Diyarbakır temasları devam eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, merkez Kayapınar ilçesinde yer alan bir otelde iş dünyası temsilcileri ile bir araya geldi. Burada konuşma yapan Yılmaz, Türkiye'yi güvenliği, refahı, huzuru, işi, aşı, büyük afetler ve küresel krizler karşısında direnciyle Türkiye vizyonu çerçevesinde büyüttüklerini dile getirdi. 22 yıllık iktidar sürecinde rotalarının sürekli millet tarafından çizildiğini söyleyen Yılmaz, "AK Parti olarak 22 yıldır ülke yönetiminde yer alıyoruz. Bu süreçte temel rotamız her zaman millet tarafından çizildi. Milletimiz bizden neyi talep ediyorsa biz siyasetimizi ona göre şekillendirdik. Dolayısıyla milletimizle her konuda istişarelerle yolumuza devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız liderliğinde bu zihniyeti anlayışı bugüne kadar getirdik, bundan sonra da böyle devam edeceğiz. Amacımız milletimizin hayatını daha kolaylaştırmak, refahını artırmak ülkemizi yörelerimizi daha iyi yerlere taşımak. Buradan da ülkemize, bölgemize daha kaliteli kamu hizmetini sunabilmek. Bunu da tüm Türkiye'de yapmak" dedi.
"Bizim başından beri bir sloganımız oldu oda bölgesel milliyetçilik yapmamak" diyen Yılmaz, "Etnik milliyetçilik yapmayacağız dedik, dini milliyetçilik yapmayacağız. Batıda ne varsa doğuda da olacak, kuzeyde ne varsa güneyde de o olacak. Bu zihniyetin sonucu olarak çok ciddi yatırımlar yaptık. Geçmişte ihmal edilmiş, yeterince hizmet görmemiş bölgelere tabiri caizse pozitif ayrımcılık yaptık. Ciddi kaynaklarla şehir merkezlerinde kırsallarda yaşam kalitesini artırmaya çalıştık. Bugün de küresel ölçekte ülkemizde yaşanan sıkıntılara rağmen bu hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Yatırıma, üretime ve istihdama öncelik vererek Türkiye'yi büyütmeye gayret ediyoruz. Türkiye'nin büyümesinin nimetlerini kapsayıcı büyüme anlayışıyla tüm yörelerimize yaygınlaştırıyoruz." diye konuştu.
"DİYARBAKIR SON DERECE HUZURLUDUR. BUNU EN İYİ GÖREBİLDİĞİMİZ GÖSTERGELERDEN BİRİ GELEN TURİSTLERDİR"
Türkiye'yi, güvenliği, refahı, huzuru, işi, aşı, büyük afetler ve küresel krizler karşısında direnciyle Türkiye vizyonu çerçevesinde büyütüp ve güçlendirdiklerini belirten Yılmaz, şöyle konuştu:
"Bunu da en iyi gören ve bilen siz iş insanlarısınız diye düşünüyorum. Bu bölgemizde özellikle terör nedeniyle birçok hizmetin nasıl aksadığını, sermaye ve yatırımların bu bölgeden nasıl kaçıp başka bölgelere gittiğini en iyi bu yörede yaşayan insanlarımız biliyor. Terörün, şiddetin en büyük bedelini bu bölgemizde yaşayan insanlarımız görüyor. Bu tehditlerin ortadan kalktığı, huzurun oluştuğu ortamda da en büyük faydayı burada yaşayan insanlarımız görüyor. Çok şükür şu anda Diyarbakır son derece huzurludur. Bunu en iyi görebildiğimiz göstergelerden biri gelen turistlerdir. Geçen yıl Diyarbakır turistle dolup taştı. Bu sene biraz depremin genel algısı nedeniyle bir miktar düşüş var belki. Ama yine de geçmişle mukayese edilemeyecek ölçeklerde bir miktar düşüş söz konusu oldu. Onu da inşallah en yakın zamanda telafi ederiz."
