Bir süredir kanser tedavisi gören Pir Nurettin Cerrahi Tekkesi'ne mensup 82 yaşındaki Friedlander, dün İstanbul'da vefat etti.

Müslümanlığı seçen Yahudi kökenli ABD'li yazar Friedlander, bugün ikindi namazına müteakip Karagümrük'teki Canfeda Hatun Camii'nde kılınacak cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlanacak.

Ahmet Özhan, tasavvuf hakkında kitaplar kaleme alan, grafik tasarımcı, fotoğrafçı, ressam, şair ve film yapımcısı Friedlander'ın yaşamını ve onunla tanışma hikayesini AA muhabirine anlattı.

Shems Friedlander

- "Türkiye'yi vatanı olarak algıladı"

Friedlander'in vefatından duyduğu üzüntüyü dile getiren Özhan, "Bir sevgili kardeş daha, bu boyuttan bir başka boyuta göçtü, miraç etti. Efendimizin buyurduğu gibi, bir odadan bir odaya geçer gibi. Tabii ki hali beşeriyetle üzüntüden ari olamıyoruz. Yoksa çok tabii bir olay ama bizler ölümü tamamıyla beşer boyutunun şartlanmalarıyla okuduğumuz için acısını, yanmasını da ziyadesiyle çekiyoruz." ifadelerini kullandı.

Özhan, Friedlander'la 1980'li yıllarda ABD'de tanıştığını belirterek, şunları kaydetti:

"Tosun babamız (Tosun Bekir Bayraktaroğlu) vasıtasıyla tanımıştık. Fevkalade cana yakın, o ölçüde de vakarlı, tatlı bir mesafeyi muhafaza etmeyi seven ama son derece verici bir kişiydi. Bir estetik uzmanıydı. Yani çizgi estetiği uzmanıydı. Bir yazardı, düşünürdü. Mevlevilikten ve cerrahilikten halife makamında bir yeterlilik göstermişti. Uzun süre Mısır'da Kahire'de üniversite öğretim görevlisi olarak çalıştı. Yine uzun yıllardan beri Türkiye'yi vatanı olarak algıladı. Burada yaşadı ve kitaplar yazdı. Bizim vakfımızda (Türk Tasavvuf Musikisini ve Folklorunu Arama ve Yaşatma Vakfı) her pazartesi, perşembe uzun yıllar beraber olduk."

- "Takdir edilecek o kadar çok yönü vardı"

Shems Friedlander'ın büyük bir nezaket üstadı olduğuna işaret eden Ahmet Özhan, "Takdir edilecek o kadar çok yönü vardı ki. Mesela ABD gibi bir yerde yüksek seviyede entelektüel hayatı ve o seviyede yüksek ekonomik kazancı, ailesinden kalan malı, mülkü olmasına rağmen Muzaffer Özak efendimle, Tosun Baba'yla birlikte Muhammedi düşünce, sevda, aşk gönlüne düştü. Uzun seneler Muzaffer efendimle sohbetlerde, seyahatlerde birlikte olmanın getirmiş olduğu büyük bir ayniyet hissiyle bizlerin arasında bulundu. Bizden biriydi. Muzaffer efendimin ABD seyahatleri dolayısıyla yine Shems baba gibi yüksek seviyede, sosyal konum sahibi arkadaşlar edindik. Onların hepsi de İslam'ı seçti, beğendi. Taklit ile değil, tahkik ile beğendiler ve birçoğu göçtü, mutlu olarak berzah boyutuna geçtiler." diye konuştu.

Özhan, Friedlander'in arkasında çok güzel bir iz ve dostluklar bıraktığının altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Shems babanın hayatı mutlaka Batı dünyasında gerçek İslam'ı tanımak, anlamak ve ona koşmak için çok önemli bir deneyim olacaktır. Yazdığı kitaplarla ve geride bıraktığı eserleriyle her zaman anılacaktır. Bizler onu çok sık anacağız. O bizim sevgili bir arkadaşımız, bir ağabeyimizdi. Yolu açık olsun. Kendisi Hz. Mevlana'nın yanı başındaki mezarlığa defnedilmeyi vasiyet etmişti. Vasiyeti üzere Karagümrük'teki Canfeda Hatun Camii'nde kılınacak cenaze namazından sonra akşam uçağıyla Konya'ya gidecek ve orada Mevlana'nın dizine başını koyarak, aşkını, muhabbetini, sevgisini sonsuzluğa taşıyacak."