4 Şubat 2001'de geçirdiği trafik kazasında Hakk'a yürüyen merhum Vaiz ve Yazar Mahmud Esad Coşan'ın bir konuşması sosyal medyada paylaşıldı.
Coşan'ın konuşması kullanıcılar tarafından büyük ilgi görürken, "Sen sevildiğini bil. Sen mü'min olduğun için sevildiğini bil. Sen zikredebiliyorsan, Allah'ın sana zikir müsaadesi verdiğinden zikreebildiğini bil. Allah'a daha sevgilyle ibadet et." sözleri dikkat çekti.
Mahmud Esad Çoşan kimdir?
Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Ahmetçe köyünde doğdu. Babası Halil Necati Efendi, annesi Şadiye Hanım’dır. Büyük dedesi Molla Abdullah tahsilini İstanbul’da tamamlamış, Nakşibendî-Hâlidî şeyhi Gümüşhânevî’ye intisap etmiş, İstanbul’da Fâtih medreselerinden icâzet alan dedesi Molla Mehmed, I. Dünya Savaşı’nda şehid olmuştur. Babası Halil Necati Efendi ailesiyle birlikte 1942 yılında İstanbul’a gelip İstanbul Müftülüğü’nde göreve başladı. Mahmut Esat ilk ve orta öğreniminden sonra girdiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi Bölümü’nden 1960’ta mezun oldu.
Aynı yıl Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde Klasik Dinî Türkçe Metinler Kürsüsü’ne asistan olarak tayin edildi. Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri adlı teziyle 1965’te doktor, Hacı Bektâş-ı Velî: Makālât adlı çalışmasıyla 1973’te doçent, Matbaacı İbrâhîm-i Müteferrika ve Risâle-i İslâmiyye isimli takdim teziyle 1982’de profesör unvanını aldı. Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde, 1967-1968 öğretim yılında yine Ankara’da bir özel yüksek okulda, 1977-1980 yıllarında Sakarya Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi’nde çeşitli dersler okuttu.
1987’de kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Esat Coşan, henüz orta öğretim yıllarında iken babasının yanında Nakşibendî-Hâlidî şeyhlerinden Serezli Hasib Efendi ve Abdülaziz Bekkine’nin sohbetlerine katılırdı.
Bekkine’nin vefatından sonra Mehmet Zâhit Kotku’ya intisap etti. 1960’ta şeyhinin kızıyla evlendi ve bu evlilikten iki kızı, bir oğlu oldu.
1977’den itibaren şeyhinin emriyle İskender Paşa Camii’nde pazar günleri Gümüşhânevî’nin Râmûzü’l-ehâdîs’ini okutmaya başlayan Coşan, aynı yıllarda kış aylarında Ankara Hacı Bayrâm-ı Velî Camii’nde haftanın belli günlerinde Râmûzü’l-ehâdîs’e devam etti. Yine o yıllarda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ek hizmet binası olarak kullanılan Ulus’taki Ankara Palas Oteli’nde özellikle üniversite öğrencilerine yönelik Türk edebiyatı ve Osmanlıca seminerleri düzenledi. Devlet Planlanma Teşkilâtı’nca oluşturulan komisyonda yer aldı ve Türkiye’nin Mânevî Kalkınma Raporu’nu hazırladı.
Mehmet Zâhit Kotku’nun vefatının (1980) ardından onun yapmış olduğu irşad hizmetlerini devam ettirdi. Bu maksatla oluşturduğu ders ve sohbet halkalarının yanı sıra medya alanında da faaliyet gösterdi. Bu çerçevede yayımlanmasına öncülük ettiği İslâm, Kadın ve Aile, İlim ve Sanat, Gülçocuk, Panzehir gibi haftalık ve aylık dergilerde başyazılar yazdı. Sağduyu adlı günlük gazetenin, ulusal ve uluslararası frekansta yayın yapan Akra FM radyosunun ve yerel yayın yapan Ak TV’nin kurulmasında rol aldı, buralarda periyodik konuşmalar yaptı.
Çeşitli vakıf ve derneklerin oluşumuna katkı sağladı. Hakyol Eğitim Yardımlaşma ve Dostluk Vakfı, İlim Kültür ve Sanat Vakfı, Sağlık Vakfı, İlim Kültür, Ahlâk ve Çevre Derneği ile Hanımlar Derneği bunlardan bazılarıdır. Hakyol Vakfı bünyesinde İstanbul’da bir hadis enstitüsü, Ankara’da da fıkıh enstitüsü kurdurdu.
Ancak ülkedeki siyasal ortamın elverişsiz şartlarının faaliyetlerini engellemesi üzerine 1998’de Avustralya’ya gidip yerleşti. Burada birçok cami, kültür merkezi ve kurumların açılmasına öncülük etti. Bir cami açılışına giderken Dubbo şehri yakınlarında geçirdiği trafik kazasında damadı Ali Yücel Uyarel’le birlikte 4 Şubat 2001 tarihinde vefat etti. 8 Şubat 2001’de İstanbul’a getirilen naaşı ertesi gün Fâtih Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Eyüpsultan Mezarlığı’na defnedildi.