"DİYARBAKIR'A 125 MİLYAR 778 MİLYON LİRALIK YATIRIM"
Depremden etkilenen illere yüzbinlerce konutun inşa edilmesi üzere kolları sıvadıklarını ifade eden Yılmaz, "Yönetimlerimiz döneminde Diyarbakır'a toplam yaptığımız yatırım, 125 milyar 778 milyon Türk lirasını bulmuş. Bu gerçekten önemli bir yatırımdır. Hiçbir dönemde Diyarbakır'a veya çevre illere bu kadar kamu yatırımı yapılmadı. Eğitimde neredeyse tüm mahallelerimizi okullarla donattık. Terör nedeniyle zarar gören Sur ilçemizi ve tarihi Suriçi'ni baştan sona yeniledik. Çok ciddi maliyetlerle hastanelerimizi modern imkanlara kavuşturuyoruz. Yeni yapılan Şehir Hastanemizin inşası başladı. Devasa bir hastane inşa ediliyor. Bir taraftan da üniversitemizin hastanesiyle ilgili yeni bir model çalışmaları sürdürüyoruz. Diyarbakır'a erişimi daha hızlı ve güvenli hale getirerek devlet yollarını 408 kilometreye, ilçe, belde ve köyleri şehir merkezine ulaştıran yolları ise 682 kilometreye çıkardık." şeklinde konuştu.
"6.5 MİLYON KONUTUMUZUN YENİLENMESİ KONUSUNDA DA KAPSAMLI BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜRECİNİN BAŞLATMIŞ DURUMDAYIZ"
Şehircilikte inşa ettikleri 20 binin üzerinde toplu konutla pek çok ilçe ve mahalleyi yeni baştan inşa ettiklerini aktaran Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Depremden etkilenen illerimize yüzbinlerce yeni konut inşa etmek üzere kolları sıvamış durumdayız. Ülke genelinde depreme hazırlık amaçlı depremden etkilenmemiş olsa da riskleri azaltmaya yönelik olarak 6.5 milyon konutumuzun yenilenmesi konusunda da kapsamlı bir kentsel dönüşüm sürecinin başlatmış durumdayız. Sadece bu yıl merkezi yönetim bütçemizden depremin yaralarını sarmak için yapacağımız harcama 762 milyar Türk lirası. Önümüzdeki 2 yılda bu harcamalar yine yüksek düzeyde seyredecek. Bu dediğimde sadece merkezi idarenin harcaması yerel yönetimleri saymıyorum. Kamu iktisadi teşekkülleri, sosyal güvenlik, İller Bankası bu tür harcamalar hariç burada. Onları da katarsanız neredeyse 1 trilyona yakın bir harcamadan bahsediyoruz. Büyük bir yük gerçekten. 11 ilimizi, 14 dört milyon vatandaşımızı etkileyen bir afetten bahsediyoruz ama inşallah devlet, millet dayanışması içinde bu ağır gücü de hep birlikte kaldıracağız."
"DİYARBAKIR'DA DEPREMDEN ETKİLENENLERE AFAD ELİYLE TOPLAM 2 MİLYAR 305 MİLYON LİRA NAKİT DESTEKTE BULUNDUK"
6 Şubat depreminden Diyarbakır'da depremden etkilenenlere AFAD eliyle toplam 2 milyar 305 milyon lira nakit destekte bulundukları bilgisini paylaşan Yılmaz, "Diyarbakır'da 19 bin 351 konut ve 2 bin 361 köy evi olmak üzere toplamda 21 bin 712 bağımsız bölüm inşa etmeyi planlıyoruz. Halihazırda bunlardan 6 bin 758'nin ihalesi yapılmış durumda. Diğerlerini de peyderpey hayata geçireceğiz. Ayrıca son dönemde meclisimizde bir düzenleme yaptık. Yerinde dönüşüm diyoruz, fay hattı üzerinde, dere yatağında olmamak kaydıyla. Sıvılaşmış alanda olmamak kaydıyla, birtakım diğer kriterleri karşılamak kaydıyla Çevre Şehirciliğin verdiği projelere ve denetimine uymak kaydıyla yerinde dönüşüme de müsaade ediyoruz. Bu kapsamda da 100 binlerce başvuru almış durumdayız. Diyarbakır'da da 3 bin 880 konut ve 444 ticari alan toplam 4 bin 324 başvuru aldık yerinde dönüşüm konusunda. Bu süreç devam ediyor. Burada 3 ayaktan oluşan bir stratejimiz var. Acil kısmını bitirdik. Şu anda çadırlarda bildiğim kadarıyla hak sahipliği anlamında kalan yok. Dolayısıyla o acil müdahale kısmı bitti." diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE YAKLAŞIK 20 MİLYON KONUT VAR, ÜÇTE BİRİNİN NEREDEYSE DÖNÜŞMESİ GEREKİYOR"
Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
"Önümüzdeki süreçte 3 başlığımız var. Birincisi kalıcı konutların inşa edilmesi, az önce bilgisini arz ettiğim, ikincisi konutlar yapmak yetmez altyapılarla konutları bütünleştirme. Altyapılarını rehabilitasyonu, rezerv alanlara yaptığımız konutlara ulaşım, elektrik yeri geldiğinde doğal gaz, sağlık hizmeti, eğitim hizmeti, spor hizmeti bütün bu altyapı yatırımlarını gerçekleştirmek. Üçüncü başlığımız ise ekonomik ve sosyal hayatı canlandırmak. Bu üç başlık altında risk kalkanı dediğimiz programımızın genel şemsiyesi altında hareket edeceğiz. Buna belki dördüncüyü de ilave etmek lazım. O da şu; deprem olmadan önce yaptığınız bir liralık harcama deprem sonrası yapacağınız 7 liraya karşılık geliyor. Dolayısıyla afetler olsun diye beklemek yerine riskleri analiz edip kriz yönetmek yerine risk üretmemiz lazım. İnşallah Diyarbakır'da da bu dönüşüm çalışmalarına hız vereceğiz. Bazı yasal düzenlemeler de bu çerçevede meclisimize gelebilir. Önümüzdeki bu dönem de kentsel dönüşümü hızlandırıcı daha etkili hale getirici bir süreç. Az önce bahsettim 6.5 milyon konutumuzun dönüşmesi lazım. Yaklaşık 20 milyon konut var Türkiye'de. Bunun üçte birinin neredeyse dönüşmesi gerekiyor. Dolayısıyla buradaki süreçleri hızlandırıp, riskli alanlarda dönüşümü sağlarsak yarın bir afet olduğunda Allah korusun bir ne can kaybı olur, ne de ciddi bir hasarla karşı karşıya kalırız. Bundan sonra buna daha fazla önem ve öncelik vereceğiz. Bu vesileyle Diyarbakır'da hayatını kaybeden depremde vefat eden vatandaşlarımıza, tüm deprem bölgelerinde vefat edenlere de tekrar Allah'tan rahmet diliyorum."
Diyarbakır'ın Türkiye'nin daha güçlü hale gelmesine en büyük desteği veren illerden biri haline geleceğini ifade eden Yılmaz, "Bağlar Millet Bahçesi'nden Silvan Barajı ve Babakaya Tüneli'ne kadar her alanda Diyarbakır'a değer katmak için çalışıyoruz. Atatürk Barajı'ndan sonra GAP'ın en büyük sulama barajı olan Diyarbakır'ın bana göre çılgın proje deniyor ya öyle, çılgın proje diyeceksek bu ismi hak eden projesi Silvan projesi. Bu projeyi bile tek başına hayata geçirmemiz bile Diyarbakır'daki ekonomik hayatı, istihdamı, Diyarbakır'ın ticaretini, sanayisini her şeyini dönüştürecektir. Dolayısıyla Silvan Barajı bütün unsurlarıyla sadece baraj gövdesinden bahsetmiyorum. Tünelinden ana kanallarına, tarla içi boyutuna varıncaya kadar, alt barajlarına varıncaya kadar. Silvan'da projesini, programını demek lazım belki. Hayata geçirdiğimizde. Diyarbakır çok farklı bir zenginliğe kavuşacak inşallah. Diyarbakır, bereketli bir coğrafya. Ticaret yolları üzerinde geniş arazileri var, genç nüfusu var. Kalkınmak için hani helvayı yapmak için ne gerekiyorsa var. Yeter ki doğru stratejilerle, doğru niyetlerle birlik içinde, beraberlik içinde, bazı konularda farklılıklarımızı bir kenara bırakarak Diyarbakır'ın geleceği üzerinde uzlaşalım. Bunu yaptığımız zaman inanıyorum ki Diyarbakır başka bölgelerin yükünü alan bir şehir haline gelecektir. Türkiye yüzyılının oluşumuna, Türkiye'nin daha güçlü hale gelmesine de en büyük desteği veren illerden biri haline gelecektir" ifadelerine yer verdi.
Programa, AK Parti Diyarbakır Milletvekilleri Mehmet Galip Ensarioğlu, Mehmet Sait Yaz, Suna Kepolu Ataman, AK Parti İl Başkanı Muhammed Şerif Aydın, partililer ve Diyarbakırlı iş insanları katıldı.