Ahlak! İlla Ahlak!

Maddeleşme - dünyevileşme bağımlılığı yüzünden Kur’an-ı Kerim, Siyeri Nebi ve Ahlak derslerini bile çocuklarımıza tercih ettirmede tembel olduk!

Sakat arabayı sağlam satan, teraziyi eksik tartan, çek ve senedindeki sözünde durmayan, sözleşmelerine uymayan fert ve toplumları zengin etmek, azgınlığını artırmaktan başka neye yarar ki?

Fakirlikte, azdıran zenginlikte, cahillikte, amelsiz bilgilerde ahlaki değerleri yok eden bünyeye zarar veren mikroplardır.

“Gezdim Halep ile Şam’ı eyledim İlmi talep!

Meğer İlim bir hiç imiş! İlla Edeb İlla Edeb!”

Yalanı, sahtekârlığı, dedikoduyu, gıybeti, iftirayı, şantajı, hata ve günah araştırmalarını ölü kardeşinin etini yemekle eş tutan bir İslam Ahlakı İnkılabına o kadar muhtacız ki!

Doğruluk, dürüstlük, güven, vefa, sadakat, emanet ahlakını sağlayacak bir İnkılabı İslam Eğitimine ve Ehliyetli ehil kadrolara o kadar muhtacız ki!

Etrafımızdaki; kişiliksiz ehliyetsizlik hastalığıyla dalkavuklaşan yağcı, şakşakçı ve pohpohlayıcı, kapı kulu amigolar yüzünden ahlaki değerlerimizi ve birbirimize davranış ilkelerini özler olduk!

Mal ve Makamlara esir olan nefislerimiz, gözlerimizi ve kulaklarımızı hakikatlere kör ve sağır eyledi. Dost ve Düşmanlarımızı karıştırır olduk! Eskimez dostları tanıyamaz olduk! Daima güç ve güçlüden yana olan Ganimet koliklerle ahbap çavuşlar olduk!

Yokluk ve zulüm zamanlarında birbirlerine sarılan kardeşlerimizin, varlık ve özgürlük zamanında birbirlerinin boğazlarına sarıldıklarını ibret, hayret ve esefle izliyoruz!

Hâlbuki ki; Yüce Dinimiz İslam’ın özeti;

“Halık’a Saygı, Mahlûka Şefkat ve Güzel Ahlak” tır!

Yani; “Yaratıcımız Allah’a sevgiyle itirazsız itaat ederek saygılı olmak!

Yaratılan canlı ve cansız her şeye, merhamet ederek acımak!

Ve Yaratıcıyla Yaratılanlar arasında sevgi, saygı ve merhameti sağlayan edep, huy ve ahlak sahibi olmak!

Bu üç cümle, İslami ilkelerin özeti ve helal ve haramların var oluş sebepleridir! Tüm İbadetler yani Kulluk ödevlerimiz bu üç bölüm içindir!

 “En güzel Ahlak üzere Yaratılan” Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimiz “Ben ancak güzel Ahlak ilkelerini tamamlamak için gönderildim” buyurarak, bizlere Yaratıcıya Sevgi ve Saygının, Yaratılanlara merhametin Güzel Ahlak ile olabileceğini öğretmektedir.

Uhud Savaşında, Okçular tepesini terk ederek efendimizin emrini dinlemeyerek 70 Sahabenin şehadetine sebeb olan 35 Okçu Sahabeyi Peygamberimiz merhametle kucaklayınca (Ey Peygamber! Uhud gazvesinde olduğu gibi ve her zaman) Allah'tan gelen merhamet sayesinde onlara yumuşak davrandın. Eğer sert, katı kalpli biri olsaydın, kuşkusuz çevrenden (ve İslam’dan) uzaklaşırlardı. O halde onları bağışla, kendileri için Allah'tan af dile ve toplumu ilgilendiren her konuda onlarla müşavereye devam et!  Ama karar verince artık uygula. Allah'a güven. Zira Allah, kendisine güvenenleri sever. ( Ali İmran S.59)” İlahi Mesajda güzel ahlakı sebebiyle Sevgili Peygamberimiz tebrik edilirken, Toplumun öncülerine ve hepimize ders ve talimat veriliyordu!

Bu ilahi ültimatom gereği, başta İktidarımız, STK’larımız, Medyamız, Bürokrasimiz, İşverenlerimiz nesillerimizi geleceğe hazırlarken. ”İlla Ahlak illa Ahlak!” ilkelerinden asla taviz vermemeliyiz!

Güzel Ahlak toplumu oluşturmak için; Müzik, Resim, Yabancı dil, Matematik vs. dersleri gibi Ana Yasamız Kur'an-ı Kerim, Siyeri Nebi ve Ahlak dersleri de mutlaka mecburi ders olmalıdır!! Ve nesillerimizi teslim ettiğimiz tüm Öğretmenlerimiz mülakatla işe alınmalıdır!

Ayrıca, “Halık’a Saygı, Mahlûka Şefkat ve Güzel Ahlak” ilkelerihazırlayacağımız Milli Anayasamızın ruhu olmalıdır!