelere inanıp nelere inanmamalıyız? İşte bu soruların cevabı hem bizim için hem de ülkemiz için son derece önemlidir.

Sosyal medyada eleştirel yaklaşıma sahip olup, paylaşımları doğru analiz etmeye medya okuryazarlığı deniyor. Her bireyin kişisel medya okuryazarlığı alanına eğilmesi ve geliştirmesi gereklidir.

Sosyal medyada ortaya atılan yalan ve kurgu bir paylaşımın ülke geneline yayılmasının 1 dakika sürdüğünü ifade etmiştik, sonrasında ise bu paylaşımın doğrulanma işlemi yapılıyor ve yalan olduğu ortaya çıkıyor. Gelin görün ki doğrular, yalanlar kadar hızlı yayılmıyor.

Ülkemizde Duyum.net gibi haber doğrulaması yapan platformlar mevcut, bu platformlar sosyal medyada gündem olmuş olan haberleri derinlemesine inceleyerek delilleriyle birlikte işin aslını kamuoyuyla paylaşıyorlar. Her ne kadar doğrusu ortaya çıkmış olsa da ilk paylaşımı görenlerin çoğunluğu ikinci doğrulanmış/yalanlanmış haberi görmüyorlar. Görseler de bu sefer ilk haberi ortaya atanların ikinci spekülasyonuna maruz kalıp “gerçekleri çarpıtıyorlar” algısına kapılıyorlar. Bunu dünyayı sarıp etkisi altına alan Yeni Koronavirüs’ün ülkemize yeni geldiği zamanlarda çokça gördük. Sağlık Bakanlığı’na ait olduğu iddia edilen sahte belgeler elden ele dolaşırken gerçekler ortaya çıkmasına rağmen halkın bir kesiminde “gerçekleri gizliyorlar” algısı hâkim oldu. Özellikle muhalif görüşe sahip kişilerin bu algıya daha kolay yenildiklerini çok net gördük.

Algı Yönetimi ve Savunma Yapma

Araştırmaya göre sahte bir içeriğe inanma eğilimi siyasi yanlılıktan ziyade muhakeme ve analitik düşünme eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu tarz insanlar sahte haberlere ve paylaşımlara inanmaya daha yatkındır.

Bilimsel açıdan her gördüğümüze mukayese etmeden, aslını ve kaynağını araştırmadan inanmak cahillikten veya saflıktan değil, düşünme eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu rencide edici bir söylem olsa da maalesef gerçektir.

Aslında savunmanın nasıl yapılacağı da bu söylemin içerisinde saklı; mukayese yeteneğini geliştirmek, düşünmek ve eleştirel yaklaşmak… Bize bir haber ulaştığı zaman direkt inanmak yerine öncelikle kaynağını sorgulamamız lazım, kaynak güvenilir mi diye sormalıyız. Eğer kaynak güvenilir değilse paylaşmamalı, kaynak güvenilirse de ikinci soruyu sormalıyız. Bu haber faydalı mı diye… Eğer bize veya okuyana faydalı olmayacağına inandığınız bir içerik ise yine paylaşmamalı, eğer faydalı bir içerikse o zaman paylaşmalıyız.

Devlete ve hükümete muhalefet etmek amacıyla göz göre göre yalan haber yazan, yazısı iyice yayıp algı geliştikten sonra haberin içeriğini güncelleyerek değiştiren haber siteleri olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu aflıya karşı son derece dikkatli olmak gerekiyor. Mukayese ve kişisel medya okuryazarlığı yeteneğini geliştirmek gerekiyor.